Solarium

33 7 5
                                    

"Ciddi misin?"

Nagi çokta şaşırmamış bir biçimde sorarken kısık gözleriyle iğneleyici bakışlar atıyordu.

"Hep en önemli yeri unutursun zaten."

"Gerçekten isteyerek yapmıyorum! Elimde değil!"

Nagi direkt gözlerini devirdi. Ben yine sağa sola bakarken o da benimle bakmaya başladı. İki balkonun arasında hiç bir fark yoktu neredeyse. Hatta yoktu. İkisinde de tek bir eşya yoktu ve kapılarıda açıktı.

Elimle başımı kaşıdım sağ tarafa bakarken.

"Ne yapsak ki ya..."

Nagi hâlâ bir eliyle köprülümsü şeyi tutuyorken diğer elini havaya kaldırıp işaret parmağıyla sağ sol yapmaya başladı. Bunu yaparken bişeylerde mırıldanıyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"O piti piti yapıyorum."

"Ciddi misin?" dermiş gibi suratına bakarken devam etti...

"Hamama gittik temizlendik. Tika tika tik. Son, dersiimiz ma-te-ma-tik."

İşaret parmağıyla, net bir biçimde solu gösterdi.

"Burası çıktı."

"Yalnız yanlış söyledin. Ama cahilliğine vereceğim."

Nagi tek kaşını kaldırdı.

"Sen nereden bileceksin ki."

"Niye ben insan değil miyim?"

"Her insan bilmez."

"E hani otomatik yükleniyordu bu tekerleme."

"Önceki güncellemede kalktı bu."

"Hadi ya. Ee ne yükleniyor artık?"

"Ah sanaa vah sanaa."

Kıkırdadım. Komikti. Her neyse... Nagi beni izlerken sol tarafa geçtim ve balkon demirlerini tuttum. Karşı taraftaki balkona bakıyordum. Rüzgar biraz şiddetlenmişti, saçlarım kulağımın arkasında durmayıp dağılıyordu.

"Nagi. Köprü çakması şeyi uzat."

Yanıma geldi ve uzattı, ikimiz birlikte balkona demirlerinin arasına mimar faciası şeyi yerleştirdik. Ben tekrardan elim çenemde köprü şeysine bakarken Nagi konuştu.

"Bizi taşır mı?"

"Yani... Taşıyacağını umuyorum. Tek tek yavaşça gidersek sorun olmaz. Sanırım."

"İlk sen git."

"Neden ilk ben gidiyormuşum!?"

"Senin eserin."

Eliyle bir "prensese"  yol verir gibi köprüyü gösterdi ve devam etti.

"Önden buyur."

"Ya sabır.."

Bir sabır çektim ve balkon demirlerine tutunup önce mermerin üzerinde ayağa kalktım. Gerçekten. Ama gerçekten. ÇOK YÜKSEKTİ.

"NAGİ! NAGİ TUT BENİ!"

Nagi halime gülerken bir yandan hem köprü yavrusu şeysini tutuyor hemde belimden bana destek veriyordu.

"Dikkat et."

Dedi. Köprümsü yapının üzerine doğru yavaşça eğildim ve dizlerim üstünde üzerinde durdum. Aşağıya bakmamaya çalışırken emekleyerek karşıya geçmeye başladım. Arada çok bir mesafe olmadığını zaten söylemiştim ama yinede çok yüksekti. Bir iki emekleme de karşıya geçtim ve balkon demirlerine tutunarak balkona atladım.

The Coffin [NagiReo]Where stories live. Discover now