Final

197 15 10
                                    

Uzun Bölüm Uyarısı!

Smut Uyarısı!

Libido Uyarısı!

Utanç Uyarısı!

Zaman Atlama Uyarısı!

Helele Uyarısı!

Başlama Uyarısı!

1!

2!!

3!!!

Bir Hafta Sonra

Taç takma töreninden sonra tam tamına bir hafta geçmişti. Ve bu bir hafta, cehennem gibiydi. Korkunç derecede yorulmuştum. Başa geçmek cidden çok yorucuydu. Bir sürü belge işi, ilgilenme, halkı ziyaret etme gibi...

Bir şövalye önümde eğilerek bana bir mektup uzattı, Jeongguk ilerledi, aldı mektubu ve geri bana getirdi. Ona gülümseyerek ondan da bir gülümseyiş kazandım ve şövalyeye el işareti yaparak gitmesini söyledim. Şövalye gidince mektubu açmaya başladım.

Mektup öncelikle tatlı bir kokuyla bezenmişti. Beyaz zarfın içinde yine beyaz ama daha süslü bir kağıtta yazı yazıyordu.

Selamlar, dostlarım.
Bebeğimin cinsiyet partisi için, bir ay kadar sonra parti vereceğim. Sizi orada görmeyi çok isterim.
Sevgiler, Kral Omega Kim Seokjin.

Okuduktan sonra sırıttım. Bir parti çok iyi gelirdi. Hem eğlenceli de olacaktı.

Bakışlarımı merakla beni izleyen Jeongguk'a çevirdim. Mektubu ona uzattığımda hiçbir çekince göstermeden mektubu elimden aldı ve okudu. Onun da yüzünde yavaşça bir tebessüm oluştu.

"Gideriz," dedim onu izlerken.

"Nasıl istersen," dedi kafasını kaldırıp bana bakarken. Koca gözleri sevimli sevimli parlıyordu.

Jeongguk ile pek bir yakınlaşma yaşayamamıştık. Cidden kurdum beni o kadar zorluyordu ki aklıma sürekli o geliyordu. Sinirleniyordum. Aniden tutup dudaklarına yapışma isteğime zorla karşı çıkıyordum.

Bakışlarımı ondan çekip etrafa baktım. Akşam olmuştu. Yavaşça toparlanıp indim tahttan. Tahtımın yanındaki diğer şövalyelere döndüm, "Yatmaya gidiyorum. Bu gece bahçe nöbetine çıkın. Odamın önü boş olsun."

Onlar başlarını sallayıp beni onaylarken arkamı döndüm. Jeongguk anlamak istercesine bana bakıyordu. Elimi, gel, dercesine sallayıp önden gitmeye başladım.

Kraliyet odasından çıkıp merdivenlere geldik. Yavaşça merdivenlere çıkarken konuştu arkamdaki alfa, "Sorun ne? Nöbeti neden bıraktırdın?"

Durdum aniden. O da anı duruşuma karşın, bir basamak altımda duraksamıştı. Arkamı dönerek onunla karşı karşıya geldim. Boyumun kısalığı nedeniyle ondan bir üst basamakta da olsam yüzlerimiz eşitlenmişti.

Dudaklarımı ıslattım. Göz göze geldiğimizde kaşlarını kaldırdı. Gözlerimin rengi değişmiş olmalıydı, farkında değildim ama tüm vücudumda oluşan bir titreşim, kurduma karşı koyamadığımın göstergesiydi.

Onun da göz rengi değişti. Kaşlarını çattı. Kırmızı gözleri dudaklarıma indi. Yutkundum. Tekrar gözlerime baktığında beklemeden eli bileğimi sardı ve beni de peşinden çekerek yukarı çıkmaya başladı.

Adımları, beni arada tökezletecek kadar hızlıydı. Aldığım nefes boğazımda takılı kalırken aceleci adımları odamın önünde bitti. Kapıyı açtı. Beni de çekerek içeri girdi.

My Alpha Knight Tae-KookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon