~Ya Yaşam Ya Ebediyet~

91 33 45
                                    

Kapının önündeydim, ellerim titriyor, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kapıyı açtım ve koşar adımlarla evin içinde anneme seslenerek onu aramaya başladım odasının önüne geldim ve içeri girdim. Gördüğümle kısa bir süre şoka uğradım ancak soğukkanlı olmam gerekiyordu, onu kurtarmalıydım.

"Anne, anne bişey söyle bişey yap."

Annem hiçbir tepki vermedi. Heryer kandı, annem kan kusmuştu. Bunun kendiliğinden olmadığından emindim. Melek yüzlüme, sevgisiyle yüreğime huzur dolduran kadına, beni hep şevkatle bağrına basan kadına, anneme kucağımda kan kusturmuşlardı.

Ambulansı arayamazdım, geç kalırlardı. Annemi en kısa sürede hastaneye ben yetiştirebilirdim. Annem küçük, zayıf bir kadındı, onu kucağıma aldım ve arabaya bindirip hastaneye sürdüm. O kadar hızlı sürüyordum ki hiçkimse geçemezdi. O an hiç bir şey önemli değildi. Tek düşündüğüm annemdi. Onu yaşatmak için herşeyi yapardım. Tek bir dakika bile annemin hayatına mâl olabilirdi. Çabuk olmalıydım. Yaklaşık 15 dakika sonra hastaneye vardım. Annemi kucaklayıp hastanenin acil kapısından içeri girdirdiğim gibi doktor istedim. Doktorlar yanıma koşarak annemi aldılar ve direkt ameliyathaneye soktular. Kaybedicek zamanları yoktu ve annem gitti.

Bedenim bu üzüntüye karşı daha fazla güçlü kalamadı ve dizlerimin üstüne yere düştüm.

Hemen ardından kapıdan Duru ve Adal yanıma koşturdular. Haberi almış olmalıydılar. Kolumdan tutup beni sandalyeye oturttular. Su verdiler. Sakinleştirmeye çalıştılar, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Duru:"Gizem nasıl oldu bu? "

Duru:"Kim yaptı?"

"Bilmiyorum."

Duru:"Neden yaptı?"

"Bilmiyorum."

Duru:" Nasıl vicdanları acımadı yaparken, bu masum kadına bunu."

"Bilmiyorum!"

"Hiçbir şey bilmiyorum!"

Adal:"Tamam canım tamam"

Çantasından çıkardığı tokayla saçımı topladı ve beni biraz olsun kendime getirmek için yüzümü sildi ve su verdi.

Ameliyatın uzun süreceği belliydi, yaklaşık iki saattir bekliyordum. Elimden beklemek dışında hiçbir şey gelmiyordu, yapabileceğim tek şey buydu. Dizlerimi kendime çektim bükerek ve kafamı gömdüm. Korkuyordum.

Duru:"Geç oldu, acıkmışsındır. Ben bir şeyler alıp geleyim."

"Gerek yok."

Duru:"Güçsüz kalırsın ye yine bir şeyler az da olsa."

Cevap vermedim. Adal kafasıyla Duruya getir der gibi hareket yaptı ve Duru yemek almak için gitti. Adal daha da yanıma yaklaştı ve sarıldı, sırtımı sıvazladı.

Adal:"Geçicek güzelim geçicek"

"Umarım Adal"

"Umarım geçer."

Bir süre daha sarıldıktan sonra Duru geldi yemeği önüme koydu.

Duru:"Ye hadi."

"Canım istemiyor."

Duru:"Ama yemen gerekiyor."

"Hayır"

Duru ofladı ve başka bir şey demedi. Beni ikna edemeyeceğini biliyordu. Adal yemeği önüne çekti ve kafama dokundu. Saçlarımı okşar gibi.

Adal:"Hadi Gizem."

"Yemiycem"

Adal:"Annen bu halini görse ne düşünürdü."

İntikamın FısıltısıWhere stories live. Discover now