GİRİŞ

625 50 20
                                    

Kaos, koşan ayak sesleri, çığlıklar, merhamet dilenen insanlar, hayatlarına son verecek sadece iki kelimeyi bekleyen zavallıların ağıtları, kan... o kadar çok kan vardı ki. Yeşil çimenlere kendi renklerini veriyor gibilerdi. Cesetler her yerdelerdi, o kadar çoklardı ki. Ölenlerin yüzlerinde acı ve teslimiyet vardı.  Hogwarts... o kadar güzeldi ki...şimdi yanıyordu ve etrafındaki savaş tüm şiddetiyle devam ediyordu. Karanlık tarafın ezici bir avantajı vardı ve kazanması an meselesiydi. Rüyayı gören kişinin gözüne çarptığı gazetede tarih 2 Mayıs 1998'i gösteriyordu.

Düşünceleri ve gözlemleri, arkasında bir yerde, insanın kanını donduran kahkahalarla kesintiye uğradı. O yöne döndüğünde, yüzü deforme olmuş, yılana benzeyen, bir çocuğu boğazından tutan, tüm gücüyle kendini savunmaya çalışan bir adamı fark etti. Bir şeyler yapmak isteyerek onlara doğru koştu ama artık çok geçti. Genç adamın gözlerinin, kendisine çarpan ışık hüzmesiyle  neredeyse aynı şekilde solduğunu gördü. Gördüğü son şey alnındaki şimşek şeklindeki yara izi ve işkencecinin yüzündeki şaşkın ifadeydi. Bir an sonra yılana benzeyen adam, yaralı bir hayvanı andıran bir sesle yürek parçalayıcı bir şekilde çığlık atmaya başladı.

Cassandra aniden uyandı. Bir anlığına zaman kavramını yitirdi,sonra gerçekliğe döndü, ayağa kalktı, masadan asasını aldı ve Düşünseli'nin yanında durdu. Bu rüyanın kesinlikle defalarca yeniden incelenmesi gerekiyordu. Konsantre oldu ve bir süre sonra gümüşi ipliği Düşünseli'ye salladı. Korkunç anı  geleceğe dairdi. Daha önce hiç bu kadar uzak bir zamandan bir şeyler  görmemişti. Bunun gizli bir anlamı olduğunu hissediyordu. Bu güne kadar kahin, Gellert'ten daha kötü bir şeyin büyücülük dünyasına musallat olmayacağı umuduna tutunmuştu. Ne yazık ki az önce sona eren rüya onun yanılsamalarını dağıtmıştı. Gördüğü canavar, zalimlik bakımından Britanya'nın şu anki Karanlık Lordunu geride bırakmıştı. Cassandra gözlerini kapattı, kısaca düşündü ve komodinin yanına döndü. Hemen Hogwarts'ın şu anki müdürü Armando Dippet'e bir not yazdı, sonra tüneğinde uyuyan baykuşu eliyle uyandırıp pürüzsüz tüylerini okşayarak ona verdi:

"Bunu mümkün olan en kısa sürede Hogwarts Müdürüne götür"

  Mektubu uzattı ve baykuşun gözden kaybolana kadar uçmasını izledi.  Düşünseli'ye yerleştirdiği anıya birkaç kez daha baktı, sonra onu tekrar kafasına yerleştirdi ve orada daha güvenli olduğuna karar verdi. Kararını verirken derin bir iç çekti. Bundan vazgeçemezdi, harekete geçmesi gerekiyordu.

Cassandra sabah ilk iş olarak  Hogsmeade'e gitti. Armando'dan bir mektup almış ve cevabını daha önceden bilmesine rağmen içeriğinden emin olmak için  okumuştu. Bunca yılın ardından edindiği deneyimler ona insanların farklı olmaktan korktuğunu ve herkesin geleceği tahmin etme becerisine sahip olmadığını öğretmişti. Sonuç olarak, zaten geleceğini bildiği şeyi tahmin etmeye değmeyeceğine ikna olmuştu. Aklından bir düşünce geçti: 'Muhtemelen bu yüzden okulda bu kadar az arkadaşım vardı. Birçok şeyi önceden biliyor olmam çok sinir bozucu olsa gerek..."

Kahin, zaman zaman büyücü arkadaşlarıyla selamlaşarak kasabanın sokaklarında sakince yürürdü.  Burada olmasının bir nedeni olduğunu hissediyordu ama nedenini henüz bilmiyordu. Bu yüzden beklemek yerine yürüdü ve mağazaların vitrinlerine baktı. Başka bir sokağa döndüğünde adı eskimiş olduğu için artık okunması neredeyse imkansız olan küçük bir dükkan gördü. Hiç düşünmeden içeri girdi:

"Günaydın!"

Sahibine gelişini bildirmek için mutlulukla bağırdı, ancak sahibi yanıt olarak sadece homurdandı ve eski kum saatini cilalamaya geri döndü. Oda çok büyük değildi ve bir dükkandan çok bir depoya benziyordu. Ancak bu Cassandra'yı caydırmamıştı. Elbisesinin kollarını sıvadı ve aramaya başladı. Burada pek çok ilginç eşya vardı ve birkaç tane satın almak istiyordu ama kocası muhtemelen eve çöp getirdiği için onu yine azarlayacaktı. Böylece aramaya geri döndü. Bir süre sonra dikkatini eski bir kutu çekti ve hemen uzanıp onu açarak içindekileri ortaya çıkardı. Gerçekten harika bir şey bekliyordu çünkü buraya gelmesinin nedeninin bu olduğunu düşünüyordu, bu yüzden deri kaplı iki günlüğü görünce hayal kırıklığıyla inlemesini zar zor bastırdı. Günlükleri neden bulması gerektiğini henüz anlamamıştı ama kural olarak Kader ile asla tartışmıyordu. Parayı ödedi ve Hogwarts'a doğru yola çıktı.

KAN VE AŞK // TOMARRY ÇEVİRİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin