[-11-]

7.1K 443 61
                                    

Kapı çaldığında dudaklarım kıvrılırken ayağa kalktım. Ağır adımlarla ilerleyip kapıyı açtığımda öfkeden kuduran Ozan'ı görmek sırıtmamı sağladı.

"Koduğumun piçi." Diyerek yakama yapışmasıyla geriye adımladım. Gözlerini gözlerimden ayırmadan kapıyı tek eliyle sertçe kapattı.

"Sakin ol şampiyon." Dedim sırıtarak.

"Ötlek gibi habersiz yumruk atınca kendini bir sik sandın sen." Diyerek yakalarımdaki eliyle beni sarstı. Ona erkek kaşarı dediğim için çok sinirlenmişti.

"Fark ettin mi roller değişti sanki? Ben alay ediyorum, sen öfkelisin. Normalde tam tersi olur."

Bir eliyle çenemi kavradı sıkıca. "Ne anlatıyorsun sen orospu çocuğu!"

"Güzel miymiş karşındakinin seni ciddiye almaması ha?"

"Konuyu değiştirme sikik." Dedi yüzümdeki elinin tutuşunu sıklaştırarak. Tırnakları yanağıma batıyordu. "Bir daha benimle öyle konuşursan seni burada sikerim Akın." Dedi dişlerinin arasından.

"Niye yavrum, gerçekler yüzüne vurulunca zoruna mı gitti?" Dedim sırıtarak.

"Bak seni gebertirim diyorum oğlum," dedi kendini tutmaya çalışarak. "Allah şahidim olsun seni burada gebertirim."

"Sikiyordun hani, gebertmek nereden çıktı?" Bir küfür mırıldanıp bana yumruk attığında birkaç adım geriye gittim.

Tekrar üzerime gelmişti ki onu tüm kuvvetimle ittim. Hayvan gibi güçlü olduğundan sadece sarsılmıştı ama yakasını tutup bana attığı yumruğun acısını çıkartmak için ben de ona vurdum. Tamam bu sefer ona vurmak aklımda yoktu ama o da bana vurmuştu.

Ozan bu sefer yumruğumla geriye sendeledi. Onu bir kere daha ittiğimde halıya takılarak arkasındaki koltuğa düşmüştü.

"Farkında mısın günün sonunda hep yumruklaşıyoruz." Dedim dudağımdaki kanı silerken.

Ozan'ın kalkmak için yeltenmesine izin vermeden ellerimi omuzlarına bastırarak sırtını koltuğa yapıştırdım. Kaşları çatıldı. Bir dizimi iki bacağına arasına koyarak üzerine eğildiğim de "N'oluyor lan?" Demişti.

"Bir şey olduğu yok, sakin ol." Dedim keyifli bir ifadeyle.

Ellerini gövdeme koyarak beni kendinden ayırmaya çalıştı. "Kalksana." Dedi ama bir anda bu kadar yakın olduğumuz için afallamıştı.

Ona yukarıdan bakarken nefesi yüzüme çarpacak kadar yakındık. Gözleri saniye kadar bir süre boynuma kaydı ama hemen öfkeli gözleri tekrardan beni buldu.

"Kalk lan!" Diyerek beni itti.

"Düşü-Aaa!" Yere düşerken Ozan'ın tişörtünün yakalarını tutmuştum. Yere yapışacağımı anlayan Ozan hızla beni tutmaya çalıştı ama başaramayınca ikimiz de yere kapaklandık.

Sırtım yere yapışırken koltuktan düşmüş olsam bile sert düştüğüm için suratım acıyan sırtım yüzünden buruştu. Ozan son anda bedeninin benimkinin üstüne düşmesini engellemişti. Kolları başımın iki yanında durarak bedenini ayakta tutarken diz kapağı uyluklarım arasındaydı.

"Siktir." Diye nefes nefese mırıldandı. Öfkeli gözleri beni bulurken "Amına koyduğum ne diye üstüme çıkıyorsun?!" Dedi ama benim dikkatim santimler kadar ötemdeki, her kelimesinde hareket eden dudaklarındaydı. Dolgun, koyu pembe dudakları vardı.

"Kafanı vurdun mu?" Dedi bu sefer de başıma bakıp. Sanki az önce yumruk atan babamdı da başımı soruyordu şimdi.

Ellerimi kaldırıp sırtına koyduğumda irkildi. "Vurdum galiba..." diye mırıldandım. "Baksana bir şey olmuş mu?" Gözlerim en sonunda dudaklarından ayrıldı. Zorlukla gözlerine baktım. "Acıyor."

Ozan bakışlarımı fark etmişti. Kaşları hâlâ çatıktı ama gözlerindeki öfkeden sadece ufak kırıntılar kalmıştı.

Hemen yanımdaki eli saçlarımı buldu. Yüzüme bakmamaya çalışırken elini başımda gezdirdi. "Şişmemiş."

Sırtındaki ellerimi sürterek ensesine getirdim. Parmak uçlarım tişörtünden içeri kaydı. Parmaklarımın altındaki ince tüyler diken diken olmuştu. Okşadım yavaşça.

Ozan'ın gözleri yerde dağılan saçlarımdaydı ama dikkati ellerimdeydi.

Aramızdaki cinsel gerilim bir anda artmıştı. Ve o da bunun farkındaydı.

Kollarımı yavaşça boynuna doladım. Sırtımı hafifçe kaldırarak yerden ayırdığımda saçlarımdaki eli yere düştü. Uzanıp boynuna dudaklarımı bastırdım. Tüm bedeni irkildi.

Kollarım sanki ona sarılıyormuşum gibi boynuna dolanmış olduğu için onu kendime çekip sıkıca sarılmak istiyordum.

Dudaklarımın altındaki adem elması hafifçe hareket etti ama yutkunmamıştı.

Gözlerim kendiliğinden kapanırken parfümününün hoş kokusu doldu burnuma. Teninin kokusunu gölgelemişti.

Birden boynuna doladığım kollarımdan birini tutup kendinden ayırdı sertçe. Dudaklarım sıcak teninden ayrılmıştı.

Ozan nefes nefese ayağa kalktı. "Ne yapıyorsun lan?!" Sesi az önce üzerimdeyken olduğu gibi yumuşak değildi, sertti.

Yerimde doğrulup aşağıdan ona baktım. Dudaklarım aralıkken saniyelerdir almayı unuttuğum nefesleri alıyordum. Yüzüm alev alıyordu.

Ozan'ın gözleri yüzümde gezdi. Ardından bir şey demeden arkasını dönerek çıktı evden.

Oturduğum yerde nefes nefese bekledim. Ardından az önce yaşadığımız olayın garipliği karşısında dayanamayıp büyük bir kahkaha attım. Boynunu öpmüştüm resmen.

Bakışlarım varlığını hissetmiş gibi koltuğun kenarında duran telefonu buldu. Onu görünce dayanamayıp biraz daha güldüm. Telefonunu koltuğa düşürmüştü.

Kollarımı açarak olduğum yere geri uzandım. Ozan telefonunu almak için buraya geri gelecekti. Onu tekrardan görecektim.

***

La yazıyorum yazıyorum kelime sayısı hâlâ 600'lerde. Bölümler kısa oluyor yav.

SEVERSİN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin