46•

28.4K 2.2K 365
                                    

Helloooo

Herkese yeni bölümden selam.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz, keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı- Cem Adrian- Ben seni çok sevdim



**********


FULYA'NIN AĞZINDAN

"Ali" Diye seslendim endişeli sesimle. "Sanki ateşi daha da çıkıyor gibi." Bakışlarım Ali'ye kaydı, kendisinden cevap ister gibi.

"Önce sakin ol güzelim, panik yapma sakın."

"Nasıl yapmayayım?" Diye araya girdim. "Gece oldu, değişen bir şey yok ve sanki gittikçe fazlalaşıyor."

"Panik yaptığın için sana öyle geliyor Fulya'm." Kısa süreliğine bakışlarını kucağında uyuyan kızımıza çevirdi. Sağ elinin parmak uçlarını Eslem'in yanağında, tüy gibi hareketlerle gezdirdi. Kıyamaz şekilde bakıyordu.

Eslem sabahtandır hastaydı ama bu kadar göze çarpan bir hali yoktu. Saatler geçtikçe sanki bu hali daha da kötüye gidiyordu. Evde, Ali işten gelene kadar tektim. Ve ne yapacağımı bir türlü bilemiyordum. Bildiklerimi ise unutmuş gibiydim. Halbuki annem olsun, Ali'nin annesi olsun her şeyi söylemişlerdi. Şu an geriye kalan hiçbir şeyi hatırlayamamdı. Bu durum ise benim, kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu. Neyseki Ali gelmiş de tek kalmamıştım.

Çalan telefon beni düşüncelerimden sıyırdı. Yatağın üstünde duan telefonu alıp Ali'ye uzattım. Arayan çok yakın arkadaşıydı. Ali biraz önce arabasını istemişti, hastaneye gitmemiz için. Nitekim de Ali telefonu açınca arabayı getirdiğini anladık. Çok uzatmadan telefonu tamam diyerek kapatmıştı. "Hadi inelim." Diyerek odadan çıkmıştık.

Kapının önüne gelince Eslem'i kucağıma verdi. Önce ayakkabısını giydi, ardından benim ayakkabımı giymeme de yardımcı olarak en son hazırladığım çantayı eline alarak evden çıkmamızı sağladı.

Dışarı çıkınca arkadaşı arabasına yaslanmış olarak bizi bekliyor olduğunu gördük. Ali eyvallah diyerek arkadaşı ile el sıkışıp anahtarı aldı. Kilitli olmayan kapıyı açıp arka koltuğa yerleştim, o sırada Ali de arabaya bindi.

Kucağımdaki kızımın ağlama sesi arabada yükselince içimi yine, her ne kadar istemesem de endişe kaplamıştı. Sanki dünyaya ilk defa gelen bir bebeğin şaşkınlığı vardı üzerimde. Ne yapacağımı bilmiyordum. "Kızım." Dedim alnına dudaklarımı, ateşine bakmak için değdirirken. Hâlâ hafif bir ateş mevcuttu. "Ali." Dedim öndeki adama. Bir yandan da Eslemi kucağıma alarak sırtını okşuyordum. "Hâlâ ateşi var ama."

"Normal yavrum." Diye cevapladı. "Evdeyken zaten vardı, birden bire düşmez." Bildiğim gerçekle başımı salladım. "Hem şu an panik yapıyosun. Kızımız bunu anlayıp daha huzursuzlaşırsa?" Gözleri dikiz aynasından kısa bir süreliğine bana değdi. Rahatlamak ister gibiydi bakışları.

"Ne bileyim Ali'm." Dedim omuzlarımı kaldırıp indirerek. "İlk defa karşılaşıyoruz bu durumla. Ya iyi edemezsek?"

"Edeceğiz Allah'ın izniyle. Sen bu düşünceleri kafandan çıkar."

Başımı salladım söyledikleriyle. Derin bir nefes alıp kucağıma yan şekilde aldım Eslem'i. Ali haklıydı. Şu an stresten kendi kednime kafamda kuruyor, ve kendimi de düşürmeme sebep oluyordum.

Hastanenin önüne gelene kadar arada Eslem'in huzursuzluktan mızmızlanıp ağlamaları dışında çok bir aksiyon yaşamadık. Şimdi de sıra almış ve bekliyorduk. Ali de bu sürede Eslem'i kucağına alıp gezdiriyordu. Benim ise bir gözüm onlarda bir gözüm de sıra numarasına takılmıştı.

AĞA'NIN SEVDASIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt