Bölüm 3 ~ Başından beri...

41 18 12
                                    

     Hayla anlamamıştım neden ben... Tüm silahlar bana bakarken silahların yarısı Ateşe çevrildi;

''Elinizi havaya kaldırın!'' dedi bir polis... dediği gibi yaptık Ateş;

''Biz Bir şey yapmadık yaptıysak ta ben yapmışımdır Nehir masum'' 

    Beni neden bu kadar koruyup önemsiyorsun Ateş... diye bağırasım geliyor ama olmuyor...

''Karakolda anlatırsınız artık'' dediler ve bizi dışarı çıkardılar ve polis arabasına bindirdiler yolda giderken gözlerimde çok fazla korku vardı... 

    Neden müdürün odasında benim ismim olan bir kağıt vardı... Mahkum 1020 tutuklanacaktım ve numaram 1020 mi olacaktı hayla anlamıyordum bir açıklama arıyordum ama kimse açıklamıyor... Karakola vardığımızda bizi indirip karakolda beni bir odaya kapattılar ''bir masa iki sandalye iyiymiş'' dedim içimden sandalyelerden birine oturup beklemeye başladım  5 dakika sonra içeri bir polis geldi ve karşıma oturdu;

''Nehir Akar sizsiniz demi''

''evet efendim...''

''sen mi öldürdün?''

''hayır...''

''emin misin?''

''evet''

    Bir anda parmağımı tutup kağıda bastırdı... ve elindeki başka bir kağıda baktı;

''cesetteki parmak izleri sizinkilerle aynı üzgünüm hanımefendi'' 

''Size olayı anlatacağım ama o müdürün odasında gördüğüm kağıt benim ismim yazıyordu ve Mahkum 1020 yazıyordu ne anlama geliyor bu?''

''Okuduğun koleje özgün bir şey her öğrenciye yapıldı çünkü her yıl okulunuzda cinayet olayı oluyor ve sende yeni kaydolduğun için bugün hazırlandı o kağıda yazan numara bence artık işine yarayacak hadi bakalım anlat olayı''

''Tamam... O gün okulun ilk günüydü ilk dersten sonra okulu gezmek istedim o yüzden en alta indim orayı gezmeye başladım çok karanlıktı önümü görmeye çalışırken bir şeye takıldım ve yere düştüm korkuyla telefonumun el fenerini açtım ve yerdeki cesedi gördüm etrafında kan vardı kim olduğunu anlamak için korkuyla yüzünü kendime doğru cevirdi Elif Uludağ idi ve o an onun yüzü bana çok tanıdık geldi ilk okul arkadaşımdı  bir anda bağırdım bir öğretmen 'kim var orda' diye bağırdı ne yapaktım bilemedim saklandım  sonra saklandığım yerde bayılmışım...''

''Dedikleriniz mantıklı ama Ateş bey ne diyecek eğer aynı şeyleri derse bir araştıracağız demezse ikinizden biri suçu itiraf etmek Zorunda kalır ama yine de o geceki kamera kayıtlara bir bakacağım burada bekleyin lütfen''

    Dedi ve gitti çok korkuyordum Ateş umarım gerçekleri anlatırsın değiştirmezsin... değiştirirsen... sonuçta oda beni önemsiyordu bunu onu kurtarmak için yaparım... 

    Maksimum 10 dakika geçti yine bir polis geldi ve karşıma oturdu;

''Kameralara baktınız mı, Ateş nerede?'' dedim heyecanla

''Kameralar karanlık sadece siyah ekran var''

''ama...''

''yani kameralar galiba bozuk yada suçlu bozmuş... yani suçunuz var mı yok mu bilmiyoruz''

''Ateş iyimi...?''

''evet ama Ateş bey sizin gibi bir konuşma yapmadı bize''

     Ateş yaktın beni şimdi ne yapacaktım..;

"Ne anlattı?"

"Orada olmadığınızı sadece kendinin orda olduğunu söyledi"

"Hayır suçu ben işledim polis bey olayı ikimizde yanlış anlatmışız"

"Emin misiniz? Çünkü size zorla da söyletiyor olabilirler"

    Zorla söyleten yok... Söylemek zorundayım;

"Evet ben işledim suçu..."

    Polis oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ellerimi kelepçeledi ve ayağa kaldırdı;

"Annenizi aramıştık onunla 3 5 dakika konuşma izni veriyoruz sonra tekrar ziyarete gelir"

    Başımı salladım ve beni çıkardılar annem bir anda bana sarıldı;

"Kızım masumsun demi benimle eve geliyorsun demi bak baban evde bekliyor"

"Anne... Ben... Ben gelemem"

    Annem çok kötü bakıyordu bana hem üzgün hem şaşırmış hem de korkuyordu;

"Neden  gelemezsin?"

"Annem sucu ben işledim ve şimdide cezamı almaya gidiyorum sonra ziyarete gelirsin görüşürüz..."

    İki gözünden de yaşlar akmıştı ama ben ona 'annem sakın üzülme geri geleceğim...' diyememiştim tek yaptığım arkama bile dönmeden ilerlemekti bir anda durdum..;

"Ateş... Ateşi serbest bıraktınız mı?"

"Evet o su-" derken Ateşin sesini duydum;

"Nehir seni nereye götürüyorlar?!" sesi çok kızgın çıkıyordu yanıma geldi ona da bir açıklama yapmak zorundaydım;

"Ateş ben artık Mahkum sayılırım beni hayatından çıkar ve hayatının tadını çıkar beni kurtarmaya çalışman bile salak caydı..."

    Dedim yine ilerledim arkama asla bakmadım anneme de Ateşe de asla bakmadım... Artık hapiste bana Mahkum 1020 diye hitap edilecekti...

İşte hayatımın berbat günleri başlıyor...

Aslında hayatım her zaman berbattı ne bekliyordum ki...




Mahkum...~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin