Bölüm 11

22 3 0
                                    

İki günün ardından hastane baskını yapmak için ekipler toplanmıştı. Bu operasyonda Murat komutandı.

Gece aniden yaptıkları operasyonda hastanenin morgdan açılan başka bir gizli kapısından aşağı inerek laboratuvara ulaşmışlardı.

Aynı zamanda ameliyathane ile yoğun bakım ünitesi arasındaki gizli kapıdan da önemli dosyalara ulaşmış, hastane yönetiminden bir çok insanı sabahın 4'ünde yataklarından kaldırıp baskın operasyonu ile gözaltına alınmışlardı.

14 doktor, 8 yönetim, 32 hemşire, 4 ebe, 12 laborant ve 3 teknisyen göz altına alınmıştı. 12 kiloya yakın uyuşturucu madde ve evlerinden çıkan sahte alkoller. Evlerden bir sürü yasadışı silah ve mermilere de el konulmuştu.

Ülke gündemine bir bomba koymuşlardı. Bütün ülke sabah televizyonu açınca yapılan operasyonu izliyordu.

Gözaltına alınan kişilerin sorguları da uzun bir süre devam etmişti.

Çağan Hilalle hiç iletişime geçememişti. Hilal operasyonu Ayça ve Nesliye devretmişti. Nereye gittiği de belli değildi.

Sormaya çekiniyordu. Onu çok özlemişti. Hilal aklına gelince burnunun direği sızlıyordu.

Bu sırada operasyonda yaralanan Halil'in hastaneden çıkışı yapılmıştı. İkinci operasyon da bitince Çağan Halil'i evine gitti.

Geçmiş olsun fasıllarından sonra Halil'e döndü.

"Oğlum çağırsaydın ya birini baksaydı sana. Böyle yeni ameliyattan çıkmışsın evdesin kimse yok."

"Komutanım gelebilecek kimse yok ama sağolsun gelen gidenler bir şeyler getiriyor. Şu karakola gelen kadın vardı ya Hilal. Çok vefalı kadınmış komutanım. Her gün çorba getirdi."

"Hilal buraya mı geldi?"

"Evet komutanım, adresimi nerden buldu bilmiyorum ama getirdi. Buzluğa bir sürü şey koydu. Kendime iyi bakmamı söyledi sonra da çıktı."

"Ne zaman?"

"Siz gelmeden yarım saat önce komutanım." Çağan sıkıntıyla ofladı. Çağan'ın geleceğini anlamış ona göre erkenden gelmişti.

"Neler getirmiş?"

"Tezgahta komutanım daha yerleştirmedim. Buyrun yiyelim." Diyerek Halil Çağan'ı sofraya davet etti.

Sarmalar, börekler, sıcak çorbalar. Buzlukta bir sürü ısıtıp yemek için çorba. Çağan'a yaptığı gibi buzluğunu doldurmuştu.

Sarmadan bir tane ağzına attı Çağan. Hilalin yemeğini özlemişti. Ne kadar lezzetli olduğumu yerken yüz ifadesinden belli oluyordu.

"Oğlum sen yersin bunları. Ben de kalırken de buzluğa bir sürü şey atmıştı. O da böyle bir kadın işte."

"Yiyelim komutanım beraber."

"Teşekkür ederim. Ziyaretin kısası makbul olur. Ben gideyim. Bu arada Hilal tekrar gelirse bana kısa bir mesaj çakar mısın?"

"Tabi hallederim komutanım." Dedi Halil.

Çağan evden çıktı. Kendi evine gitti. Sıcak bir duş aldı. Buzluktan Hilalin yaptığı böreklerden birini ısıtıp yedi.

2 Hafta sonra.

Hastane operasyonundan sonra Hilal bulunduğuna dair açıklama yapmıştı. Hastanenin onu ne koşullarda çalıştırdığını, daha sonra mafyanın eline mahkum bırakıldığını, Türk Silahlı kuvvetleri olmasa hayatının mahvolacağına dair açıklamalar yapmıştı. Verdiği  röportajda kollarındaki yara izleri belli oluyordu.

Saklan KaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin