2.Bölüm

19 8 0
                                    

Bugün hava çok daha soğukdu.Ben sınavımın olucağı okula bakıyordum,annemse yanımda durmuş hiç merak etme kızım InsAllah kabul olursun,olmazsanda önemli değil dedi.

Gelecek seneye sınava katılırsın diye teselli etdi.Bende gülümseyerek okula doğru yürümeye başladım.

Annemler benim için çok endişeleniyorlardı çünkü ben birden okumaya karar verdim.Dersler bana zor gelmeye başladı ve zorlukda olsa sınava hazırlandım.

Biz zor geçindiğimiz için el mecbur 2 dersden öğretmen yanına gitdim.

Bugün günlerden 14 haziran yani sınav sonuçlarının açıklanıcağı gün.Zaman su gibi akıp gitdi sonuçlara bakdım ve istediğim sonuçları elde edemedim.

Darma dağın oldum,nefesim kesildi.Depresyona düşdüm gün geçtikçe daha çok utandim, ağladım,konuşamadım.

Hastalığım kendini gösterdi.Sınav sonuçlarından önce düşünürdüm.Eğer kabul olmazsam ölürüm derdim.Çocukluk aklı işte,ama böyle sonuçlar aldıkdan,sonra ölmediğimi gördüm yaşayarak ölünüyor.Hatta nefes bile alamıyorsun,acılara katlanıyorsun ama en zoruda yaşıyorsun.
Annemler havam değişsin,diye ve kafamın karışması için beni köye götürdü.

Biraz gülümsedim ama bu uzun sürmedi nedeniyse hakkımda duyduğum dedikodular oldu.Ordanda kaçdım.

Bıkmışdım söylentilerden.Annemleri utandırdığımı düşünmekden yinede sabır etmeye çalışdım.Bir ay geçmişti ve hala kötüydüm annemle,babam benimle kavga etdiler.

Her kelimeyi yutmaya çalışdım ama dahada baskı uyguladılar.Bende intihar etmeye kalkıştım,ilaç yutdum.Ölmeyi o kadar diledimki,ama olmadı.

Neden ben?! Allahım neden ölmedimde bu acımasız hayatın kuralları dışına
çıkamadım? diye her defasinda Allahtan sordum ama ne yaparsan yap her ölmek isteyen insanın diğer insanlardan daha çok yaşadığını gördüm ve zamanla ölmeyi aklımdan sildim.

Bir zaman diliminden sonra yine kavga yaptım ailemle onlara sizin yüzünüzden intihar etmeye çalıştığımı ama herşeyde olduğu gibi ondada başarısız olduğumu söyledim,belki diye düşündüm belki bana acırlar diye onlarsa öl git kime ne yapacaksın üzerine toprağı dökücez, yasımızı tutucaz sonrada hayatımıza devam edicez diye söylediler.
Bense o gece öldüm hani söylerler ya insan bazen yaşayarak ölüyor diye.Ben o gece öldüm ve üzerime toprak döktüler,ruhum öldü o gece.

Konuşduklarınıda duymadım sadece hareketlerin izledim.O gece hiç kendi anne babana bile güvenilmemeyeceğini öğrendim.

Her defasında piskoloğa gitmek istedim ama gidemedim,konuşamadım sadece bir defa yalnız gitdim.

O zamanda bir şey konuşamadım.Dilim tutuldu,korktum yaşadıklarımın zor birşey olmadığını demesinden korktum.

Çünkü ben kolay şeyler yaşamadığımı düşünüyordum,yazsam satırlara sığmayacak kadar olay yaşadım.
Peki ben kimin günahlarının acısını çekiyordum.Bir tarafdan seni güldüren ailen,birden bire seni bir kelimeleriyle altüst ediyorlardı.

Bir çocuk nefretini sesli şekilde dile getiriyor kalben hiç bir zaman bir çocuk ailesine nefret edemiyor.

Ben Aya Gündoğan andım olsun ki,bu hayatın hangi yüzünü görürsem göreyim ölmeyi aklımın bir hücresinden bile geçirmiycem.

Artık nefes ala bileceğim kendi istediğim yerde yaşıyorum.Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı başaran bir kadın oldum.

27 yaşında genç bir mühendis gibi görünen ama devlet istihbaratına çalışan bir devlet adamıyım.

Çalışdığım devlete yani Türkiyeye sık-sık gidip geliyorum.Herkes başarılı bir mühendis olarak görüyor beni, bende mühendis olduğum için işimde başarılı olmaya çalışıyorum.
Her iki işimdende memnunum ama daha çok devlete çalışmayı seviyorum.Üzerime şüphe çekmemek için bir villada kaldığımı,telefon kullandığımı gösterip,ismimide değiştirdim. Arsen Güneş diye insanalara kendimi tanıtmışdım.

Bu ismi ve soyadım zamanında devlet tarafından verildi.Böyle şık şeyleri sevmem ve telefonu çoğu zaman kullanmamaya özen gösteren biriyim.

Yine dalıp gitmişdim,ne ara ben okudumda bu yerlere geldim,ne ara herşey istediğim gibi oldu da birden sakin bir hayatım oldu diye düşünürken birden eski telefonumdan mesaj geldi bakdığımda:

Yarın akşam seni merkezde bekliyor olacağım önemli bir görev ve konu var Uçaktan indiğinde aynı yere geç Alptekin seni olduğun yerden alıcak.
Sabah şirketde işlerimi hall etdim ve arabama binib hava limanı yoluna doğru gitmeye başladım.

Düşünüyordum bu sefer bizi ne bekliyor diye söylediğim gibi bu sefer mafya babasının işini bitirecekdim.

Uçakdan indiğim gibi eski bir antikaçıya geldim.Bu yolla sık-sık merkeze gitmesemde,bazen geliyordum.Burdan alıyorlardı beni.Bekledim ve Alptekin geldi.

Tokalaşdıkdan sonra arabaya bindiğimiz an gazı kökledi sonra merkeze doğru sürdü.

Burası insanların aklına gelmeyecek kadar gizliydi.Bir çay evi gibi gösterilib altında merkez yerleşiyordu.

Geldiğim gibi Ahmet Karaca beni karşıladı ve selamlaşdıkdan sonra konuyu söylemesini söyledim.

"Ayça konu şu ki dün gece tim saldırıya uğradı bizden 5 kişi yaralı ve bu durum gitdikce dahada ilginç bir hal alıyor.Senden istediğim bu sefer mafya babası Turgut Göçmeni bana getirmen ve bu kadar zararın bize kimin vurduğunu öğrenmen.Bu görevi sadece sen yerine getire bilirsin 2 kere olmadı ama bu sefer olucağına emin ola bilirsin"Bense durmuş Müdürün konuşduklarını dinliyordum.Söylediği sözlerden sonra ben konuşmaya başladım.

"Tamam Müdürüm onu size getiricem ama karşılığında bende birsey istiyorum"

Diye söylediğimde başıyla dinliyorum diye haraket yapti.Bense konuşmaya devam etdim.

"Müdürüm adamı konuşdurdukdan sonra onu bana vermenizi istiyorum."

Müdürümse biraz düşündükden sonra gözlerimin içine bakıp onay verdi.Sonra bana planı anlatdı.
Görevin yarın olacağını söyleyip odasına gitdi.

Bense oturmuş bu mafya babalarının başında kim var diye düşündüm sonra arama yaptırdım.Sonuç hiç birşey çıkmadı düşündüm belki diye içimden geçirdim, başlarında bu ülkede olmayan birimi var.

Bu kitapda neler olucak, neler yaşanacak bunu zaman gösterecek.
Umarım merakla heyecanla okursunuz....

Ruhun Duyguları Where stories live. Discover now