1.Bölüm

19 6 3
                                    

...

"Hanımım! "

Hizmetlinin sesini duyunca kafamı yavaşça ona çeviriş tek kaşımı kaldırdım.

İsmini bile bilmiyorum!

Tekrar hizmetçileri değiştirmiş, lanet kadın!

"Anneniz sizi çağırıyor. Acil olduğunu, hemen gelmenizi söyledi."

Başımı sallayıp ayağa kalktım. Siyah elbisem yerlere sürünüyordu ama elbiseyi asla tutmuyordum. Hata yapamazdım!

Bu nasıl kural hala anlamış değilim.

Amaris denilen kadının yani annem olarak anılan kadının odasına gelince derin bir nefes alıp kapıyı çaldım ve gir komutunu beklemeden içeri girdim.

Beyaz tenli, upuzun, simsiyah saçlarıyla ürkütücü bir güzelliğe sahip olan kadın kafasını kaldırıp bana baktı.

"Girebilirsin dediğimi hatırlamıyorum. "

Bu evrenden nefret etmekte haklıyım.

Her şey doğum günümde başlamıştı.

*

Doğum günümü her zaman ki gibi geçirirken, evin bodrumunda kilitli kaldım. Yapacak hiçbir şey olmadığı ve evde kimse olmadığı için zorlamamıştım. Üstelik bodrumun ışığı küçüklüğümden beri yoktu.

En korktuğum şey ise karanlıktı.

Karanlık yüzünden kriz geçirirken her zaman cebimde bulundurduğum kibrit ile aydınlatmaya çalışıyordum bir andan da. Sonra kutulardan birine çarptım. Kutuların içinden eski kitaplarım düştü. O an aklıma onları yakıp ısınabileceğim geldi.

İçlerinden en nefret ettiğim kitap diklatimi çekti. 'Mutlu son' kitabın adı bile saçmaydı o yüzden onu yakarak etrafı aydınlattım ama alevler beklemediğim bir şekilde hızla yayılmaya başlamıştı ve ben öylece o alevler içinde öldüm.

Evet hayatımda gördüğüm en aptalca ölüm olabilir.

23 yaşına yeni giren kız, neftret ettiği karanlık bir bodrumda nefret ettiği bir kitap yüzünden öldü.

Gözlerimi açtığım bilmediğim ama bir o kadar tanıdık gelen oda da açtım gözlerimi korkutmuştu bu bilinmeyen tanıdıklık.

Kader benim inadıma işliyor gibi her şey sevmediğim şekilde ilerliyordu.

Uyandığım bu oda çok eski çağlardaki odalar gibiydi.

İşin garip yanı, direkt bedenimle burada uyanmıştım. Başta okuduğum kitaplardaki gibi kitaba ışınlandım sandım ama alakası olmadığını yanıma gelen kişilerle anladım olaylar çok farklıydı burada.

Burası başka bir evrendi.

Ayrıca bedenimle birlikte buradaydım.Tek fark saçlarım kendi dünyamda sapsarıydı burada ise kömür karası saçlarım vardı. Bir çok kez kendi dünyamda hangi boyayı kullandığımı sordular elde edilemeyecek şekilde parıltılı ve açıktı. Eskiden doğal olduğunu söylediğimde ucube olduğumu söylerlerdi. Çünkü yalan söylediğimi düşünüyorlardı. Sonradan gerçeği saklayarak kendi tarifim olduğunu söylemiştim. Eğer marka söyleseydim benden özenip deneyenler kötü bir sonuçla karşılaşır yine beni suçlarlardı.

En iyisi susmak ve istediklerini yapıyormuş gibi davranmaktı.

Kısacası salağa yatmak.

*

"Üzgünüm, efendim. " kafamı eğerek hatamı kabul ettim. Yoksa cezası ağır olurdu.

"Buraya seni çağırma nedenim tabii ki de o lanet yüzünü görmek falan değil! Söyleyeceklerimi iyi dinle. " bir anda yükselip bir anda durulan ruh hastası kadına baktım.

Farklı Bir SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin