36

11.2K 772 252
                                    

Elimde çekirdek, karşımda Ceyhun malı yanımda Esat iti Yağız şerefsizi hakkında teoriler üretiyorduk. Daha doğrusu onlar konuşuyor ben saçmalıklarını dinliyordum, benim oyum o fotoğrafı gördüğümden beri belliydi.

Ceyhun ve Esatın ne düşündüğümü öğrenmek için bakışlarını bana çevirdikleriyle omuz silktim. "Benim oyum hâlâ şerefsiz olduğu yönünde."

İkiside körü körüne Yağızın bir açıklaması olduğuna inanıyorlardı. "Ama açıklamam var dedi." Diyen Ceyhun'da bu söylediğimi doğrulamış olmuştu. Bu sabahtan beri bu çocuğun kız olmamasının onun için nasıl büyük bir şans olduğunu düşünüyordum. Kız olsaydı kesin bunu çok üzerlerdi.

"Hani nerede açıklaması?" Dedim iki tarafıma bir şey ararmış gibi bakarak. "Ben bir şey göremiyorum."

Düşünceli sesiyle konuya dahil olan üçüncü isim Esat oldu. "Bir anda niye aldatsın ki adam?"

"Alıştıra alıştıra mı aldatsın oğlum?" Bunların bu erkek dayanışmaları yüzünden ikisinide camdan atacaktım haberleri yoktu. Sordukları soruların saçmalığı bir yana acımı paylaşmıyorlardı bile.

Adamlar sebebini araştırmaktan aldatıldığımı unutuyorlardı.

İkisini ve dahası konuştuklarını umursamamaya çalışarak telefonumu elime aldım. Pek sevgili, hiç aramayan, sormayan, kuzenim Sıladan bir cevapsız arama vardı. Kendilerini çok sevmeme rağmen birbirimizi hiç arayıp sormadığımız bir ilişkimiz vardı. Hayır yani ikimizden biri ölse öldüğünü cenazesinde helva yerken öğrenirdik büyük ihtimalle.

Buna rağmen severdim Sılayı, iyi ve dahası kafa kızdı. Ayda yılda bir görüşsekte her gün görüştüklerimden daha çok severdim.

Kişilerden 'kara biberim Sıla' ismini bulup araya bastım. Korkmuyor değildim, Sıla aradıysa kesin ya birine dalmıştı, ya da sayıca çok oldukları için benimle dalmak için beni çağırıyordu.

Çok şükür ki ikinci çalışta açmıştı, açtığı an nasılsın faslını geçip "N'oldu Sıla bir şey mi oldu?" Diye sordum. Kuzenime olan güvenimi sorgulamayalım.

"Yaren, ben şu an kapının önündeyim," sesi sinirli geliyordu. Korkmamak elde değildi, bu kız benden beter olmakla birlikte senelerce boks kursuna gitmiş bir hanımefendiydi. Birine dalmamış olması adına dua ettikten sonra bütün dikkatimi ona verdim. "Şişko bir gelmiş giremezsiniz diyor."

Anlaşılan, İzmirden buraya bir kaç gün bana kalmak için gelmiş eski evimde olduğumu düşünerek oraya gitmiş ve eski ev sahibim Semih beyle karşılaşmıştı. "Bir altmış boylarında, yüz kilo üstü bir şey, dalayım mı?"

"Dalma Sıla," dedim gülerek. "Orada yaşamıyorum artık, konum atıyorum buraya ışınlan."

"Şuna dalayım geliyorum."

"Sıla," dedim bu sefer uyarıcı bir ses tonuyla. "Mafyatik bir şeyler onlar kızım uzak dur onlardan."

Tamamen yalandı, pek sevgili kuzenimin kimseye dalmaması için beyaz bir yalan.

"Mafya mı?" Dedi, bir anda sesi neşelenmişti. "Olur olur, yeriz yeriz."

"Sıla," dedim yine uyarıcı bir sesle. "Kimseyi yemeden ve kimseyede dalmadan buraya gel canım."

"Tamam, tamam." Dedi bıkkın bir sesle. Bu kızla buluşunca bana bir olgunluk geliyordu. Mucize gibi bir şeydi. "At konumu bekliyorum hadi."

"Dalarsan seni enişteme söylerim."

"Dalmayacağım."

"Teyzeme de söylerim."

"Dalmayacağım Yaren."

Eski Sevgilim •Texting•Where stories live. Discover now