Neredeysen Bul Artık Beni

16 4 50
                                    

Güne güzel bir başlangıç yapmak için Zeugma Antik Kenti'ni ziyaret etmeye karar verdim. Tarih kokan bu antik kent, yaz tatilimde keşfetmek istediğim yerlerden biriydi. Sabahın erken saatlerinde yola çıktım ve Zeugma'ya vardığımda tarihi atmosfer beni sarmıştı. İlk adımımı antik kalıntılar arasında attığımda, geçmişin izlerini takip ederken duyduğum heyecanı tarif etmek zor. Her taşın anlattığı bir hikaye var gibiydi. Zeugma'nın mozaikleri ve antik yapıları, adeta tarihle dans ediyormuş gibi hissettirdi. Kendi başıma gezinirken, birden karşıma Özge adında bir kız çıktı. Aynı şekilde antik kente ilgi duyan Özge ile hemen kaynaştık. Zeugma'nın sokaklarında birlikte dolaşırken, tarih hakkında bilgi alışverişi yapmanın yanı sıra birbirimize de keyifli anılarımızı anlattık. Özge'nin enerjisi ve paylaşımcı ruhu, gezimizi daha da renkli kıldı. Zeugma'nın büyüleyici atmosferinde birlikte fotoğraflar çektik, antik kalıntıları inceledik ve bu özel günü birlikte geçirmenin mutluluğunu yaşadık. Günün sonunda, Özge ile tanıştığım için gerçekten şanslı hissettim. Zeugma, sadece tarihi değerleriyle değil, aynı zamanda bu güzel arkadaşlığı da bana kazandırdığı için benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Her adımımda tarihle buluşurken, aynı zamanda yeni dostluklara da yelken açmak, tatilime anlam kattı. Özge ile tanışmanın keyfini çıkarırken, ondan telefon numarasını almak istedim. Cesaretimi topladım ve nazikçe "Özge, seninle tanışmak gerçekten güzeldi. Bir ara buluşup daha fazla sohbet etmek ister misin? Numaranı alabilir miyim?" dedim. Özge gülümseyerek, "Tabii ki, neden olmasın! İşte numaram: 053354357**," şeklinde cevap verdi. Numarasını alırken içimde bir heyecan vardı. Özge'nin samimi tavırları ve güler yüzü, onunla iletişim kurmayı daha da heyecanlı kılıyordu. Numarasını aldıktan sonra teşekkür ettim ve bir sonraki buluşma için plan yapmayı önerdim. Artık Özge ile iletişimde olma imkanına sahip olduğum için mutluydum. Bu yeni başlangıç, belki de güzel bir arkadaşlık veya daha fazlasının başlangıcı olabilirdi. Özge'yi aramak için fırsat kollarken, içimdeki heyecanı bir kenara bırakamıyordum. Özge ile Rumkale'yi gezmeye karar verdik ve bu keşif dolu günü birlikte geçirmek için sabırsızlanıyorduk. Sabahın erken saatlerinde buluştuk ve kaleye doğru yola çıktık. Rumkale'nin tarihî atmosferi ve eşsiz manzarası, günün bizi bekleyen güzelliklerini sezinletiyordu.

Kalenin etkileyici taş duvarları arasında dolaşırken, Özge ile tarih hakkında sohbet etmek gerçekten keyifliydi. Her bir taşın ve mozaik kalıntısının ardında yatan hikayeleri birlikte hayal etmek, bu gezinin daha da anlamlı olmasını sağlıyordu. Rumkale'nin zirvesine tırmandığımızda, nehir manzarası ve çevresindeki doğa bizi büyüledi. Özge ile birlikte bu güzellikleri paylaşmak, günün en özel anlarından biri haline geldi. Fotoğraf çektik, anılar biriktirdik ve kalede geçirdiğimiz süre boyunca birbirimize daha da yakınlaştık. Öğle vakti geldiğinde, kale çevresindeki bir piknik alanında mola verdik. Birlikte getirdiğimiz atıştırmalıkları paylaşarak, bu tarihî mekanın atmosferinde hoş bir öğle geçirdik. Özge'nin enerjisi ve neşesi, gezimizi daha da renklendirdi. Rumkale gezimizde tarihle iç içe olmanın yanı sıra, Özge ile yeni bir dostluk kurmak da benim için çok değerliydi. Özge'nin samimiyeti ve güler yüzü, bu güzel günü unutulmaz kılan unsurlardan biriydi. Gezimizin sonunda, birbirimize veda ederken bir sonraki maceramızı planlamak için heyecanlanıyorduk.

Gece yatmadan önce, sessizliğin hakim olduğu o anlarda aklıma eski bir dostum olan Göktuğ geldi. Uzun bir süre boyunca görüşmemiştik ve onunla olan bağlantımız bir şekilde kopmuş gibiydi. Instagram'a giriş yaparak, profiline göz attım ve ne yazık ki, Göktuğ'un aktif olmadığını gördüm. Ancak içimde, uzun zamandır konuşmamış olsak da ona bir mesaj atma isteği belirdi. Onunla olan geçmişimizde, birbirimize karşı derin bir güven ve samimiyet vardı. Ancak zamanla, hayatın getirdiği değişikliklerle birbirimizden uzaklaşmıştık. Göktuğ'un halini bilmemek ve onunla iletişim kurmamak, içimi bir melankoli ile dolduruyordu. Belki de bu gece, bu sessiz saatlerde, ona bir selam vermek isteme sebebim tam olarak buydu. Instagram üzerinden Göktuğ'a bir mesaj yazdım. "Merhaba Göktuğ, uzun zaman oldu. İyi misin?" şeklinde kısa ve samimi bir mesaj gönderdim. Gönder tuşuna basarken içimde bir heyecan vardı. Umarım bu mesaj, aramızdaki eski dostluğu hatırlatacak ve belki de yeni bir başlangıç olacaktı. Ancak zaman geçtikçe, Göktuğ'dan bir cevap alamamanın hayal kırıklığı içinde kendimi buldum. Her geçen saniye, mesajımın okunduğu ve belki de düşünceli bir yanıtın yazıldığı umuduyla bekledim. Ancak Göktuğ'un hesabı hâlâ aktif olmayanlar arasındaydı ve mesajımı bile görmemişti. Bu durum, içimde bir burukluk yarattı. Belki de hayatın getirdiği koşuşturmalardan dolayı Göktuğ'un sosyal medyaya vakit ayıramıyordu. Ya da belki de benimle konuşmaktan kaçınıyordu. Ancak ne olursa olsun, bu durum beni biraz üzmüştü. Gece boyunca, yatağımda düşüncelerime daldım. Geçmişte yaşadığımız anıları hatırladım ve onunla geçirdiğimiz keyifli zamanları düşündüm. Belki de birçoğumuzun hayatında böyle anlar vardır; eski dostlarımızı düşündüğümüzde, içimizde bir yerlerde özel bir yer kaplarlar. Göktuğ'dan cevap alamamış olmak, başta hayal kırıklığı yaratsa da belki de bu bir dönemin sonu ve yeni bir başlangıcın habercisiydi. İlerleyen zaman içinde, belki de tekrar karşılaşır ve o eski samimiyeti yeniden yaşarız. Bu gece, sessizlik içinde geçen düşünceli anlarım, eski bir arkadaşı düşünerek ve geçmişle yüzleşerek son buldu. Sabahın erken saatlerinde uyanırken, aklımda Göktuğ'un geçmişe dair anıları canlanmaya başladı. Bir anda onunla ilgili bir mesaj atma fikri beni sarstı. Göktuğ'u yıllardır görmemiş, konuşmamıştım ve onunla ilgili bilgi sahibi olmam da bir hayli sınırlıydı. Peki, neden şimdi ona bir mesaj atma düşüncesi beni etkiliyordu? Belki de geçmişte paylaştığımız anılar, bir zamanlar dost olduğumuz gerçeğini hatırlatmıştı. Zamanla yaşanan değişiklikler, hayatın getirdiği yükümlülükler ve fiziksel uzaklık, birçok insan gibi Göktuğ ile aramızdaki iletişimi zayıflatmıştı. Ancak sabah uyanırken, içimde bir boşluk ve eksiklik hissi belirmişti. Bu düşünce karmaşası içinde, kendime "Neden böyle bir şey yapayım ki? O benim dostum değil şu an" diye sordum. Belki de hayatın doğal akışında insanlar birbirinden uzaklaşır, yeni arkadaşlıklar kurar ve farklı yollara yönelirlerdi. Peki, bu anıları canlandıran neydi? Göktuğ'un geçmişte benim için önemli bir yeri olduğunu fark ettim. Belki de onunla ilgili bir bilgi sahibi olmak, eski günleri hatırlamak ve belki de kaybolan bir bağlantıyı yeniden kurmak isteğinden kaynaklanıyordu bu düşünce. Ancak bunun gerçekçi bir beklenti olup olmadığını düşünmeden edemedim. Sabahın sessizliğinde, bu ani dürtüyü bastırmaya ve günlük rutinime odaklanmaya karar verdim. Göktuğ'un hayatı, belki de benim aklımda canlandırdığım gibi değildi. Belki de o da kendi yolumda ilerliyordu ve geçmişin anılarından ziyade, şu anın ve geleceğin önemli olduğunu düşünüyordu. Bu düşüncelerle, sabah rutinime devam ettim. Göktuğ'un aklımda bıraktığı iz, bir anlık bir nostaljiye sebep olmuştu, ancak bu duyguyla yüzleşmek ve gerçekçi olmak gerekiyordu. Zamanla, eski dostlarla bağlantı kurma arzusu zaman zaman ortaya çıkabilir, ancak her şeyin doğal akışına bırakmak ve geçmişin anılarını sevgiyle hatırlamak önemliydi. 

Bu Şehrin Son ŞansıWhere stories live. Discover now