otuz sekiz

2.4K 302 109
                                    

Medyaya bölüme uygun bir şarkı bırakıyorum jdjajjs yazarken çok keyif aldım yalnız he, umarım beğenirsiniz siz de. İyi akşamlar ballarım <3

-

Kek bittiğinde yerinden kalkıp, tabağı mutfağa götürdü Yıldırım. Akşam yemeği için ağabeyinin evine gelmişti. Tabağı duruladıktan sonra bulaşık makinesinin içine yerleştirdi. Kimseye uğraş çıkarmayı sevmez, kendi işini kendi görürdü her zaman.

" Ne demek Altay'da gitti?" Açelya'nın içerdeki sesini duyduğunda kaşları çatıldı. Altay nereye gitmişti de, Açelya böyle tepki vermişti?

" Ya gerzekler manita ayarlamak için çağırdılar bunu. Haberi olsa gitmez biliyon, söylememişler kızların da geleceğini. " Yılmaz umursamaz bir şekilde konuşurken Yıldırım'ın sağ gözü seğirdi birden. Ne manitası, ne kızından bahsediyordu?

" Aşkım sen niye söylemedin Altay'a? Bilse gider miydi? Bilmiyor musun hem..." Açelya'nın sesi kısılınca Yılmaz'a sessizce, -muhtemelen ikisi hakkında- bir şeyler söylediğini anlamıştı ama aklı hâlâ duyduklarındaydı.

Altay'ın başka biriyle görüşme düşüncesi midesinin bulanmasına, içinin cayır cayır yanmasına sebep oluyordu. Daha belli etmek için ne yapması gerekiyordu? Ellerini tezgaha yasladı ve başını eğdi.

Ne yapmalıydı da Altay'ın dikkatini tamamen kendine çekmeliydi?

Hayatında ilk defa bir insanı yanında böylesine istiyordu. Her zaman yalnız iken daha iyi olduğunu düşünür, kimseden hiçbir beklentisi olmadan yaşardı. Ama artık aynı değildi. Altay, onu değiştirdiği gibi ilişkilerini de değiştirmeliydi belki de.

Yıldırım dişlerini birbirine bastırdı. " Kodumun pezevenkleri.. " diye homurdandı kendi kendine. Altay, eğer neden gittiğini bilse gider miydi bilmiyordu o da. Ama ya birisi ondan hoşlanırsa ve bir şekilde ilgisini çekerse, o zaman ne yapardı?

Derin bir nefes aldı ve sakinleştiğine emin olduğunda mutfaktan çıktı.

" Güzelim ben de yeni öğrendim. Demin konuştuk Salih piçiyle gevşek gevşek anlatıyor bana bi de. " Yılmaz geriye yaslanırken konuşmuş, bu sırada kardeşinin de salona girdiğini fark etmişti.

" Ee Altay'ı arayıp, söylesene Yılmaz. Haberi olsun hiç olmazsa. " Diye konuştu Açelya çatık kaşlarıyla. Yıldırım'la ikisini bir araya getirmek için o kadar çaba sarf ediyordu, başkalarının bunu mahvetmesine izin veremezdi.

Yıldırım askıdan ceketini aldı.

" Otursaydın, nereye gidiyon?" dedi sırıtmamaya çalışırken Yılmaz. Yıldırım'ı böyle görmek öyle bir keyif veriyordu ki ona. Her zaman uğraşırdı kardeşinin en ufak bir farklı duygu göstermesi için. Şimdi çabalamadan böyle göstermesi onu hem mutlu ediyor, hem de eğlendiriyordu.

Yıldırım ceketini giydikten sonra düzeltti üzerini ve ifadesizce ağabeyine baktı. " Adresi mesaj mı atarsın ben mi bulayım abi?"

Yılmaz duyduğu cümle ile dakikalardır tuttuğu gülümsemesini serbest bıraktı. " Yok ben atarım, daha heyecanlı olur. "

Yıldırım'ın bir şeyler yapacağını görünce Açelya'da rahatlamıştı. Rahatlamış bir nefes verdi. " Git ve kocanı al!" Tabi o cümlesine başlamadan çok daha önce Yıldırım çıkmıştı evden.

" Ay Yılmaz kamera falan mı taksaydık Yıldırım'a? Merak ederim ben şimdi. " Yeşil gözleri öyle bir parlamıştı ki Açelya'nın. Olacakları tahmin ettikçe daha da parlıyordu sanki. Yılmaz kolunu onun omzuna atıp, eşini yakınına çekti ve başından öptüm.

Yanlış °BxB°Where stories live. Discover now