8. Bölüm: "Kaçış Yok"

986 101 59
                                    






Keyifli okumalar!
Oy ve yorumu unutmayın...




Şarkı önerileri:

Stop Crying Your Heart Out- Oasis
Leave Like That- SYLM, Jenn Champion




8. "KAÇIŞ YOK"


03/30/2016

Tanrım, neden ağlayamıyorum?
İçimde çok fazla şey var. Ağlarsam geçer.
Ağlayamıyorum.
Lütfen, ya ailemi bana geri ver ya da gözyaşlarımı...

-Karina'nın Günlüğünden Bir Alıntı

🪦

Herkes gözyaşlarını saklamak için salonun bir köşesine dağılmış. Ben hariç. Ağlamaya hoş bakmaz Polaris. Ne çocuklar için, ne de büyükler için. Ağlayamazsın.

Bir masal anlatırdı buradaki bakıcılarımız. Gözyaşlarını toplayan perilerle ilgili. Ne kadar ağlarsan, gözyaşların değneğine güç olurmuş. En sonunda o değnek sana değdiğinde boğarmış seni gözyaşlarıyla. Bu yüzden perinin değneğine gözyaşı veremezsin, gözyaşı dökemezsin. Bu kurala uymam hiç zamanımı almadı. Sanki girdiğim ilk saniyede teslim etmiştim bir şeyleri.

Bir zamanlar gözyaşı perilerine inanan çocuklar büyümüştü şimdi.

Hala periden mi korkuyorlardı da yaşlarını siliyorlardı hızlıca, yoksa ne hissettiklerini kimsenin anlamaması için mi bilmiyorum.

Kollarım göğsümde bağlı, salondaki koltuklarda oturuyorum. Bir veda töreni. Her sene olur bunlardan. Görevde ölen ajanlar için düzenlenir.

Klara elindeki gülü fotoğrafın altına bırakırken gözyaşlarını dökmemek için dudaklarını ısırıyor. Tırnaklarımla oynuyorum. Bir an önce bitmesini ve yemeğe inmeyi istiyorum. Kapı açılıyor. Birkaç kişiyle beraber gözlerimizi kapıya çeviriyoruz.

Ares ve babası İlyas Kalender. Ares'in yüzü her zamanki gibi ciddi. Tek bir duygu yok. Babasının bakışlarını aratmayacak kadar sert bakıyor gözleri. Üzerindeki tıpkı herkes gibi siyah kıyafetler var. Elinde ise bir gül.

İkisi de her zamanki gibi sanki sırtlarında birer cetvel varmışçasına dimdik duruyor. İlyas Kalender birileriyle görüşmek için oğlunun yanından ayrılırken Ares'in gözleri benim bakışlarımla çakışıyor. Yan yanayız. Gözlerini benden çekiyor birkaç saniyenin ardından ve elindeki gülle Hazel'ın fotoğrafına eğiliyor ve yavaşça gülü bırakıyor. Saate bakıyorum. Eğer biraz daha burada durursam açlıktan bayılacağım. Yavaşça ayağa kalkıyorum ve yemekhaneye doğru ilerlemeye başlıyorum.
Cenazelerden nefret ederim.

Ağlayan insanlardan da.

Kendimi yanlarında tuhaf hissediyorum. Yabancı gibi.

Yemekhaneye gitmek için koridorda ilerlerken birinin bana çarpmasıyla arkama dönüyorum.
Klara.

Mavi gözleri sinirli bakıyor. Öfkeyle, "Önüne baksana!" diye bağırıyor. Sessiz kalıyorum.
Hazel'ın kız kardeşi.

Bir şey demeden arkamı dönüyorum ki tekrardan konuşuyor.

"Aptal! Yürümeyi bile bilmiyorken ne diye dışarıya çıkıyorsun ki!" Bağırmasıyla koridordaki insanların gözleri bize dönüyor.

Külden Mezarlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin