Küçük prens gibisin

170 25 99
                                    

bunu niye okumuyonuz ya😭
bn cok seviyodum
jisung ayni benim gibi sapsalak birisi
minhomuzu da bulcaz ins
gerci bulduk da beyefendi daha yazmiyo
ah ah
ACABA KISISEL HAYATIMI BURAYA COK MU AKTARIYORUM LAN
😰😰
rahatsiz misiniz 😔
isterseniz susabilirim(fice eklerim puhauahau)

guya bu ficin basinda ve sonunda cook konusmayacaktim
GUYA

simdi baslayabiliriz
hem de bizim tarzimizla
psmfownfomaof of kucukken burak gungor olmak isterdim
ay bunu fice eklicem unutturmayin qpmfoamgomwogmaocja

iyi bos yaptim
komik miyim
yoksa disardan clown gibi mi gorunuyorum??
cabuk secin

hayir askim cok komiksin yerlere yatip tepinerek guluyorum>

sus ucube>

HADI BASLAYALIM

-------------
küçük prens gibisin

Jisung'tan:

Görmek,duymak,tatmak,koklamak,
hissetmek. Benim için en 'özel' olan görmek. Beni ben yapan,insanların "Jisung mu şu renkleri gören çocuktan mı bahsediyorsun?" dediği, çevremdekilerin ya bu duyuya hayranlıktan ya da bu duyuyu zorbalamaktan toplandığı,zamanla kendimi görmeye zorunlu hissettiğim şeyler,renkler belki de hayatımda ilk kez bir şeyler hissettiğim bu adamda beni 'acaba?' sorusuna iteleyen tek şeydi.

Kendimi göremiyordum ama hissedebiliyordum. Eğer kendimi görebilseydim şuan en koyu tona bürünmüş olduğumu muhtemelen utana sıkıla görür,mümkünmüş gibi daha da koyulaşırdım.
Zira şuan, 'ilk' gençlik heveslerimi harcadığım bu adam beni koltuk ve kendisi arasına sıkıştırmış,kolumu zorlamak istemediğinden bana çok yüklenmeden sağımı solumu gıdıklayarak 'Demek oyun Jisung,al sana oyun!' diyordu ve beni sarsarken dalgalanan,uzaktan bile yumuşacık olduğunu anlayabileceğiniz saçları bir o yana bir bu yana savrulurken gördüğüm bu görüntü duygularımı daha da arşa çıkarmaktan başka bir işe yarayacak olsaydı kesinlikle göremesem de olduğunu bildiğim rengimi daha da koyulaştırırdı.

"Tamam! Nefes alamıyorum öleceğim."

"Oyun istiyordun?" Önce kendisini ardından beni koltukta dikleştirirken konuştu.

Dağınık saçları yüzünü görmemi hafiften engellediğinde elimi uzatıp alnına düşen saçları geriye ittim ve tahmin ettiğim gibi yumuşak olan saçları hızlıca şekil aldı.
"Oyun uğruna ölmek istemiyorum üzgünüm."

Güldükten sonra kapıya doğru gitti aradan çok zaman geçmeden döndüğünde elindeki hediye paketini gördüm. Görür görmez kocaman açılan gözlerim ve ona eş zamanlı aralanan dudaklarımla oldukça komik görünüyor olmalıydım ki gülmesini durduramayıp kutuyu sarstı. İçeriden gelen tok ses merakımı arttırsa da hediye meraklısı gibi görünmek istemediğim için o verene kadar konuşmama kararı almıştım.
Zaten o daçok geçmeden  konuşmuştu.

"Alakasız biraz ama görünce aklıma sen geldin ben de aldım. Aç bakalım."

Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum çünkü bu cümleyi hep bir yerde okumuş veya bir şeyler izlerken duymuştum. O zaman da hoşuma gidiyordu ama sevdiğim kişiden -ki artık bunu kabullenmiştim- duyunca etkisi daha da fazla oluyormuş,bunu öğrenmiş oldum.

the color theory //MINSUNGWhere stories live. Discover now