Timor Mortis

33 6 6
                                    

"Ve... Buradayız işte."

Dedim tabağımdaki et parçasını bölmeye çalışırken. Sağ çaprazımda oturan Chigiri direkt söze atladı.

"Ee, bu kadar mıydı?"

"E he başka n'olsun."

Dedi yanımda oturan ve hâlâ ağzı dolu olan Nagi. Kunigami eli çenesinde düşünür gibi tabağına bakarken, Bachira ağzı açık bana ve Nagiye bakıyordu. En sonunda Kunigamiden ses geldi.

"Aylarca... Vay be. Helal olsun size."

Elinde tencereyle masayı dolanıp, tabaklarımıza yemekten biraz daha dolduran Isagi gülümseyerek konuştu.

"Boş verin o zamanları da yiyin. Bitti sonuçta değil mi?"

Nagi hâlâ yerken, ben ağzımdaki lokmayı da bitirip kafamı tabağımdan kaldırmadan konuştum.

"Boş verelim vermesine de, bitmiş değil..."

Kafamı tekrar kaldırdığımda herkes endişeyle bana bakıyordu, Nagide dahil. Isagi elindeki tencereyi tezgaha bıraktı ve tekrardan karşıma oturdu. Chigiri önce söze girdi.

"Bitmiş değil derken?"

"Demek istediğim... Biliyorsunuz ki bekçiler her gün belli saatlerde " yaşayıp yaşamadığımızı" kontrol etmek için kapıyı çalıyorlar. Yani burada kalamayız..."

Diğer yanımdaki Bachira ağzı doluyken, çok önemli bir şey düşünmüş kadar heyecanlı bir şekilde konuştu.

"Ama burada kalmak zorunda değilsiniz! İhtiyacınız olduğu zaman gelirsiniz!"

Suratımdaki endişeli gülümseme ile yanıtladım.

"Buraya gelme yöntemimizin pekte güvenli olmadığını söylemiştim... O köprü çakması şey bizi kaç kere taşıyabilir bilmiyorum."

Diğer başta oturan ve Bachiranın karşısında olan Kunigami konuştu bu sefer.

"Buraya gelmek zorunda değiller ki, yiyecekleri balkondan da veririz."

"Aa.. Evet o da olur."

Dedi Bachira gülümserken. Bu sefer benim yerime Nagi konuştu.

"Bu mantıklı gelebilir ama saçma."

Karşımdaki Isagiden ses geldi.

"Neden?"

"Çünkü yemek vermemelerinin bir sebebi var..."

Derken Nagi devam ettirmemi istermiş gibi bana döndü. Sıkıntılı bir nefes verip bende ona çevirdim başımı. Neden bilmem, gözüme çok masum göründü ve elimi saçlarına atıp gülümseyerek okşadım.

"Madem anlatmayacaksın neden konuşuyorsun ki?"

Başı okşanan ve karnı doymuş olan Nagi esneyerek cevapladı.

"Üşendim birden..."

Aslında Naginin içten içe üşenmediğini bende biliyordum. Bunun hakkında konuşmayı da bunun hakkında düşünmeyi de sevmiyordu. Bunu evdeki son yemeği yerken bile bayağı belli etmişti. Ona bakarak başını okşarken tekrar içim rahatladı, onu tekrardan bu kadar mayışmış ve rahat görmeyi özlemiştim. Suratımdaki gülümseme biraz daha hüzünlü olunca Chigiri araya girdi.

"Anlamadım, sorun ne şimdi?"

Elim hala Naginin saçlarındayken derin bir nefes alarak Chigiriye dönüp konuştum. 

"Size şöyle anlatayım... Bir insanı neden aç bırakırsınız..?"

Bachira cevabı bilir bir şekilde heyecanla konuştu.

The Coffin [NagiReo]Where stories live. Discover now