Kalpten kocaman sevgilerle, keyifli okumalar diliyorum. 🫀
Oy ve yorumlarınızı aksatmazsanız sevinirim.
Kitap hakkında bilgi almak isterseniz Instagram hesabım → Pantiselchavo
Beni takip etmeyi unutmayın.
↓Hastaneden çıktığım andan itibaren kafamda dönüp duran tek bir görüntü vardı; masum bir gülümsemeyle ışıldayan gözler. Belki de en olmaması gereken kişide parıldayan gözler. Garipti, olmaması gereken çoğu şey bugün oluyordu ve ben yaşadığım şaşkınlıklardan bir adım öteye gidemiyordum.
Dönüp dolaşıp geldiğim yer, yine kendi evimin önüydü. Olayın üstünden günler geçmesine rağmen hala etrafta polisler vardı. Neyse ki ev ailemin üstüne değildi. Yaşlı bir kadının eviydi. Annem ve babam genç yaşlarında burayı tutmuş, kadınla birlikte yaşlanmış, ben ilk adımlarımı bu evde atmıştım. Göz bebeklerim yandığında yine titrek adımlarla evime biraz daha yaklaştım. Ev sahibi de, yüzüme bakmayan komşularım da ortalıkta görünmüyordu. Anılarımın yeşerdiği bu ev anılarımla birlikte gözlerimin önünde sönmüş, patlamadan hemen sonra yanarak kül olmuştu her şey.Hepsi benim suçumdu.
O an telefonum elimde titredi, ekran açıldığında Buğra'dan mesaj geldiğini görünce sakin bir şekilde nefesimi verdim.
Buğra Tuna; ibanımı gönderiyorum Akşin.
Buğra Tuna; mahvettiğin motorum için sekiz yüz bin lira ve motora harcadığım modifiyeler için elli bin lira gönderiyorsun.
Buğra Tuna; *IBAN*
İşte şimdi naneyi yemiştim. Ben sekiz yüz elli bin lirayı nereden bulacaktım?
Siz; bana biraz zaman tanır mısın?
Siz; bu çok büyük bir miktar hemen ödeyebileceğimi zannetmiyorum.
Buğra Tuna; tanıyorum, akşama kadar zamanın var, o da seni hastaneden tanıyorum diye bilmiş ol.
Bu sikik herif benimle dalga mı geçiyordu?
Siz; ben sekiz yüz elli bin lirayı akşama kadar nereden bulayım!
Buğra Tuna; onu motorumu yok etmeden önce düşünecektin Akşin.
Buğra Tuna; akşama kadar para hesabıma yatmamış olursa, karakolda görüşürüz.
Cevap veremedim, o da hemen çevirim dışı olmuş, bana fırsat tanımamıştı. Allah'ın cezası akşama dek vakit veriyordu bana, ben akşama kadar o parayı nasıl bulurdum?
Stresle dudaklarımı dişlerken, telefonumu cebime yerleştirdim. Bakışlarım evimin kül olmuş haline kaydı. Hayat o kadar üstüme geliyordu ki, bazenleri keşke bu hayattan kolayca vazgeçebilseydim diye düşünmeden edemiyordum. O an geliyordu aklıma; soğuk nefesinin ensemde, keskin bıçağının boğazımda olduğu o an.
Keşke diyordum içimden. Keşke yalvarmasaydım da öldürseydi. Yaşamak için artık bir amacım kalmamış gibiydi ancak hala yaşamak istiyordum. Bir yanım öylesine açtı ki bu hayata, ne kadar ölürsem öleyim yaşamaktan da vazgeçemiyordum.
Titrek bir nefes döküldü dudaklarımın arasından. Polisler evimin her bir yanını inceliyor, insanlar film izliyormuşçasına umursamazdı. Her ne kadar yanmış dahi olsa belki de annemle babamın anısına son bir kez bakabilirdim. Tüm zihnim bu istekle yanıp tutuşuyorken eve doğru attığım ilk adımda karnıma dolanan kol beni durdurmuş, ardından ağzıma kapanan el beni susturmuştu. Kalbim hissettiğim tüm o korkuyla hızlandığında, kurtulmak adına kollarına sarılıp çırpınmaya başladım ancak o çoktan beni duvarın köşesine çekmiş, sırtımı göğsüne yaslamıştı.
"Sakin ol," dediğinde sıcak nefesi kulağımın hemen yanındaydı. "Benim kül kedisi, yoksa sen artık ecelinden korkuyor musun?"
Dudaklarıma sürtünen parmakları çeneme doğru kaydığında "Yamaç," diyebildim hızlı nefeslerimin arasından.
Onaylamaz bir mırıltı döküldü dudaklarından. "Sana adımı unut demiştim?"
"Unutmayacağım!" dediğimde sesim artık öfkeden titriyordu. "Adını da, bana yaşattıklarını da, diğer tüm pisliklerini de unutmayacağım! Tek tek soracağım hesabını senden, anladın mı beni! Ödete..."
Devamını getiremeden sesimin yükselmesine izin vermeyerek yeniden ağzıma kapandı parmakları ve başını boynuma doğru eğdiğinde "Sakin ol dedim Akşin," dedi dalga geçiyormuşçasına rahat bir ses tonuyla. "Oraya neden gidiyordun? Ben sana gittiğin her yerden haberim olacak demedim mi, bu yaptığın ne şimdi?"
Ağzıma kapanan parmakları yeniden gevşediğinde konuşmama izin verdi. "Mahvettiğin anılarımı son kez görmek istedim," yanan gözlerimden yaşlar süzüldüğünde daha fazla kendimi tutamamıştım. "Senden nefret ediyorum. Her şeyimi elimden aldın, almaya da devam ediyorsun. Görmek istedim son kez, buna bile olanak tanımadın!"
Gözyaşlarımın ıslattığı parmakları gevşedi, göğsü hızla inip kalktığında karnıma dolanan kolu da gevşemişti. "Evini o hale getiren ben değilim," dedi ciddiyetle. "Sensin Akşin. Eğer buraya zamanında gelebilseydin kazanırdın ve evin bu hale gelmezdi. Bunun için beni suçlayabilir misin?"
Bu adam ciddi miydi? Nasıl bir psikopattı böyle? "Yalnızca bir dakika geciktim diye bunu yapmak zorunda değildin. Sen ruh hastası manyağın tekisin anladın mı!"
"Bana bilmediğim bir şey söyle," derken yine oldukça rahattı, kulağıma doğru eğildi. "Seni ezberledim, bunlar sarmıyor artık."
Yutkunduğumda gözyaşımın yanağımda bıraktığı ıslaklık garip hissettiriyordu. Burnumu çektim ve topladığım cesaretimle "Bana attığın fotoğraf," diye mırıldandım. "Orada bile yüzün görünmüyordu. Sen ödlek herifin tekisin Asil Yamaç Kozcuoğlu. Basit bir insana yüzünü gösteremeyecek kadar ödleksin hem de, utanmalısın!"
Boynuma düştü nefesi, titrememek için kendimi zor tutuyordum. "Cesaret mi istiyorsun?" diye soludu. Bir an bile düşünmeden başımı salladım. "O halde ilk cesareti sen göster," dedi ve karnıma dolanan kolu usulca çözüldüğünde olduğum yere çivilenmiş gibi hissediyordum. "Bana dön Akşin. Madem bu kadar çok istiyorsun beni görmeyi, bana dön ve sonrasında asıl cesareti ben de gör."
Buradan sonrası benim için koca bir araftı; ya cesaret gösterecektim ya da söylediklerimin yalnızca sözde kalmasına göz yumayacaktım.
Zorla da olsa yürümek zorunda bırakıldığım bir yol vardı ve ben o yoldan dönmek istemiyordum.
📞
Çokça heyecan şu an ağağa
Sizce Akşin ne yapacak? Yamaç'a dönüp bakarsa Yamaç ne yapacak?
Sakin olun, bölüm en kısa zamanda gelecek.
Bölüm kısa diyeni net olarak YERİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAR HATTI ✓
Teen Fictionİntihar Hattı adıyla bilinen çete, insanları intihara sürükleyerek öldürmesi ve dolandırmasıyla bilinir. Herkes onlardan kaçmaya çalışırken, genç kız nereden geldiğini bilmediği bir cesaretle çete liderine yazmaya başlar. Akşin; Ölmek istiyorum ama...