5.Bölüm

599 32 0
                                    

Gece aniden vücuduma giren titreme ile uyandım.
Üşüyordum üstümde termal bir tişört ve battaniye olmasına rağmen üşüyordum.
Titremekten dişlerim birbirine çarpıyordu.
Ateşim çıkmış olduğunu anladım ve ilaç istemek için yataktan kalktım. Aslında Meriç üsteğmeni uyandıracaktım ama o kadar güzel uyuyordu ki kaldırmak istemedim.
Titreyen dermansız vücudum ile ayağa kalktım. Tam kapıdan çıkarken arkamdan gelen sesle irkildim."Üsteğmenim iyi misiniz bir sorun mu var?"
"Yok benim ateşim biraz çıktı, ilaç almak istiyecektim."
Titreten vücudumu fark etmiş olmalıki aniden kalktı." Siz titriyosunuz . Yatın siz ben bakarım bir hemşire getireyim hemen."
Dediğini hiç itiraz etmeden kabul ettim.
O odana çıkıp hemşirenin yanına gitti.
"Hemşire Hanım hastamın ateşi yükseldi titriyor bir bakabilir misiniz?
"Tabi geliyorum."
Hemşire kenarda duran ateş ölçeri alarak Meriç ile birlikte yanıma geldiler.
"Geçmiş olsun adınız neydi?"
"Melis"
"Tamam Melis hanım ben bir ateşiniz ölçeyim."
Ateşimi ölçtükten sonra yüz ifadesi korkunç bir hal aldı.
"Hemşire hanım ateşim kaç?"
"Ateşiniz çok yüksek 40.8 . Ben hemen doktoru çağırıyorum."
Hemşire koşar adım odadan çıktı.
Meriç ise çok çaresiz bir şekilde etrafa bakıyordu.
Doktor odaya girince aniden" Melis hanım oda çok sıcak siz kalın giyindiniz ve battaniye örtmüşsünüz."
Doktor pencereyi göstererek" kızım aç şu camı."dedi .Hemşire camı açarken. Doktor bana tekrardan dönerek "Melis hanım üstünüzdeki tişörtü çıkaralım. Çok kalın.
Başka giyecek bir seyimin olmaması beni biraz tedirgin etti. "şey benim başka kıyafetim yok yanımda . Nasıl çıkartıcam?"
"Tişörtün altında atlet falan yok mu?"
"Var ya. Tamam o zaman atlet ile yatın. Ateşin çok yüksek."
Kafamı onaylar anlamda salladım. Titreyen ellerimle tişörtün uçlarından tuttum ama hiç dermanım olmadığı için çıkaramadım.
Doktor Meriç'e bakarak "beyefendi eşinize yardım eder misiniz?"
Meriç duyduğu şeyler sarsılmış olmalıki hiç bir kelime edemedi. Önce bana baktı, yardım etmesi için kafamı onayladım. Yanıma doğru çekimser adımlarla ilerledi. Asla yüzüme bakmıyordu tek odak noktası önce tişörtün uçları sonrasında duvar oldu. Vücudumdaki tişörtü tek hamlede çıkardı. Üstümde kalan tek şey siyah bir atlet oldu.
Meriç çekimser adımlar geri çekildi ve bir anlık gözleri bana kaydı. Onun göz hareketlerini her zaman görürdüm. Ve ilk defa bana öyle baktığını gördüm. Gözlerimin içine bakıyordu resmen "
Ben gidip bir şeyler alayım."
"Tamam."
Demekten başka birşey yapamadım. Meriç odada misafir çıktıktan sonra bana ateş düşürücü ilaçlar yaptılar ve birde serum takıp gittiler. Meriçin gittiği 1 saat olmuştu ama gelmemişti.
Bende onu beklediğim sırada uyumuştum.
Sabah uyandığımda karşımdaki sedyede sırtı bana dönük bir şekilde uyuyordu. Üstündeki battaniye kenara atıp , kenardan duran tişörtümü aldım ve giydim. Zaten en küçük sese uyanan birisiydi.
Yataktan doğrulup" iyi misiniz üsteğmenim. Bir sorun mu var?"
"Yok gidelim artık çok sıkıldım."
"Tamam ben çıkış işlemlerini yapayım o zaman."
"Tamam bekliyorum bende burda."
Meriç çıkış işlemlerini yaparken bende eşyalarımı topladım. Tam kapıdan çıkarken o da odaya geldi. Elimdeki çantayı aldı ve önden gitmem için eli ile önü işaret etti.
Arabaya gittikten sonra ben arabaya bindim o eşyaları arkaya koydu. Yol boyunca bir kelime bile etmedik.
Lojmana geldiğimizde ben arabadan inio arkadaki eşyaları alıdım ve Meriç'e bakarak"ben hazırlanıp geliyorum ."
"Yok siz bugün izinlisiniz Turan albayın Emri."
Açıkçası itiraz etmedim çünkü çok yorgundum.
"Tamam"dedim ve eve çıktım. O da karargaha döndü.
Arabayı park edip karargaha girdi. Bütün herkes başına toplandı. İlk söze
Timin en gereksiz konuşanı ama işinde usta olan kişi başladı Ercan .
"Komutanım üsteğmenime ne oldu iyi mi?"
Timin en sakini çok konuşmayanı semih devam etti."komutanım şuan nasıl?"
"Çocuklar üsteğmen Melis şuan evinde böbreklerde oluşan bir taş varmış büyük olduğu için çok ağrısı oldu. Sorularınız bittiyse herkes işine."
Herkes işinin başına dönerken bende odama geçtim.
Kapımın tıklatılmasıyla oturduğum koltukta diklendim ve "gel " diye seslendim.
İçeriye gelen timin bir diğer üyesi olan aslan." Komutanım bir kaç imza var onlar için geldim."
Ben imzaları atarken.kapıya  bir kişi daha vurunca karşımda bu sefer Yakup vardı."komutanım dün gece bir şüpheli kişi yakalandı sorgusunun sizin yapmanızı istiyor Turan Albay. "
"Tamam Yakup geliyorum."
Yakup odandan çıkınca bende arkasından çıktım ve Turan Albayın odasına girdim baş selamı verdikten sonra"Albayım dediğiniz gibi Melis üsteğmenim evinde izinli."
"Tamam Meriç. Neyi varmış?"
"Böbreklerinde büyük bir taş varmış buda ağrı yapıyormuş. Gece uyurken aniden ateşlendi havale geçirmek üzereydi. Şuan iyi ama ."
"Tamam sen onu yanlız bırakma o bizim göz ağrımız . En becerikli kadın üsteğmenimiz anlaşıldı mı? Ona en küçük bir zarar gelirse benden çekeceğin var Meriç. Bunu bil."
"Emredersiniz komutanım."
Meriç odadan çıkıp sorgu odasına geçti.

...

Melis

Ben güzel bir kahvaltı sofrası kurdum ve çayımı demledim. Çay iyice demlenene kadar bende bir duş aldım. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra evi topladım battaniyemi aldım ve televizyon karşına geçtim ve bir flim açtım. Flim seyrediyorum ama anlamıyordum .
Aklımda sadece o vardı. Benimle hastanede geçirdiği her dakika kendimi daha önce hiç hissetmediğim bir güven duygusu ile dolmuştu içim
Biran önce iznim bitip karargâha dönmek istiyordum.

Meriç sorgu odasında işi bitince odasına geçti. Kafası çok dalgın gibi duruyordu. Kapıyı tıklatıp içeri giren kaan oldu. Kaan Meriçin akademiden beri arkadaşıydı.
O teğmendi.
İçeri girip Meriçin karşına oturdu. Meriçle Kaan birbirine karşı insanların olduğu yerlerde  birbirine rütbe kullanıyorlardı.

"Abi ne oldu sana böyle çok dalgın sanki.".
"Ya oğlum kızın ağlayışı geliyor aklıma o kadar kötüydü ki."
"Abi bana bak sen yoksa bu kızı seviyor musun?".
"Lan oğlum ne alaka kız çok hastaydı üzüldüm. Onu hastanede görmen lazımdı. Çok kötüydü yani."
"Ama artık iyi sen neden bu kadar dalgısın ben onu anlamadım."
"Yok ya yorgunum sadece."
"Tamam başka bir sorun olmasında. Ben çıkayım."
"Kaan bana timdekilerin bilgilerini alıp gelir misin?"
"Tabi geliyorum hazırda zaten. Sen ne yapcan onu?"
"Üsteğmen Melis'in resmi falan yapıştırcam."
"Abi onu zaten yapıyorlar,sen niye yapıyorsun?"
Yüzü bir anda Ya sabır anlamına bürününce hemen sustu ve odadan çıktı.
10 dakika sonra dosyalar ile geldi ve masanın üzerine bırakıp çıktı.
Dosyanın kapağında timin adı yazıyor içinde timde olanlar vardı.
Bozkurt Timi

Meriç kurt
Mehmet Ceylan
Emre Kara
Ali keskin
Ercan çevik
Kaan yüce
Yakup ışık
Ayhan kızıl
Arda Şahin ve
Melis Öztürk.

İsminin olduğu sayfayı açtım. Resmini dikkatlice yapıştırdım.
Ona bakarken sanki içimde bir parça yerine oturuyordu.
Dünkü hastanedeki ağlayışından sonra içimde çok farklı bir yere yerleşti.

Biraz kısa oldu ama idare edelim bu sefer.
İyi okumalar.❤️❤️❤️

hayatın gerçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin