21. Bölüm

1.1K 71 44
                                    

Selamlar. Sahur sürprizi yapıp bölümü biraz erken yayınlıyorum. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım, sonra ben üzülüyorum.

Arslan'ın bana verdiği misafir odasındaki yatağa kendimi atıp yorganla yüzümü kapatırken, anksiyete atağı geçirmek üzereydim. Ne yapmıştım ben? Tamam, dürüst olmak gerekirse pişman değildim. Sadece Arslan'ın vereceği tepkiden dolayı kafayı yemek üzereydim! Birkaç saniye sonra geri çekilip öyle şaşkın bir bakış atmıştı ki, yerin dibine girmek istemiştim. Acaba hakkımda ne düşünüyordu?

Benden hoşlandığını söyler söylemez adamın üzerine atlamıştım resmen! Ben de bu tepkiyi vermeyi beklemiyordum. Yani sonuçta kendimi ağırdan satmalı, birbirimizi tanımamız gerektiğini falan söylemeliydim. Maalesef yapmam gereken şeyleri düşünmek için biraz geç kalmıştım.

Onu ikinci görüşünde de öpmüştün. Önüne gelen herkesi öptüğünü düşünecek.

"İlk seferinde panikten öpmüştüm!" diye yanıtladım iç sesimi. Harika! İyiden iyiye tahtalarım eksiliyordu. "Ayrıca o da benden hoşlandığını söyledi!"

Senden hoşlandığını söyledi. 'Gel benim üzerime atla,' demedi. Geri çekilmeseydi ne yapacaktın, kim bilir?

"Daha fazla dinlemek istemiyorum."

Dinlemek zorundasın. Kendinle konuşuyorsun zaten.

"O halde kendimi de dinlemek istemiyorum."

Beni sustursan bile, zamanı geri alamazsın. Aptallık ettin, kabul et. Çantanı toplayıp gitmen akıllıca olur.

"Kapat çeneni artık!"

Ama bir konuda haklıydı; çantamı toplamalı ve buradan gitmeliydim. Bankta yatmam gerekse bile burada kalamazdım. Daha birkaç saat önce odanın bir köşesine fırlattığım çantamı aldım. Neyse ki içinden sadece parfümümü çıkartmıştım. Parfümü tekrar çantama koydum ve kızaran suratımın eski rengine dönmesi için birkaç nefes alarak rahatlamaya çalıştım. Aslında bakıldığında yaptığım o kadar da kötü bir şey değildi. İlk hamleyi yapan kişi genelde erkekler olurdu. Ben klişeleri yıkmışım gibi düşünebilirdik. Evet, evet. Sadece klişeleri yıkmıştım hepsi bu. Tabii, beraberinde onurumu ve gururumu da...

Düşüncelerimde o kadar kaybolmuştum ki, Arslan'ın içeri girdiğini ancak kolumu tuttuğunda fark ettim. Dokunduğu yere sıcaklık yayıyor olması büyük bir sorundu. Neyse ki daha fazla dikkat çeken başka sorunlarım da vardı.

"Az önce ne yaptığının farkında mısın?" Zaten geri çekildiği için ona sinirliydim. Bir de gelip saçma sapan şeyler sorduğu için iyice sinirlenmiştim. Patlamak üzereydim ki, konuşmaya devam ederek beni engelledi. "Sana beni bir daha öpersen devamını getiririm demiştim."

"Getir o zaman," diye meydan okudum. Bu kez beni öpen oydu. Benim nazik ve ürkek öpücüğümün aksine onunki vahşiydi. Dudaklarından yayılan tatlı his tüm bedenimi ele geçirmeye başladığında gözlerimi kapattım. Bu hissin beni yakmaya başladığının fakrındaydım ve alev almakta bir sakınca gördüğümü söyleyemezdim. Elleri tişörtümden içeri girdiğinde bu kez halüsinasyon olmadığına emindim. Öldürücü derecede güzel ve gerçekti. Sadece sırtımda gezinen elleri bile zevk almama neden oluyordu. Bir dokunuşuyla bile böyle hissedebiliyor olmam delilikti.

Geri çekilip tişörtümü bir hamlede çıkarttı ve yere fırlattı. Ben ise büyüsüne kapılmıştım, sadece ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Mantığım çoktan dükkânı kapatıp gitmiş, tüm kontrolü duygularıma ve arzularıma bırakmıştı. Mantıklı olmayı geçtim, düşünemiyordum bile... Bana ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama kontrolü kaybediyor olmak normal şartlarda hoşuma gitmezdi. Yine de işin içine Arslan karıştığında, kontrolü ona bırakma düşüncesi beni o kadar da korkutmuyordu.

Ahenk (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora