20

40 4 49
                                    

"Ayy geldim yine. Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı işte Taehyungie."

Somurtarak odamın kapısını araladım ve yatağıma doğru ilerledim. Evde özlediğim tek şey yatağımdı sanırım.

Yatağıma uzanıp yastığımı kollarımın arasına aldım. Yaralandığım için karnımın üzerine yatamıyordum ve bu inanılmaz can sıkıcıydı.

"Bebeğim gitme oraya buraya gel. Mis kokulum bir yerine birşey olacak in ordan."

Duyduğum seslerle beraber kıkırdayarak uzandığım yerden doğruldum. Taehyung geldiğimizden beri Yeontan'ın peşinde koşturuyordu.

Taehyung, benimle hastanede kaldığından minik tüy yumağı onu özlemişti ve Taehyung kendisiyle ilgilensin diye elinden geleni yapıyor, iyice şımarıyordu.

Taehyung, Yeontan ile uğraşırken mutfağa doğru sıvıştım gizlice. Beynim adeta alarm veriyordu. Tek bir kelimeyle zihnim kırmızı kod durumuna geçmişti.

Kurabiye...

Normalde sık sık kurabiye yapıp yiyen biriydim ama hastanede olduğumuz süre zarfında Taehyung'un gözüne epey batmış olacak ki ikinci bir emre kadar kurabiye yememi yasaklamıştı.

Neymiş, çok fazla yiyormuşum ve çok zararlıymış. Normal yemek yemeliymişim. Peh. Ben kurabiye yemek istiyordum bir kere! Kimse ona sormamıştı.

Sessiz olmaya çalışarak dolaplardan birinden bir kap çıkardım ve hızlıca içine malzemeleri ekleyip karıştırdım. Son olarak unu da koydum ve ara sıra mutfak kapısına göz atarak minik toplar halinde hamuru bölerek tepsiye dizmeye başladım.

Tam son birkaç parça kalmıştı ki Taehyung'un sesini duymamla adeta yerimden sıçradım korkuyla.

"Jungkook Jeon!"

Mutfak kapısında durmuş, kollarını göğsünde kavuşturmuş bir şekilde bekleyen Taehyung'u görmemle korkuyla yutkundum. Azar yiyen bir çocuğun gerginliği vardı üzerimde.

"Yaa Taehyung vallahi çok canım çekti."

"Nedense hergün bahanen aynı oluyor."

"Ama Taehyung yine canım çekti."

Pes edercesine başını iki yana doğru salladı.
"Of iyi, pişir hadi. Ama sadece bir tane yiyeceksin."

Onaylar şekilde başımı salladım. Bir tane demiş olsa da, ikimiz de akşama kadar tüm tepsiyi yiyeceğimi biliyorduk.

~~~☆

"Aptal! Gerizekalı! Ne işe yarıyorsun ki sen paramı yemekten başka? Seni evimde çalış diye tutuyorum ben. Kaşına gözüne meraklıyım mı sanıyorsun?"

Başımı yere doğru eğip burnumu çektim. Huzursuzca yerimde kıpırdandım. Taehyung ne zaman gelecekti acaba?

"Ne okula gidip bir bok becerdiğin var, ne evde işe yaradığın. Çocukça hareketlerin asla bitmiyor! Biraz büyü artık. Aklını başına topla, insan olmayı öğren."

"Anne-"

"Kes sesini! Duyan da üniversiteye gidiyorsun sanır. Modern dansmış! Götümü vereceğim diyemiyor da... Tanrı bilir çoktan kaç kişiye siktirmişsindir kendini. O arkadaşım diye peşinde dolaşan oğlan da götünü verdiklerinden biri işte."

Zehirli cümleleri beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Annemin dilinin ayarı yoktu ve ben bunu her seferinde tekrar öğreniyordum.

Ağlarken, hıçkırıklarım arasında mırıldandım.
"Anne, ben yapmadım öyle birşey."

PhospheneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin