Radyoda Aşk (B×B Texting)

36.Bölüm

Korhan Bademci

Gökhan ve beni tutan diğer kollardan kurtulmaya çalışıyordum."Bırakın domalta domalta siktireyim şunu!"

Tutku'nun donmuş bir şekilde Deniz'e baktığını gördüğüm ufak bir an olmuştu.Duymuştu değil mi o da duymuştu.Duymaması imkansızdı.

"Bırakın ya,"dedi Deniz."Gelsin.Sever o kardeş katili olmayı!Zeybik'de senin yüzünden öldü zaten!"

O andan itibaren kimse beni tutamadı.

Deniz'in üzerine kendimi nasıl attım,kandan görünmeyen yüzüne belimdeki silahın namlusunu nasıl dayadım bilmiyorum."Korhan!"diye bağırdı Gökhan."Sakin ol bilader,bilerek yapıyor pezevenk."

Gözlerim Deniz'in dağılmış yüzünden ayrılmıyordu."Seni buraya gömerim anladın mı lan am piçi?!Duydun mu beni!Zeynep demeyeceksin bir daha bana,adını ağzına almayacaksın!"

"Selim,al abini!Hadi Selim!"

Zorla Deniz'in üzerinden kaldırıldığımda hala gülüyordu.
"Bu arada sanırım ben öleceğim ve Sina'yı asla bulamayacaksınız..Yani benim işime gelir tabi.Hem gittiğim yerde Zeybik'i görürüm hem de sen Sina'yı bulamazsın.Sende haklısın,bazı şeyler unutulmuyor tabi..Bazı yaralar kapanmıyor.Yapacak bir şey yok Korhan,aklına geldiğinde bir Sina vardı dersin sende!"

Üzerinde doğru bir adım attığımda Gökahan "Korhan'a içeri kadar eşlik edin,bunuda atın geri içeri,bu kadar havalanma yeter."diye bağırdı.Adamlara emirler yağdırırken ben kolumu yanıma gelip toparlanmam için yardım eden Selim'in elinden kurtardım."Tamam,git sen."

Gitmemekte ısrar ettiğinde "Selim,git!"diye bağırdım.Bağırışımla Tutku olduğu yerde sıçradı."Tutku.."diye mırıldandığımda bir adım geriledi ama daha fazla ilerlemedi,olduğu yerde kaldı."Korktun mu?"dediğimde mala bakıyormuş gibi bakmaya başladı."Korkmadım,biraz hazırlıksız yakalandım sadece.Onu değil de gerçekten kardeşin mi?Yani ensest ilişki mi yoksa başka konular mı var onu düşünüyorum şuan.Ortalık iyiden iyiye Kiralık Aşk'a döndü,Aydilge ne zaman girecek?"

Lafını bitirdiğinde kaşlarım havalandı,nasıl bu kadar sakin kalabilmişti?Sina ve Tutku'nun karakterleri birbirine benziyordu.

"Anlatacak mısın yoksa arsız gibi sormaya devam mı edeyim?"dediğinde elimke malikanenin içini gösterdim.Önde Tutku arkada ben içeri girdiğimizde "Kaybedecek bir dakikamız bile yok bunu biliyorsun değil mi?"dedi."O şerefsiz biz Sina'ya gecikelim diye bizimle oynuyor,aynı bir kedi ve fare gibi."

Kafamı salladığımda duvara yaslandım."Ensest ilişki falan yok ortada.Zamanında Türkan annenin bir bebeği olmuyormuş,babamda yakın arkadaşı olan Feride'den,Feride annem oluyor,çocuğunu istemiş.Öyle mal alıe gibi değil,annem bana bakamıyormuş;ne durumu varmış ne vakti."Duraklama ihtiyacı hissederek soluklandım."Genel evde çalışıyordu annem,bu yüzden yokmuş vakti.Kemal Bademci beni istediğinde,beni ona vermiş ama tek bir şart koşmuş."dediğimde "Çocuğundan asla kopmamak istemiş."dedi.Bunu gerçekten zeki olduğundan mı söyledi yoksa bir şey mi biliyordu anlamadım.

"Bakma öyle,bir şey bildiğim yok sadece çok fazla dizi izliyorum.Sen devam et."

"Türkan anne ve annem iyi anlaşırdı,yani hatırladığım kadarıyla çocukluğumu çok hatırlamıyorum.Annem bir süre sonra kayboldu zaten.Türkan anne hiç çocuğu olmayacak diye düşünürken Zeynep dünyaya gelmiş ve herkes şaşırmış,mucize bebekmiş Zeynep."

"Deniz'i almadıkları için mi sinirli sana?"

"Süleyman Kayra'nın öldürüldüğü patlama var ya o-"dediğimde devam etmeme izin vermeden avucunu dudaklarına yasladı.Şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu.Sadece zeki bir kadın değildi,o çok zeki bir kadındı.

"Manevi babasını öldürdün..Siktir..Sen onun manevi babasını öldürdün!"

"Ben Deniz'le Zeynep'in hiç evlenmesini istemedim ama bu yüzden değildi.Deniz'in ne kadar manyak olduğunu bilmemdendi,manipüle etti kardeşimi."

"İki aptal kardeşin sidik yarışını bir kadın canıyla mı ödedi?"dediğinde hem ben hem kendi şaşırdı.Söylediklerinden anında pişman oldu ama laflarını geri de alamadı."Ben..çok özür dilerim..yani bir anda o kadar çok şey öğre-"

"İleri gitmedin,tam olarak da olması gerekeni söyledin.Bu canımı o kadar çok yakıyor ki.."

"Şimdi anlamadığım şu,senin Deniz'le annen bir,babanı şuan bilmiyorum ve Zeynep'le bir kan bağınız yok.Öyle mi?"

"Evet."

"Sikeyim ya,harbiden klişe bir yaz dizisine düştük."Ellerini hemen iki yanına kaldırdı."Yani sana bir lafım yok,ama olaylar zorlama değil mi sencede?Sanki tanrı Deniz ve Zeynep'in evliliği meşru olsun diye uğraşmış gibi."

"Sen manyaksın."dedim tek nefeste.Bazen gerçekten ne dediğini bilmiyordu."Koskoca Korhan Bademci bana manyak demiş,bırak hakkını vereyim."dediğinde durakladı."Genel evde büyüyen birini tanıyordum bir zamanlar."diyerek karşımda durdu."Hala gidip geliyor mu bilmem ama o zamanlar arada bir gidip anılarına merhaba diyordu."

"Bu unutamamak değil mi?"

"Unutamamak mı yakar insanın canını yoksa unutmak mı?"dediğinde aklımda şimşekler çaktı.

Unutamamak.

"Bazen öyle bir şey olur ki,ne unutmak istersin ne de hatırlamak.Ankara öyle benim için..Sen beni hiç unutma olur mu Korhan?Anne demesen bile aklının köşesinde hep 'Bir Feride vardı' de."

"Türkan anne seni seviyor,gitmek zorunda değilsin."

"Türkan beni seviyor mu bilmiyorum ama sevse bile burada duramam ki ben,Feride'nin gitmesi gereken bir yer var."

"Ankara'ya mı döneceksin ki?"

"Ankara'ya döneceğim.Söz veriyorum hep görüşeceğiz.Hem..Hem mektupta yazarım sana,olmaz mı?Türkan okur."

"Olur.Ama beni unutma."

"Unutmam,sende beni unutma.Ve Ankara'yı da..Ne zaman gelsen de ki-"

"Bir Feride vardı.."

"Bir Feride vardı..."

"Ne?"

"Sina,nerede biliyorum!" Salondan geniş hole doğru yürüdüğümde peşimden koşturuyordu."Senin bir adımın benim on adımım,beklesene!Nerede Sina,söyle!"

Bahçeye çıktığımda Selim'e bağırdım.

"Helikopter için kalkış izni isteyin,Ankara'ya gidiyoruz!"

Gökhan'ın ağzından bir küfür kaçtığını zar zor duyabilmiştim.

Çünkü biliyordu,Ankara'da bizi neyin beklediğini biliyordu.

📻