~Öyle Deli Gibi Esme Başım Dönüyor~

42 25 15
                                    

Parlak incilerin gözüme yansıttığı keskin ışıkla gözlerim kamaşarak uyandım. Atölyede mi uyuyakalmıştık? Sandalyede yattığım için sırtım ağrımıştı. Gerinerek kalktım.

Kafasını masanın üstüne koyarak uyuya kalan Asil'e baktım. Saçları darmadağın olmuştu, oldukça komik gözüküyordu.

Yan döndüm, Asil'in oturduğu sandalyeye sert bir tekme attım. Asil sandalyeyle birlikte yere düştü. Yere düşmesiyle uyandı. Bir kaç dakika ne olduğunu anlamaya çalıştı, sonra bana baktı. Uykulu bir sesle konuştu.

Asil:"Manyak mısın be kadın."

"Hani birkaç saat sonra gidecektik!"

"Atölyede uyuyakalmışız!"

Asil:"Benden önce uyudun sen be."

"Uyandırsaydın o zaman!"

Asil:"Kusura bakma yakışıklı yüzüm yerinde güzel."

Ona sinirli bir şekilde baktım, yanına yaklaştım ve karnına bir tekme attım.

Asil:"Tersinden mi kalktın sabah sabah ne bu saldırganlık."

"Sana gösterirdim saldırganı da telefonumu bulmam lazım."

Atölyeyi didik didik aradım. Bakmadığım yer kalmadı. Her yere bakmama rağmen bulamamıştım.

"Nerde bu ya?"

"Yer yarıldı da içine girdi sanki!"

Asil:"Bunu mu arıyorsun."

Arkamı döndüm ve Asil'in elindeki telefonu gördüm, yanına gittim. Tam elinden telefonu alacakken telefonu havaya kaldırdı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Asil'in elindeki telefonu almaya çalıştım. Boyum uzundu ancak onun boyu da çok uzundu, aramızda bayâ bir fark vardı. Elindeki telefona yetişemiyordum.

"Ver şunu."

Almak için zıpladım ancak telefonu sağa sola hareket ettirerek almamı engelliyordu.

Asil:"Gözlerin elaymış."

"Ha?"

"Ne alakası var şuan!"

Asil:"Uzaktan kahverengi gibi gözüküyordu. Yakından bakınca ela olduğu belli oluyor. Birde güneş ışığı vurunca gözlerine, yeşillerin ortaya daha da çıkıyor. Yeşil ve kahverenginin karışımı, ormanı andırıyor."

İnsanlar gözlerimin güzel olduğunu söylerdi ancak kimse bu kadar detaylı bir şey söylememişti. Hoştu.

"Evet, gözlerim ela. Öğrendiğine göre artık ver telefonumu."

Asil:"Hayır vermeyeceğim."

"Öyle mi?"

Asil:"Öyle"

"O zaman ben alırım!"

Dedim ve özel bölgesine dizimle sertçe vurdum. Acıyla geriye doğru birkaç adım attı eğilerek o sırada telefonu elinden kaptım.

Asil:"Doğmamış çocuklarımdan özür dile!"

"Ama ben sana benimle inatlaşmamanı söylemiştim."

Güldüm, yanına gidip göz kırparak yanağından makas aldım.

Asil:"Vurmak için orayı mı seçtin onca yer varken! "

"Aklıma ilk gelen yer oraydı napiyim."

Telefonumun ekranından saate baktım. Saat 13.42'yi gösteriyordu.

İntikamın FısıltısıOnde histórias criam vida. Descubra agora