Altıncı Bölüm

24 7 35
                                    

"E-esin?"

korku dolu gözlerle Umut'a baktım.
Umut'un gözleri hâlâ Kuzeydeydi.
Telefonumu çıkartıp ambulansı aradım.

Umut "B-ben bilerek y-yapmadım E-esin" eli ayağı titriyordu.
Omzundan tutup kendime çevirdim.

"Umut bak bana! Önce sakin olacaksın tamam mı? kazayla oldu ve Kuzey'e bir şey olmayacak,duyuyor musun beni?"
Başını olumlu anlamda salladı.

Ambulans geldiğinde Kuzey'i yavaşça sedyeye koyup ambulansa bindirdiler.
Umut onlarla giderken bende taksiyle geleceğimi söyledim ve ardından bir taksi çağırdım.

Simay'ı aradım hemen.
İkinci çalışta telefonu açtı ve esneyerek konuştu.

"Esin noluyor bu saatte uyku mu tutmadı?" boğazımı temizleyerek konuştum.
"Kuzey ufak bir kaza geçirmiş Umutla hastaneye gidiyoruz Umay'a elini kesmiş filan de tamam mı?"
Simay hiddetle bağırdı.
"Ne,ne diyorsun iyi mi şuan?"
O sırada Umay'ın sesini duydum.
"Simay ne bağırıyorsun bu saatte,karabasanlar mı gördün gene rüyanda?"

Şu durumda olmasak buna kesinlikle gülebilirdim çünkü Simay ara sıra rüyasında karabasanlar gördüğünü iddia ediyordu.

Simay'a telefonu hoparlöre vermesini söyledim.
"Umay biz Umutla hastaneye gidiyoruz Kuzey elini kesmiş" dediğimde Umay'ın da sesi yükseldi.
"Nasıl kesmiş ya,hangi hastane Esin?"

Hastanenin adresini verip telefonu kapattığımda hastaneye gelmiştim.
Taksiye parayı verip hastaneye girdim.
Danışmaya Kuzey'i sorup üst kata çıktım.

Umut beni görünce oturduğu yerden kalkarak bana sarıldı.
"Kuzey'i ameliyata aldılar b-bizimkilerin haberi var mı?" Umut'un gözleri arada gidiyordu.

"Kuzey elini kesmiş dedim buraya geliyorlar sonra anlatırız durumu tamam mı?" Umut başını salladı.

Simay ve Umay koşar adımlarla yanımıza geldiler.
Umay "Sevgilim iyi mi,nerede şimdi?"
gözlerini etrafta gezdirdi.

"Umay, ameliyatta şuan birazdan çıkarırlar sakin ol lütfen" dedim karşısına geçerek.
Umay "Esin seni tanıyorum yalan söylüyorsun kesik için ameliyata almazlar bana doğruyu söyle!" sesi fazla yüksek çıktığı için bir adım geri attım.

"Kuzey sağ salim çıksın anlatacağız tamam mı?" Umay sinirle önce bana sonra da arkamda duran Umut'a baktı.
Umut'un üstüne doğru yürüdü.

"Umut,ne oldu Kuzey'e söyle!"
Umut "B-ben" konuşması yarıda kesildi çünkü kusmaya başlamıştı.
Birisi poşet getirdiğinde kusmaya devam etti.
Sonra ayağa kalktı,bir şey söyleyecek gibi oldu.
Kolundan tuttuğumda birden bayıldı.
Hemşireler Umut'u üstümden kaldırıp sedyeyle içeri götürdüler.
Hepimiz şaşkın bir haldeydik.

Bir saat sonra doktor içeriden çıkarak yanımıza geldi.
"Kuzey Keskin'in yakınları siz misiniz?"
Umay "Evet,durumu nedir?"
Doktor konuştu.
"Kafasını sert bir şekilde çarpmış ve epey kan kaybetmiş ama çok şükür ki beyin kanaması geçirmedi.
Şuan durumu iyi ama bir süre uyumaması gerekiyor,odaya alındıktan sonra görebilirsiniz.
geçmiş olsun"
Hepimiz rahat bir nefes aldık.
Umay bana döndü.
"Esin ne olduğunu anlat artık,bilmek istiyorum"
Umay bir şeyi aklına koyduysa asla peşini bırakmazdı.
Derin bir nefes alıp verdim.

"Eve dönerken bir sokak arkada,sokak lambasının altında iki kişi gördüm.
Biri Kuzeydi ve karşıdaki kişiyle bir şeyler konuşuyordu,her şey bir anda oldu" dedim Umut'u işin içine katmadan.
Umay'ın gözleri büyüdü.
"Kafasını nasıl bir yere çarptı,taşa mı?"

yok aşko yastığa gömdü.
sus içses!

Evet anlamında başımı salladım.

Bir Rüzgar EsintisiWhere stories live. Discover now