8

37 3 13
                                    


09112023

"Piyanistimiz erkenci anlaşılan."

Bayan Choi salondaki vitrinde ailesinin anılarına bakan gence seslendiğinde Beomgyu irkilerek dönmüştü yaşlı kadına.

Dün gece sohbetlerinin ortasında bayılır gibi uyuduğundan kötü hissetmiş ve hiç adeti olmasada erken kalktığı için sevinmişti.

"Dün için üzgünüm."

"Ah sorun değil dert etme hiç. Anlamıştım zaten yorgun olduğunu. İyi uyuyabildin mi?"

Kafasıyla sakince onaylamıştı yaşlı kadını. Gözleri heryerde Yeonjun'uararken onu sorma düşüncesini bir kenara iterek işaret etmişti piyanoyu.

"Dünü telafi etmek için size bir şeyler çalmamı ister misiniz?"

Yaşlı kadın gencin kibar teklifiyle gülümseyerek onu geri çevirmişti. Uğraşsın istemiyordu ki henüz yeni uyanmıştı. Aç olmalıydı. Fakat tüm ısrarlarına rağmen eşinin nota defterini kendisine uzatan gençlik dolu piyanist sonunda gardını indirmesine neden olmuştu.

Eşinin bestelerini dinlemeyeli yıllar oluyordu. Değerlisini özlediğinde onun anısına kendisi bir şeyler çalsada en az eşi kadar başarılı bir piyanistin sihirli parmaklarının dokunuşu farklı olurdu.

Gözlerinin gezindiği sayfalar arasında sonunda istediği parçayı bulduğunda gence uzatarak aralamıştı dudaklarını.

"Düğünümüz için hediye etmişti bana. Her yıldönümümüzde sırf kendi bestesini çalması için en iyi piyanistleri tutar, benimle dans ederdi müzik bitene kadar."

Beomgyu hikayesini dinlediği bestenin hakkını verebilmekte endişeli görünsede parmakları tuşlarla buluştuğu anda güzelim müzikte doldurmuştu sıcacık olan evi.

Melodiyi çok iyi tanıyan Yeonjun'un adımlarıda bulmuştu sonunda salonu. Piyanonun başında en değer verdiğini görmeye alışmamıştı hala. Dedesinin bestelerini dinlemeyeli öyle uzun zaman oluyordu ki şimdi sessizce göz yaşı döken büyükannesinden farksız hissediyordu.

Derince bir nefes alıp piyanonun başında olana gülümserken büyükannesine uzatmıştı elini.

"Dans edelim."

"Şimdi çalmayı öğrenseydin karımla dans eden ben olurdum hergele!"

Yeonjun keyifle gülerken büyükannesinin elinden centilmen edasıyla öperek büyükbabasının çaldığı düğün şarkıları için kaldırmıştı onu dansa.

Oda çok severdi küçüklüğünden beri bu besteyi. Büyükannesiyle dans ederdi çılgınlar gibi. Ve çocukluğuyla ilk gençliğini savunması yaparak girerdi aşıkların arasına.

"Ne kadar büyümüşsün."

Büyükannesinin gözlerine bakabilmek için kafasını kaldırdığı torunu gülerek onaylamıştı yaşlı kadını.

"Dans etmeyeli uzun zaman oldu. Büyüdüm tabi."

"Öyle. Bir daha hiç toparlanmazsın gibi geliyordu."

Kendi yalnızlığından çok torunu için endişe ettiği doğruydu. Şimdi ilk defa çaldığı besteyi ustalıkla kulaklarıyla buluşturan değerli gencin Yeonjun'un ruhundaki etkisini daha iyi anlıyordu.

Gözleriyle nota defterini takip etmek zordu şimdi Beomgyu için. Yeonjun'un güzelim gülümsemesiyle büyükannesine sevgiyle bakan parlak gözleri sonsuza dek piyano çalma isteğini kabartıyordu içinde.

Neşeyle dans ederken her hareketinde dağılıp duruyordu aşık olduğu huzurlu saç tutamları. Değerlisi büyükannesi için gülümsesede kocaman buruk bir anın içindeydiler.

Bu nedenle müzik bittiğinde yeniden sulanan gözleriyle torunundan ayrıldığında bir şekilde ağlamasına neden olduğu için özür dileyerek kalkmıştı Beomgyu oturduğu yerden.

"Özür dileme sakın! Müziğinle daha çok övünmelisin. Günümü güzelleştirdiğin için teşekkür ederim."

Yaşlı kadına sıcak bir sarılma sunmuştu Beomgyu haketmediğini düşündüğü cümleler için.

Yeonjun, kıymetli piyanistini daha önce çalarken çok dinlemişti fakat özlediği için miydi bilinmez, sıkıntılarından kaçıp sığındığı evin duvarlarına çarpan müziği daha başkaydı sanki.

Savunmasız hissettiriyordu varlığı. Bu denli zayıf olduğunu bilmiyordu küçüklük anıları karşısında.
Büyükannesiyle birlikte sohbet ede ede mutfağa ilerleyen bedenlerin ardından dalgınca bakabilmişti yalnızca.

Sonbaharın hafif soğuğuna rağmen Beomgyu bahçede oturmayı sevdiği için büyükannesi sofrayı dışarıya kurmuştu.

Ellerini cebine atarak dönmüştü sonra dedesinin emektar dostuna.

"Hala öğrenmeyi reddettiğim için bana kızgın mıdır?"

Yanında hissettiği hareketlilikle bakmıştı sorusunu duyduğuna emin olduğu piyanistine.

Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı Beomgyu. Gözlerinden gözlerini çekmeden bakmıştı Yeonjun'a. Gülmüştü sonra.

Nedenini anlamasada gülüşüne eşlik ederek sormuştu Yeonjun.

"Neden gülüyorsun?"

"Tuhaf bir şekilde fazla güzelsin."

Kahkaha atarak gerilemişti Yeonjun. Beklemediği anda gelen iltifata karşı aynı şaşkınlıkla gülüyordu değerlisi.

"Gözlerini açtığındandır."

09112023

yeonjun'un ruhundan bir parça / beomjun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin