~15. Bölüm~

251 28 23
                                    

Gözlerimi açtığımda etraf sim siyahtı. Göz kapaklarımı habire açıp kapatıyordum. Ama bir türlü görünüş düzelmiyordu. Ben hala gözlerim neden siyah görüyor diye düşünürken, arkadan bana doğru geldikçe artan adım seslerini duydum. Yanıma kadar geldiğinde elini çeneme koyup kafamı yukarı doğru kaldırdı. Onun yüzünü göremediğim için konuşsa belki de anlayacaktım kim olduğunu.

"Zarar vermedik değil mi?" kesinlikle bu kendi sesiydi ama bir türlü tanıdık gelmiyordu. İtiraf edeyim sesi güzeldi.
"Kafanla işaret yapabilirsin."
Kafamı evet anlamında salladım. Ama bana bedensel olarak değil ruhsal olarak zarar vereceklerdi, vermişlerdi.

"Özür dilerim böyle olmanı istememiştim." özür dilemesi falan nazik birine benziyordu ama böyle demek de yanlış olurdu sonuçta beni kaçırmıştı.

"Susadın mı?" kafamı evet anlamında salladım. "Ben bir bardak su getirip geliyorum." adım sesleri gittikçe uzaklaştığında bir anda ailemi, arkadaşlarımı düşündüm. Şimdi herkes beni merak ediyordur belki de etmiyorlardır.

Adını bilmediğim kişi yanıma gelip yavaşça ağzımdaki bantı çıkardı. Ohh öyle bir rahatladı ki ağızım anlatamam. Ağzımdan ohh diye ses çıkınca hafifçe gülümsediğini hissedebiliyordum. Bana iyice yaklaşıp bardağı bana doğru yaklaştırdı ama ben nerede olduğunu tabiki de göremediğim için anlamadım. Sadece bekledim ve kafasının nerede olduğunu tahmin ettiğim yere çevirdim ve sadece ona baktım.

Sonunda beni anlayınca, "Pardon ya, ben unutmuşum."
O gözlerimi görmese de yine de gözlerimi devirdim. Salak birine benziyordu. Bardağın içine pipet sokmuş olmalıydı ki dudağıma pipet deydi. Hemen suyu içmeye başladım. Bardaktaki su bitince pipeti dudağımla alıp kucağıma attım.

İsmini bilmediğim çocuk odadan çıkınca nasıl kurtulabilirim diye düşünmeye başladım. Pipeti aslında bilerek kucağıma atmıştım. Ellerimi açmak için belki bir şansım olabilirdi ama yine de açamazdım. Çünkü her yerim bağlıydı. O da herhalde pipeti görüp bir şey yapamayacağımı anladığı için bir şey dememişti.

Bende hala ne yapabilirim diye düşünürken ağzımın açık olmasından yararlandım. Bütün boğazımı deşerek çığlık attım. Ben çığlık atarken hızlıca yanıma birisi koştu. "Kes sesini! Sus!" eliyle ağzımı kapattığında elini ısırdım.

Acının etkisiyle inleyerek elini geri çekti. "Siz kimsiniz ya?! Neden beni kaçırdınız?! Başka insan mı yok kardeşim?!"
"Çok güzel görünüyordun bizde kaçırmak istedik çetemizde bir kızın olmasını isteriz yani."
"Elime bir baksana sen." gözlerini elime kaydırdığında nah çektiğimi görmüş olmalıydı ki konuşmadı.

"Sevdim seni."
"Ben sevmedim çünkü beni kaçırdın aptal."
"Güzelsin ben ne yapayım."                                                                                                                                                "Başlarım senin güzelliğine sapık."                                                                                                                                "Oldu mu şimdi bu, çok ayıp." sapığın ve mallığın ileri seviyesiydi bu. "Bal gibi de oldu." kapının açılmasıyla konuşmamız bölündü. O gelen her kimse ellerine ve ayaklarına sağlık beni kurtardı.  "Abi kusura bakma böldüm ama gelmen gerek." ayak sesliyle anladığım kadarıyla kapıya doğru yürüyordu. "Ne oldu oğlum ya bir şeyi de bensiz yapamıyorsunuz. Kapı kapandığında kafamı geriye doğru yatırdım. Ben artık buradan kurtulmanın bir çaresini bulacaktım ya da biri beni bulacaktı. Ne olursa olsun buradan çıkmalıydım. 

Bekleye bekleye 1 saat geçmiştir bile. Artık çok sıkılmıştım bari birileriyle konuşsaydım. Tam bunları düşünürken kapı sessizce açıldı ve kapandı. Odaya giren her kimse o kadar yavaş geliyordu ki neden olduğunu anlayamamıştım. Yanıma gelip gözümde bağlı olan şeyi çözmeye başladı. "Seni buradan çıkaracağım güven bana. Buradan kurtulacaksın." gözümü açtığında gözüm kamaştığı için birkaç kere gözlerimi açıp kapattım. Gözlerim etrafa alışmaya başladığında karşımdaki kişiyi gördüm. Önümde eğilmiş ayaklarımdaki halatı çözüyordu.

Mahperi | Yarı Textingजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें