19.

1.6K 158 104
                                    

Gökay'dan

Biz eşim ile gölün kenarında oltalarımızı tutarken bebeğimiz Dinçerin kucağında oturuyordu. Sırtı babasının karnına değiyordu ve eldivenleri elini ağzına sokmuş, emiyordu.

"Eldivenini ıslatmış."

"Çantada yedek çift var, bir şey olmaz."

Etraf sessizdi, sadece biz vardık.

"Seni çok seviyorum, Dinçer."

Kafamı eşimin omzuna yasladım ve kafamın üzerini öptüğünü hissettim.

"Bende seni çok seviyorum, Gökay'ım."

Huzurlu bir şekilde balıkları beklerken Arin bir zaman sonra mızmızlanarak Dinçerin kucağında hareketlenmeye başlamıştı.

"Bebeğim, ne oldu? Sıkıldın mı yoksa?"

Dudağını büzerek sağına ve soluna bakınmaya başlamıştı. Anlamayarak ona bakıyorduk ikimizde.

"Bebişim, bir şey mi arıyorsun?"

Arin mızmızlanarak yüzünü Dinçerin boynuna gömdü ve kollarını da boynuna sardı. Tam ağzımı bir şey sormak için açacakken duyduğum kelime ile ikimizde donup kaldık.

"Ted!"

İkimizin de gözleri kocaman açılmıştı. Dinçer Arini kendinden uzaklaştırarak bacaklarının üstüne oturttu. Şimdi hepimiz yüz yüzeydik.

"Ne dedin, aşkım?"

Arin kıkırdayarak elini ağzına götürdü.

"Ted!"

"Ted sana kurban olsun! Nerdeymiş benim oğlumun Teddysi?"

Sevinçle ayağa fırladım ve bebek arabasında duran Teddyi elime alarak onların yanına döndüm.

"Ted!"

Arin Teddysine uzanınca yüzümdeki sırıtma ile ayıcığını elleri arasına verdim ve yanaklarından öptüm.
Dinçer ise sakin sakin saçlarını okşuyordu.

"Sen sevinmedin mi?"

"Sevindim tabii ki yavrum. Sadece biraz duygulandım."

Gülerek kafamı onun omzuna yasladım ve ellerim ile koluna sıkıca sarıldım.

"Baba demeni bekliyordum ben oğlum."

Arin bana boncuk gözleri ile bakarak kıkırdadı ve ağzında duran eldivenli elini çıkardı. Elini benim yanağıma değdirmesi ile eldivendeki tüm salya yüzüme bulaşmıştı.

Dinçer benim halime gülerken bende gülmeye başlamıştım. Bebeğimin salyasından iğrenecek değildim nasıl olsa.

"Gökay, balık."

Dinçerin sesi ile bakışlarımı yanımda duran oltama çevirdim. Hareket etmesini görmem ile kocaman olmuş gözlerim ile oltayı iki elimin arasına aldım ve ayağa kalkarak çekmeye başladım.

"Bebeğim, bak. Baban nasıl balık tutuyor."

Eşimin ve bebeğimin bakışları altında tuttuğum balığın çırpınışlarını izliyordum. Az sonra hareketleri kesilince onu oltanın keskin tarafından alarak dondurucu çantamıza attım.

"Dinçer, bence gidelim artık. Hava soğumaya başladı."

"Gidelim, güzelim."

İki tane büyük balık tutabilmiştik. İkimiz için yeterliydi nasıl olsa. Arinin bu havada hastalanmasını istemiyordum.

Dinçer oğlumuzu arabasına yatırdıktan sonra yanıma geldi ve birlikte etrafı toplamaya başladık. Çöplerimizi yerde bırakmadan bir bir toplayıp çöp kutusuna attık ve her şeyimizi çantamıza geri koyduktan sonra ben elime balıkların olduğu çantayı aldım. Dinçer bebek arabasını arabaya doğru sürüyordu.

TEDDY BEARWhere stories live. Discover now