Bölüm-8

38 3 55
                                    


25 Nisan Perşembe.

İyi okumalar dilerim.

'Gidin başımdan, çıkın içimdeki kara kuyudan..'

.

.

.

Bugün dükkanı açmamıştım. Sabah erkenden kalkmıştım ve Ziak'ın ele geçirdiği mahalleleri izlemeye başlamıştım. Oradaki insanlar ile de konuşmam gerekiyordu. Ancak izlenimlerime göre mahalleler gayet sakindi ve çocuklar ya da ailelerde herhangi bir sıkıntı yok gibiydi.

Yine de emin olmadan karar vermem mantıklı olmayacaktı. Mahallelerden birine girdim ve kahveye doğru ilerledim. İçeri girdiğimde ufak bir baş selamı vererek masalardan birine oturdum. Askıcı çocuğa çay vermesini söyleyip ortamı incelemeye başladım. Bazıları kendi arasında sohbet ederken, bazıları da iskambil ya da okey oynuyorlardı. Askıcı çayı getirdiğinde "Mahallenin sorumlusu kim?" dedim.

İlk önce kaşlarını çatmıştı, neden sorduğumu anlamaya çalışıyor belki de benim hakkımda beyninde şüpheler oluşuyordu. Sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi şaşkınca baktı bana. "Merih abi konuştu değil mi sizinle? Geleceğini söylemişti. Mahallenin sorumlusu Hazan abi. Ben çağırayım. " dedi ve tepsiyi bir masaya bırakıp dükkandan çıktı.

Çok geçmeden yanında bir adam ile geri döndü. Kısaca kahvede gözlerini gezdirdi ve "Beyler bize biraz izin verin." dedi. Adamlar kahveyi boşaltırken karşıma oturdu ve bir çay istedi konuşmadan önce.

Ardından elini uzattı. "Hazan Yağız Kılınç." dedi. Kısaca elini sıktım ve "Zeyd." dedim. "Ne öğrenmek istiyorsun Zeyd?" dedi arkasına yaslanırken. Henüz yirmili yaşlarının başında genç bir delikanlıyı karşımdaki. Ve gözleri bana birini anımsatıyordu nedense. Bunları bir kenara atıp sorusunu cevaplamak için araladım ağzımı.

"Mahalledeki insanların yaşantısından bahseder misin bana biraz."

Söylediğim şey ile yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu. Bir süre sessizliğini korudu ardından dirseklerini masaya yaslayıp biraz öne eğildi ve "Mahallede herkes mutlu ve işinde gücünde. Kirada oturanların gelirine göre kira belirleniyor. Mahalledeki esnafın fiyatları sabit. Herkes zorlanmadan alış veriş yapıyor. Herkes her an birbirine yardım etmek için tetikte bekliyor adeta. İletişimleri çok iyi, buradakiler aile gibi. Çocuklar ise evden okula okuldan eve gidiyor ve sadece mahalleden arkadaşları ile samimiler. Ayrıca Ziak'ın adamlarından da dövüş dersi alıyorlar. Yani Ziak'ın ele geçirdiği mahallelerde düzen bu şekilde. Herkes huzurlu ve mutlu. "

Sözlerini bitirmesinin ardından, önündeki bardağa diktiği gözlerini yüzüme çıkardı. Diyeceğim şeyi merak ediyordu anlaşılan. "Teşekkürler." dedim ve çayın yanına parasını bırakıp dükkandan çıktım. Mahalleden çıkana kadar insanları inceledim. Gerçekten mutlulardı. Ara sokaklarda yürürken aynı zamanda da nefes almaya çalışıyordum. Doğruydu yani, öyle mi? Mahallemizdeki çocukları ölüme sürükleyen insanlar yıllardır içimizdeydi. Ve belkide...Belki de abim bunun farkındaydı öyle mi?!

Sinir vücudunu yavaş yavaş ele geçiriyorken adımlarımı hızlandırdım ve evin yolunu tuttum. Görüntü bulanıklaşıyor, ellerim titriyordu. Cebimdeki anahtar ile kapıyı açtım ve eve girdim. Salona girdiğimde Azap vardı. "Abim nerede?" dedim sesimi sakin tutmaya dikkat ederek.

"Bilmiyorum. Sorun ne abi?" deid. "Hiç. " dedim ve evden çıktım tekrar. Kulüpte olmalıydı. Bu sefer adımlarım kulübe yönelirken aniden kolumdan tutulmam ile hızla yanıma döndüm ve kolumu çektim. Merihti. "Ne yapıyorsun sen Zeyd?! Herşeyi mahvedeceksin. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIĞIN HAKİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin