5. ''Bir Şemsiye Altında"

3.9K 787 629
                                    

Bayram şekeriniz geldiiii^^ Bol bol yorumlarınızı bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın güzel çiçeklerim.

Mert Demir - Ateşe Düştüm

5. "Bir Şemsiye Altında"

Bazen sadece sonsuza kadar şarkı dinlemek istiyorum.

Şarkı dinleyerek hiç olmayacak hayaller kurmak ya da olmuşları hatırlayarak duvarda asılı aile portresine bakmak istiyorum. Bazen ise sadece şarkı söylemek istiyorum. Kendi sözlerimi yazmak ve yazılarımdaki hisleri yaşatmak istiyorum benim gibi sancılı ruhlara. Bazenler hiç bitmiyor bazen. İnsan kendine rastlarmış bazen, bir çehrede, bir çift gözde ve ansızın çarpan bir yürekte.

Vize haftama girmiştim.

Dün ilk vizemi geride bırakmıştım. Çok iyi geçtiğini söyleyemezdim ama üzülmemiştim de. Akşam yine geç saatlere kadar kütüphanede ders çalışıyor ardından teyzemlere dönüyordum. Eniştemin de sesini duymuyordum lakin bakışlarıyla fazlalık olduğumu hissettiriyordu.

Birkaç gündür de Sıraç'ı görmüyordum.

Nerelereydi, ne yapıyordu ister istemez merak ediyordum ama mesaj bile atmamıştım.

Bugünkü sınav için uykumu almış bir şekilde okula girmiştim. Günlerdir adeta yürüyen cesettim. Derin bir nefes alıp fakültenin koridorlarında ilerledim. Sınavın yapılacağı sınıfı bulduğumda henüz içerideki sınavın bitmediğini gördüm. Kapıda ise bizim sınıftan on kişi civarı öğrenci vardı. Sakince sol omzumu duvara yasladım ve arkam dönük bir şekilde elimdeki notlara bakmaya başladım.

Hafifçe burnumu çekip not kağıdımın arkasını çevirdiğimde, ''Merhaba,'' diye bir ses işittim ve bu sesin sahibi karşımda belirerek gözlerimin içine baktı. ''Küçük takım yıldızı?''

''Merhaba,'' dedim biraz şaşırarak. Sıraç nihayet ortaya çıkmıştı. Kaybolduğunu söyleyemezdim ama son üç dört günü birlikte geçirince bir anda ortadan yok olması endişe ettirmişti.

''Neden şaşırmış gibi duruyorsun?''

''Birkaç gündür ortalarda yoksun,'' diye itiraf ettim toparlanarak. ''Sahi sen burada ne arıyorsun?''

''Kredimi doldurmak için başka bölümden bir ders aldım,'' dedi Sıraç düz bir sesle. ''Onun sınavından çıktım şimdi.''

''Anladım,'' dedim kaşlarımı kaldırıp indirerek. ''İçeride çok kişi var mı daha?''

''Yani.''

''Yani?''

Gülümsedi ve kafasını biraz sağa doğru yatırıp bana muzipçe baktı. ''Merak ettiğin tek şey bu mu Burçe?''

Dudaklarımı bükerek, ''Şu an için bu,'' deyip bakışlarımı kaçırdım ve ekledim. ''Ha az evvel bir soru sormuştum o arada kaynamış olabilir.''

''Kaynamadı,'' dedi net bir ifadeyle. ''Acil bir mesele çıktı ailevi, İzmit'e geri dönmek zorunda kaldım. Bu sabah geldim.''

''Bir şey yok ya?'' diye sordum belli olur bir telaşla.

Ellerini sıkıntıyla pantolonunun arka ceplerine koydu ve ayaklarıyla olduğu yerde ileri geri gitti. ''Düzelmeyecek durumlar değil. Kusura bakma o sırada sana haber veremedim belki bir anda ortadan kaybolmam seni endişelendirmiştir.''

''Yo,'' dedim öylece.

''Yo mu?''

''Hıhım.''

Duraksadı ve hiçbir şey diyemeden yüzüme bakmaya devam etti. Elini ensesine götürüp kafasını eğdiğinde sınıftan Baha yanıma gelerek bana doğru güleç daha doğrusu laubali bir şekilde, ''Konuşmayı öğrendin mi sarı şeker?'' diye mırıldandı.

DOKUZUNCU VAGONWhere stories live. Discover now