KOMŞU KIZI

4.1K 156 30
                                    

8*  BU YALANA KİM İNANIR

Karar vermek kapı eşiğinden geçmeye benziyordu. Biliyordum ki o eşikten geçersem geriye dönüp bakacaktım. Pişmanlık mı yaşardı insan yoksa böylesinin daha iyi olduğuna mı kanaat getirirdi? Hayat çok garipti, ya iyi ki olacaktı ya da keşke. Ortada bir ip, biz cambaz. Kim ilk düşerse, kim kurtulursa... Sonra özlemler de dahildi bu cambazlığa. Hayatımın onsuz daha iyi ilerlediğini düşünmek gibi  bir yalana kapılmıştım. Ama bu yalana kim inanır? Ben bile inanmazken...

**

'' Eee, tabii gide gele alışmışlar herhalde bir baktım nişanları var. Ay Firuze bir görsen havalara uçmuş mutluluktan!''

Elimde ki fincanı daha sıkı kavrayıp üşüyen ellerimi ısıttım.

'' Ne güzel işte, mutluysa gerisi önemli değil''

'' Firuze''

dedi konuyu açmak istercesine. Hoş, yaklaşık iki haftadır da konuyu hiç açmıyordu. Ya da açmasına ben izin vermiyordum.

'' Nazlı lütfen başlama yine neyin var nutuklarına! Ben çok iyiyim. Gayet iyiyim. Öyle gönül işleri hiç bana göre değil!''

Bu yalana kim inanırdı? Köpek gibi merak ediyordum Alpaslanı ve o kadar özlüyordum ki, aşina olduğum yerlerde hep onu arıyordum. Bu süreçte sadece Nazlıdan iyi olduklarını öğrenmiştim. Yerlerini bilmiyordum, Nazlıda bilmiyordu. Muratın gizililik ihlali yapmayacağını biliyordum zaten. Onsuz iki haftayı bitirmiştim şimdi üçe yuvarlanıyorduk. İlk başlarda üstümden büyük bir yük kalktı gibi oldu ama sonra o yük omuzlarıma bir kamçı misali geçmeye başladı. Artık onunla iken tepinen fillerim, omuzlarıma çökmüştü. Tüm bunlara göğüs gererken Borayı da hayatımdan tamamen çıkarmıştım. Bir kaç kere yazıp özür dilese de onu her yerden engellemiş, ulaşmamasını sağlamıştım. Annemle aramız eskisi gibi şen şakrak değildi, daha doğrusu artık ne o ne ben iyi rolü yapmıyorduk. Tunç ile de görüşemiyorduk neredeyse bir aydır mesai yapıyordu. Hatta iş yerine yakın bir yerde ev tutacağını söylemişti. Çınar, o ise çok değişmişti o kavgadan sonra. Annemin tarafındaydı. Evliliğine de az kalmıştı. Martın son demlerini yaşıyorduk şimdi, havalar en azından gündüz ılık, ama yine de akşam buz gibiydi. Aylin sık sık gelir gider olmuştu bize. Annemin gözdesiydi. Kınayı bir kır bahçesinde, düğünden vaz geçmişler nikahtan sonra Venediğe balayına gideceklerdi. Nikah tarihleri ise Nisanın yirmi beşi gibiydi. Sık bir nefes alıp kalktım. Fincanı masaya bırakıp dolaptan dondurma çıkardım.

'' Yer misin?''

'' Yerim, Firuze babam yarın gece dönüyor''

dedi. Babası gitti gideli bizdeydi. Beni yalnız da bırakmamıştı bu süreçte her ne kadar amacımızı dışımıza vurmasakta.

'' Yaa sevindim Eee Murat?''

'' Murat yok, babamın burada acil işleri varmış''

Murat ve Nazlı bu sürede çok yakınlaşmışlar, geceleri görüntülü konuşmadan uyuyamıyorlardı. Nazlı ise düşünüp taşınıp Murat ve kendisine bir şans vermek istediğini söylemişti. Murat ise ondan hoşlandığını itiraf etmiş, ama bir ilişki için erken olduğunu en azından bu aralarında ki çekime, dönünce ad konulması gerektiğine karar vermişti. Nazlı içinde bu güzel bir haberdi, en azından flört evresinde olursa olurdu olmazsa ikisi de bırakırdı bu ilişkiyi başlamadan. Tabii bu sürede Murat ile mükemmel bir dostluk kurmuştuk. İyi geliyordu gerçekleri konuşmak. 

'' Kızlarım''

Dondurmaları kaselere koyarken babam kapıda dikildi.

'' Baba, gelsene''

KOMŞU KIZI/ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin