41

5.5K 313 25
                                    




41

Aziz Han Göktürk.

Siz hiç yaşarken nefesinizin kesildiğini hissettiniz mi , yaşarken işte sonumuzun geldiğinizi anladığınız oldu mu. Ben bir Türk askeriydim canımı önüme alır zırh yapar bu bayrak için kanımın son damlasına kadar akıtmaya hazırdım , bundan korkmam şeref duyarım mutlu olurum ilk defa Azrail'in nefesi o an tatlı gelirdi bana ama şimdi gerçekten de ölebileceğimi hissediyorum işte şimdi gerçekten de yokluğuyla yavaş yavaş öldüğümü hissediyorum.

Sadece bir an bir an yanında olmadım o da bana dünyalara bedel oldu , her şeyimin elimden gitmesine. Hissetim ,mal gibi hissetim ama olmaz diye düşündüm kapının önünde askerler bekliyordu kimse giremezdi bunu biliyordum eminim neredeyse , o an giderken hissetmiştim bir şeyler olacağını hissetim dönüp arkamı baktığımda bana o kadar güzel gülümsedi ki o an o gülüşünde beni öldürsün istedim ilk defa uğruna ölebilecek ikinci şeyi buldum hayatımda bir bu vatan iki  güneşe bedel gülüşüydü.

Benim yüzümdendi , benim yüzümden şu an yanımda değildi benim yüzümden Allah bilir şu an nerede ne haldeydi.

Yoktu 36 saat 25 dakika olmuştu yok oluşunun üstünden , yoktu delirecektim arıyordum yoktu , nerede bilmiyorum ne halde bilmiyorum bunları düşündükçe öldüğümü hissediyorum. Kalbim bir çift el tarafından sıkıldığını, nefesin bile bana haram olduğunu....

Neredesin sarışınım...?

" komutanım kameralara takip ediliyor , arabaların plakları sahte başka yerlere ait buradan değiller. " duyduğum kancanın sesi bile bana uzaktan gelirken sadece baktım ona , kafamı sallarken. Gözlerimi Kapatım.

Yoktu hiç bir yerde yoktu.

Delirecektim.

Ben basit bir insandım , benim için amaçlarım basiti karmaşık yollardan anlamazdım, süprizlerden hoşlanmazdım , yabancı duygular bana tehlikeli gelirdi . Önce vatanım sonra ailem gelirdi ona rastladığım andan beri benim için sıralama çoktan değişmişti. İlk defa bana yabancı bir duyguyu sevmiştim , ilk defa mavi gözlerde boğulabileceğimi görmüştüm , ilk defa karmaşık dağınık hayatının benim hayatım olsun istemiştim ben karmaşıklıklardan nefret etmeme rağmen ve ben ilk defa bir insandan çıkabilecek süprizleri bu kadar sevmiştim.

" hayalet !" Duyduğum yüksek sesle hızla başımı kaldırırken tekmil vermemle alfa her zamanki dik duruşu ile tam karşımdaydı uykusuzluğunu belli eden göz altları ve dik durmaya zorladığı omuzları , kızına kavuşmuşken daha kızı bile varlığını öğrenmemişken kaybetmişti.

O kadar eli kolu bağlıydı ki o kadar kendini suçluyordu ki bunun düşüncesine bile dayanamıyordu.

" gelişme var mı ?" Dedi o an gözlerinde geçen korkuyu gördüm , yabancı değildi bu bana.

" maalesef komutanım araştırıyoruz 65 yoldan sonra izleri yok. "

" ormanlık alana giriş var orada ..." dedi albay önüne dönerken ekrana eğilip bakarken zorlukla yutkundu , aklından geçen ihtimallerin aynısı benden geçiyordu nefesim kesiliyordu.

" komutanım !" Dedi birden içeri giren askerle göz ucuyla ona baktım. " Mihriban Dağdelen burada sizi görmek istiyor..." dedi asker , duyduğum isimle dururken kaşlarım çatıldı gözlerim Ahmet albaya dönerken elleri masada dona kalmıştı yıllardır görmediği haberinin dahi olmadığı sevdiği kadın kızının annesi şimdi yıllar sonra buradaydı. Geride kalan yılları konuşmak için değil kızının hesabını sormak için buradaydı...

" komutanım..." dedim sadece gözleri bana döndüğünde zorlukla yutkunduğunda eli titredi bir anlığına. Bir şey demeden odadan çıkmasıyla peşinden çıktım , adımları sert bir biçimde merdivenleri aştığında peşinden ilerlemeye devam ettim bahçeye çıktığında bir bağırış sesi ilişti kulağıma.

 Üsteğmen Göktürk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin