02; artık kanatları yoktu.

38 9 9
                                    

-17.03.24'

the neighbourhood, reflections

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

the neighbourhood, reflections.



olsaydı yıldızların dili,
senin kadar parlayamadıkları için;
anlatırlardı ne denli utandıklarını.

günlerdir aklımdan çıkmayan siması, beni buraya getirmek için direnmişti.
çektiğim uykusuzluktan ağrıyan başım adım atmamı zorlasa da gecenin bir vakti iskele yolunda bulmuştum kendimi.  zihnimi kaplayan huzursuzluğun bugün dinmesini umuyordum. ayrıca verdiği sözü tutmasını da.

görüşeceğimizi söylemişti.
öyleyse burada olmak zorundaydı.

gece iki sularında iskelede yürüyor olmak yeterince gerici iken önünden geçtiğim çoğu bankı boş görmek umudumu yitirmemi sağlıyordu yavaşça. her zamanki gibi birbiriyle savaşan dalgalar kıyıya bu gece daha sert çarpıyordu. öyleyse yoongi'nin zehiri üzerlerine akmış olmalıydı.

kulağıma doluşan müzik, bakışlarımı kenarıdaki yeşilliklerin arasına kaydırmıştı. bankın arkasında kalan çimlerin üzerine uzanmış olan adamın saçları, yeşilliklerin içerisinde kusursuz duruyordu. hep olduğu gibi.

onu bulmuş olmamım sevinci ile yorgun adımlarımı büyüterek yanına yaklaştım.
etrafı net aydınlatamayan ışıklardan olsa gerek, henüz beni görmemişti.

"benim de şarkı açmamda sakınca var mı?" dedim. gözleri beni bulduğunda kaşları çatılsa da birkaç saniyede yumuşadığına şahit olmuştum.

kendini hemen toparlamıştı. uzandığı yerden kalkarak boş kısmı işaret etti. yanındaki yerimi alarak bacaklarımı uzattım ve onaylayan bakışlarını gördüğümde listesini karıştırarak sevdiğim parçalardan birini açtım. çalmaya başlayan hafif melodinin sesini biraz daha açarak yüksek seviyeye ulaştırdım. eline çantasından çıkarttığı bardağı alip yudumlarken bütün dikkatini dinlediği müziğe vermişti. kahve irisleri ise, gözlerimin tam önünde bana bakıyordu.

her yerde bir iz bırakıyorsun kendinden,
kırgın bakışlarınla irkiliyor bedenim.
sayende ürkek bir şair oldum yoongi.
kalemim karşında yazmaya cesaret edemiyor.
kırılmış, küskün ve de yalnız olan dağılmış yüzünü gördüğünde.

istemsizce gülümsedim.

kalbim çalan şarkı eşliğinde ritmini değiştiriyordu. elbette bunun sebebinin üzerimden çekmediği gözleri olduğunun farkındaydım. ancak beni asıl heyecanlandıran; senin de benim kadar özlem dolu olmandı.

"sıcak çikolata. istersen içebilirsin." dedi elindeki bardağı işaret ederek.

yanaklarımı içten kemirmeyi bırakarak elinden bardağı kaptım. kesinlikle bu soğuk havada onun ikram ettiği sıcak çikolatayı geri çevirmek büyükçe bir hakaret olurdu. sıcak çikolataya.

keyifle içmeden evvel telefonundan bir şarkı daha açtım.

"şarkı zevkin bir şaire uyan cinsten değilmiş." dedi. yüzünde oluşan tebessümü her ne kadar bastırmaya çalışsa da, bana güzel bir manzara çıkarmıştı ve fazlaca memnun olmuştum.

ayrıca bugün daha konuşkan olması hoşuma gitmişti. çabalıyordu, bu yüzden konuşmalarımda daha rahat olmamda sakınca görememiştim. başlat düğmesine basarken konuştum.

"bir gün ansızın karşına çıkacak bu şarkılar. kulağın sözlerine çok aşina hissedecek kendini. tabii ben o vakit yanında olmadığımdan, " dedim telefonu çimlerin üzerine bırakırken.

"sana beni hatırlatacaklar. yani öyle olmasını umuyorum."

sözlerim ardından oluşan kısa süreli sessizlik bakışlarımı ona yönlendirdi. tebessümü silinmişti ve şimdi ifadesinden ne hissettiğini anlamayı çok istiyordum. çünkü bu yanlış bir şeyler demişim gibi hissettirmişti. benim de yüzüm istemsizce düşerken susmam gerektiğini fark ederek önümdeki sıcak çikolatayı yudumladım. arada ona bakmayı da ihmal etmesem de, mimikleri hâlen nötrdü.

bir şeyler düşünüyordu ama kafası karışık değildi, yalnızca zihni bulanıktı.

ruhu ise, taptazeydi.
fakat onu sahipsiz bırakmıştı.
bünyesine acıları öylesine derinden dikişliydi ki, değil kendisinin bir başkasının bile açmaya gücü yetmezdi.

hâlâ konuşmuyor olması moralimi bozuyordu.
"sana bırakabileceğim en saf anılar o şarkılar olurdu yoongi. ondan öyle dedim, yanlış anlamanı istemem-"

pekala.

bana kızıp bu söylediklerimin saçmalıktan ibaret olduğunu söyleyebilirdi, en azından bunu beklerdim. gereksiz samimiyet gösteriyorsun bile diyebilirdi.

ancak belime sarılan kolları, kesinlikle ondan beklemediğim bir ataktı ve kalbimin yerinde olmadığına emindim.


içini kaplayan yanılsamalara yenilmeyecektin yoongi.

çünkü, düşer gibi olduğun o yalnızlığı duyup yanacaktı tüm yıldızlar.

çünkü, düşer gibi olduğun o yalnızlığı duyup yanacaktı tüm yıldızlar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
acının tatlı bal'ı. -yoonmin.Where stories live. Discover now