03; az ağlıyordun,

31 9 2
                                    

-25.03.24'

jungkook, 2u

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jungkook, 2u.


senin; ince uzun, beyaz ellerin...
yüreğimi alan bir serinlik sanki.
al bir kadife üstünde dursalar biraz,
tabloların en güzeli olur inan ki.


"burnuma bahşettiğin kokunu hatırladım yine, dün gece." dedi keyifle.

son buluşmamızın ardından 1 hafta geçmişti. bana sardığı kollarının uzağımda duruşundan tamı tamına 1 hafta, ta ki bugüne kadar. nasıl bu hâle geldiğimiz hakkında fikir sahibi olmasam da, epey hoşnuttum yaşadığımız bu karmaşadan. benim için oluşturulmuş güvenli bir alandı bu adam. kollarının belimde yer edindiği o ilk güne döndüğümde, kalbim yine tekliyordu o ânı yaşarcasına.

"bugün dalgalar birbiriyle savaşmıyor. anlaşılan rolü bulutlara kaptırmışlar." dedim.

onaylayan mırıltılar çıkararak bankımıza oturdu. "belki bunda senin etkin vardır biraz." dedi.

"anlamadım?"

gülümseyerek bir elini soğuktan kıvrılmış olan elimin üzerine yerleştirdi. parmakları benimkine kıyasla sıcacıktı. ellerimi bırakmaması için sabaha kadar burada oturup donmayı kabul edebilirdim.

"söylediklerimde ciddiydim. dalgalar benim yükümü taşıdığı için böylesine öfkeliydiler." diyerek ekledi;

"onların aylarca taşıyıp hafifletemediği yükleri, sen tek dokunuşta yok ettin jimin."

sözlerinin dokunaklılığı, kızarmama sebep olsa da mutlu etmişti. onun yaralarını hafifletebilmeyi her şeyden çok istiyordum.

kalbinin kabulü ile;
gel, kendi merkezine.
orada her ev sana ayrılmış yoongi, her koltuk senin için tütsülenmiş.
geceydi değil mi en sevdiğin saatler?
söz, yıldızlar hiç inmeyecek gökyüzümüzden.

"eh, ben de itiraf etmeliyim ki; kalemimin ucuna dolanmış mevsimlerini gördüğümden beri, dinlenmiş gibiyim yoongi." dedim kucağımdaki parmaklarıyla oynayarak.

onun hayatıma girmesiyle tozlanmış satırlarımın yeniden canlanmış olmasına şaşırmıyordum. ilham alabileceğim en güzel duyguları tatmamı sağlamıştı farkında olmadan. kendi yitiriş öyküsünü kaleme alan bir şairden, önündeki eşsiz manzarası adına kalemini hedef çizen bir şair; manzarası yalnızca min yoongi ise aralayabilirdi cümlelerini.

saçlarımın arasına uzattığı diğer eli parmaklarını gezintiye çıkarmış, bakır tutamlarımı kovalıyordu. bana bu kadar şevkat dolu olması, dertlerimden arınmama yetiyordu.

"kalemin hep değerliydi jimin. benim mevsimlerim değil, onu harekete geçiren tutkundu." dedi.

parmaklarıyla oynamayı bırakıp yüzüne baktım. "yanlışın var senin. bu dediğin tutku işi gerçek olsaydı eğer, çizimlerini kenara atmazdın değil mi?"

ve cevaplamadı. bunun yerine ellerini kendine çekti.

sessiz geçen birkaç dakikanın ardından havayı süzerek konuştu.
"yağmur yağacak. hadi bana gidelim. hem o çok istediğin sıcak çikolatayı yapacağım sana." dedi.

yeniden esen sert rüzgar ile ellerimi ceplerime yerleştirirken büyüyen gözlerimle sordum. "sahiden yapar mısın? buranın ayazı ruhuma da bulaştı, acilen geri çözünmeliler."

kolumdan tutarak beni de banktan kaldırırken gülümsedi. işin doğrusu; kıvrılan dudakları ruhumu çoktan ısıtmıştı ancak belli etmeye gerek yoktu.
bir cebimden elimi çıkarmamı sağlayıp araladığı parmaklarına kenetlerken yürümeye başladı, ben de adımlarımı ona uydurarak ilerledim.





birbirine bağlı ellerimiz miydi beni böylesine huzurla kaplayan bilmiyordum.
tek temennim ona hep erişebilir kalmak olacaktı.

tek temennim ona hep erişebilir kalmak olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
acının tatlı bal'ı. -yoonmin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin