2.Bölüm

4 0 0
                                    

Son sözleriyle gözlerim o dakika gözlerine tutuldu. Kendimden emin bir şekilde gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

"Çok korktum dememi beklemiyorsun herhalde?" dediğimde sesim gür çıktı.

Dudağının ucuyla güldü.

"Gül dikeni asla değişmemişsin." demesi gözlerimi devirmeme neden oldu.

"Sen çok değiştin sanki Aras? Hala aynı andavallık hala aynı küstahlık içindesin." dediğimde elini kaldırarak yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Senin gözünde değiştiğimi tam olarak beş dakika önce hissettim Gül dikeni. Kapa su kapıyı da içeri gel hadi." dediğinde hızlıca yanımdan geçerek içeri girdi.

Son sözleri burnumdan solumama neden olurken bir hışımla kapıyı kapattım.

"Bu çocuk mallığını hala nasıl koruyabilir?" diyerek söylendim.

İçeriye adımladığımda Aras'ın annesine sarıldığını gördüm.

"Oğlum , yavrum hoşgeldin. Çok özledim seni." diyerek ağıt yakar gibi konuştuğunda istemsizce gülümsedim.

Annemin yanına geçtiğinde onun da onları izlediğini gördüm.

"Annem geldim ya işte dökmesene şu inci tanelerini." dediğinde gülümseyerek onları izlemeye devam ettim.

Yavaşça birbirlerinden ayrıldıklarında Aras anneme doğru adım attı ve elini öptü.

"Meltem Teyze sizde hoşgeldiniz." dediğinde annem gururla Aras'ı izliyordu. Gülümseyen suratım düştüğünde bakışlarımı onların üzerinden çektim.

Ayşen Teyze oğluna doyamamış olacak ki tekrar yanına giderek ellerini tutup öptü.
Aras ona yaklaşan annesine masumca bakmaya devam etti.

"Oğlum neden erken geleceğini haber etmedin. Bilsem kapıda karşılardım seni annem." dediğinde Aras elinin içindeki annesinin elini hızlıca öptü.

"Seni yormak istemedim annem. Hem ne olmuş kapıda karşılamadıysan? Bizim Gül dikenini görmüş oldum." dediğinde bana atılan topu yakaladım.

"Senin bu oğlun hala tam bir baş belası Ayşen teyze." dediğimde Ayşen teyze sesli bir gülüş sergiledi.

"Ah evlatlarım seneler geçti ama siz bir vazgeçmediniz şu inadınızdan." dediğinde omzumu silkeledim.

Tam bir saat dertleşme ve gülerek geçtiğinde Mehmet amca ve babam gelmişlerdi. Mustafa amca oğluyla senelerin üzerinden geçmişti. Yemekler yendi, çay içildi ve vakit geçirildi.

"Anne ben eve geçsem olur mu? Yarın biliyorsun okula gitmem gerekiyor." diyerek söz aldığımda annem içtiği çayını masanın üzerine bıraktı.

"Git tabi annem sen." dediğinde benimle beraber Aras'ın da kalktığını gördüm.

"Gül bekle beni bende seninle geleyim." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Evim tam karşıda kalıyor ne gerek var sanki?" dediğimde annem kolumu çimdikledi.

"Kız sus gelsin oğlan işte ne olacak?" dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

"Sigara içmem gerekiyor. Kusura bakmazsanız ben bi kapının önüne kadar çıkayım. Hem şu dırdırcı Gül dikenini de evine bırakmış olurum." dediğinde masadaki herkes bunu onayladı.

Je hebt het einde van de gepubliceerde delen bereikt.

⏰ Laatst bijgewerkt: Apr 09 ⏰

Voeg dit verhaal toe aan je bibliotheek om op de hoogte gebracht te worden van nieuwe delen!

Dikenler acıtmazWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu