twelve

128 23 12
                                    

Baekhyun gözlerini araladığında hemen yanında duran ve elini sıkıca tutan bedenle göz göze geldi. Chanyeol, yanındaydı.

Çürük kokusu midesini bulandırdığın da tanık olduğu her şey zihnine bir bir doldu. Babası ölmüştü. İnsanlık için çok zor bir sınavın içindelerdi ve tüm umutlar tükenmek üzereydi.

Gözleri yeniden doldu. Yaşamanın, ne anlamı vardı ki?

İç çekti Chanyeol. "Baekhyun, iyi misin?" Başını olumsuzca salladı Baekhyun gözlerini kapatırken. "Nasıl iyi olabilirim?" Diye sordu kısık sesiyle.

Etrafa bakmak istemiyordu. Bir daha babasını öyle görmek istemiyordu.

"Kai ile konuştum. Sana zarar vermeyecek. Hiç kimse." Yutkundu Baekhyun. "Chanyeol bir anlamı yok artık."

Yavaşça doğruldu. Bakışlarını Chanyeol'un gözlerinden ayırmıyordu. "Umut çok azdı, tamamen bitti."

"Sana söyledim defalarca." Yaklaştı yüzüne Chanyeol. "Sen nefes alıyorsan umut var. Benim için var, senin için de olsun." Dolu gözleriyle baktı Chanyeol'un gözlerinin içine. "Ya sana da bir şey olursa. Ya seni de kaybedersem? Buna nasıl dayanırım ben?"

Sıkıca sardı kollarını Chanyeol'un boynuna. Chanyeol hızla karşılık verdi onun sarılışına. "Söz veriyorum, ikimizi de koruyacağım. Bir daha ölmeye pek de meraklı değilim güzelim."

Hafifçe gülümsedi Baekhyun ayrıldıklarında. "Sen baygınken bir yere gitmedim. Lucas bizi çok merak etmiş olmalı. Yanına dönelim."

Derin bir nefes aldı Baekhyun. "Ona ne diyeceğiz?" "Gerçekleri." Dedi Chanyeol hızla. "Ondan bir şey saklarsak dışarıdaki dünyaya hazırlıksız olur. Buna izin veremeyiz."

Baekhyun ayaklandığında sıkıca tuttu Chanyeol'un elini. Tutunacak tek bir dalı kalmıştı. Chanyeol ona elini uzattığı sürece bir saniye olsun beklemeden tutacaktı Baekhyun.

"Kyungsoo, o nerede?" "Arkadaşını mı soruyorsun?" Diye sordu Chanyeol. Başını salladı hafifçe Baekhyun. "O ölünün yanındaydı."

"Kai ile beraber gittiler. O sanırım, onun tutsağı." "Bir de arkadaşımı yanında mı sürüklüyor yani? Delireceğim Chanyeol. Kyungsoo güvende değil. Onu öyle bırakmam."

Dışarı çıkmak için hareketlenen bedenin elini tuttu hızla Chanyeol. "dur nereye gidiyorsun?"

"Kyungsoo bizimle gelmeli. Yanıma alacağım onu." Derin bir nefes verdi Chanyeol. "Kai buna izin vermez."

"Chanyeol-" "bak onun bakışlarını gördüm tamam mı? Kai zaten acımasız ve hala ölü. Buna rağmen ona zarar vermemişse bir anlamı olmalı."

"Ya yoksa. Arkadaşımın hayatını ihtimallere bırakamam ben. Gideceğim Chanyeol. İstersen benimle gel istersen gelme. Gideceğim."

Baekhyun kırık olan kapıyı açtığında Chanyeol onun elini bir an olsun bırakmadan takip ediyordu. Onu asla yalnız bırakamazdı.

Bakışları dikkatle etrafta dolandı ikisinin de. Şehir yerlebir olmuştu. İleride gördükleri binada hala yangın devam ediyordu. Yerlerde molozlar vardı, ve insan cesetleri.

Adeta savaşta yenilmiş bir şehirdi artık burası. Güvenli olmaktan çok uzaktı.

İnsanlık, kaybetmişti.

Titrek bir nefesle ilerlemeye başladı Baekhyun. Bakışları korkuyla etrafta geziniyordu, dikkatli olmalılardı.

Şehrin meydanına çıktıklarında gördü Baekhyun kalabalığı. Herkes bir yere bakıyordu. Birini dinliyordu.

Sıcak kalpler/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin