девяат

37 4 9
                                    

sevgili elpis,

ah, bütün gün seni düşünüp durdum.
kuş cıvıltılarını andıran nazik sesini, porselen bir bebeğin kırılgan ellerini, taş atılan bir göletten yayılan su halesi gibi yumuşak saçlarını... hepsini düşündüm.

kutsal varlığını ziyadesiyle zikrettim.

elpisim, umudum, hayatım, sana ne denlice bağlı olduğumu anlaman mümkün değil. beni yanlış anlama bir tanem, sen fazlasıyla zeki bir insansın. ben ise aşktan gözü dönmüş bir deli.

beni nelerden kurtardığını bilmiyorsun, meleğim.

tek başımaydım. hayatım boyunca böyleydi, değişmezdi bu. doğarken yalnızdım, büyürken yalnızdım, gülerken yalnızdım.
lakin şimdi, aklımdan bir türlü çıkmayan senin sayende, yalnızlığa yalnızım.

sevgili, bana ne söylediğini hatırlıyor musun? çatının demirliklerinde, yerdeki günahkar varlıklara bakarken bana ne dediğini?

"tanrı'ya karşı gelerek, özgür olmak uğruna tüm hislerinizden vazgeçiyorsunuz."

ah, benim tatlı matruşkam! gözlerime değdirdiğin bir bakışta nasıl da okumuştun aklımın içini!

lakin, farkında olmasan dahi, bu sözler hayatımı altüst etti.

o ufacık cümle öyle şiddetli salladı ki duvarlarımı, beni anlayan birisinin olması öyle insani hissettirdi ki beni, artık eski hayatıma geri dönmem imkansızdı.

artık yalnız kalamazdım.

— döneceği tek yer senin narin kolların olan, pandora kutun.

fyolai ー la personnification de l'espoirOù les histoires vivent. Découvrez maintenant