59. Bölüm

6.6K 407 81
                                    


59. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.
.

" Babamı biraz daha araştırınca ne kadar pis bir insan olduğunu fark ettim. Yasal olmayan işlerini ailesinden saklıyor olmalıydı çünkü gerçekten çok mutlu ve güzel bir aile tablosu vardı. Mutluluklarını bozmak istemedim ama kardeşimi de merak ediyordum. Benden sekiz yaş küçük, ergen bir çocuktu. Bir süre onu uzaktan izledim. Sonra aklıma onunla abisi olarak değil de sıradan bir yabancı olarak da tanışabileceğim fikri geldi."

Barın'la kendimi benzeştirmiştim burda biraz. O da benim gibi ailesine olan öfkesini kardeşinden çıkarmamıştı. Ya da kardeşini kıskanıp ona önyargılı yaklaşmamıştı. Ne olursa olsun sevmişti kardeşini.

Ama Aylin sevilecek bir insan değildi. Geç de olsa bunun farkına varmıştım. Umarım Barın da kardeşini koşulsuz şartsız sevdiği için pişmanlık yaşamamıştır...

" Bir gün yine onu takip ederken akşam üstü bir grup bunu ara sokakta köşeye sıkıştırdı okul çıkışı. Baktım dövmeye başlıyorlar hemen durumu ele aldım ve kardeşimi o pis sokak serserilerinden kurtardım."

Kral abiymişsin be Barın. Valla helal olsun.

" Tanıştık işte, bana teşekkür falan etti. O gün ilk defa kardeşimle konuştuğum için o kadar mutluydum ki heyecandan biraz saçmalamıştım bile."

İster istemez o anı düşününce gülmeden edememiştim. Gülmemle birlikte Barın da gülmüştü.

" Biraz sohbet ettik işe onunla orda. Ailesiyle kavga etmiş ve öfkeyle eve gelmeyeceğini, o gün arkadaşında kalacağını söylemiş ama arkadaşıyla da kavga etmiş okulda. Gururuna da yedirememiş eve gitmeyi."

Vay ergen senii.

" Ben de bir anda ona gel ben de kal dedim."

Neee?

Hızınız halis mi Barın Bey? Gerçi hızının halis olduğunu beni tavlarken anlamıştım...

" O da aynı senin gibi şokla bana baktı." Kafasını kaldırıp bana baktıktan sonra ufak bir kahkaha atmıştı.

" Sonra da beklemediğim bir şekilde tamam dedi." Bu çocuk organlarına susamış heralde. Barın organ mafyası olsa gitti böbrekler. Umarım bu salaklık genetik değildir. Veletlerim amcalarına çekerse halimiz hal değil valla.

" Onu harabe gibi olan gecekondudan sonra taşındığım bir artı bir apartman daireme getirdim. Ben de kaldı o gün. Birlikte o kadar çok sohbet ettik ki. Aramızdaki sekiz yaş bir anda yok oldu sanki. Ailesiyle neden kavga ettiğini falan anlattı. Bana bir anda bu kadar kanının ısınmış olması çok mutlu etmişti. Babasını çok seviyordu. Babam her ne kadar bana babalık yapmadıysa da kardeşime mükemmel bir babaydı gerçekten."

Onu ilk gördüğümde zaten tanıyorum gibi hissettim...

" O günden sonra yine görüşmeye devam ettik. Aradan aylar geçti falan. Aramızda bir abi kardeş ilişkisi oluşmaya başladı. Bana abi diyordu. Bir derdi sıkıntısı olduğunda hemen gelip bana anlatıyordu. O kadar yakın olduk ki onunla. Hayatım boyunca hiç bu kadar güzel hissetmemiştim."

Hafifçe gülümsedim. Onun da yüzünde buruk bir tebessüm vardı.

" Bi dört yıl da bu şekilde geçti işte. Şirketim ülkede adını duyurmaya başladı. Genç, girişimci iş adamı olarak anılıyordum. Lüks evler spor arabalar. Tahmin edemeyeceğim kadar zengim oldum. Ve tüm bu süreçte kardeşim de yanımdaydı. Manevi anlamda da yanımda durdu ve bana destek oldu."

Manevi anlamda da kardeşinin desteğini hissetmek. Eminim güzel bir şeydir.

"Reşit olmasına az bir zaman kalmıştı. Doğum gününde ona her şeyi açıklamayı düşünüyordum. Ama bir gün beni yemeğe davet etti. Daha önceden de çok kez davet etmişti, beni ailesiyle tanıştırmak istiyordu ama ben hep reddetmiştim bunu. Ne yazık ki bu sefer falza ısrarcıydı ve kabul etmek zorunda kaldım."

Beyefendi /yarı texting/ Where stories live. Discover now