Miyav | MINSUNG

Bölüm -2

Kediyi bir süre sevdikten sonra okula yürümeye devam ettim. Acaba Minho ile aynı sınıfta olur muyduk?

Kaçıncı sınıf olduğunu sormak aklıma gelmemişti işte. Off.

Kendimi kısa süre sonra okulun bahçesinde buldum. Ofladım.

"Yine geldik ya."

Okula girdim. Ders çoktan bitmiş teneffüs olmuştu. Bizimkilerin her zaman oturduğu çardağa gittim. Tahmin ettiğim gibi oradaydılar. Arkalarından bir anda yaklaşıp Seungmin ile Felix'in ensesine vurdum. Sonra arkadan atlayarak -kapı hemen yan taraftaydı- çardağa girdim ve Jeongin'in kucağına oturdum.

"Selam beyler."

"Öküz müsün amına koyayım?"

"Beni bilmem ama Minho tam bir öküz!"

"Ne? Konuştunuz mu?"

Felix heyecanlı heyecanlı sormuştu. Jeongin beni ittirmeye çalıştı.

"Hyung öküz gibisin."

"Ya bu gün de gelen geçen bana öküz diyor!"

Jeongin'in kucağından indim. Çocuk rahat bir nefes aldı.

"Hadi anlatsana lan." Dedi Seungmin.

"Ya şimdi ben okula koşuyordum. Baktım bir duvara çarptım. Sonra kafamı kaldırdım duvar duvar değil taş."

"Anlamadım taş duvara mı çarpmış?"

Felix'in ensesine bir tane şaplattım.

"Gerizekalı Minho'ya çarptım."

"Lan!"

"Sonra işte kaldırmadı öküz oğlu öküz-"

"Aileye hakaret yok demiştim."

Arkamı döndüm. Taş duvar tam arkamda duruyordu.

Yanında arkadaşları vardı. Chan gülümseyerek Seungmin'in yanına oturdu ve onu kolunun altına çekip saçını öptü. Seungmin de kedi gibi sırnaştı tabi.

Kusar gibi bir ses çıkarttım.

"Çok iğrençsiniz."

"Kes kıskanç."

"Hadi Seungmin malını anladım sen neden Chan hyung?" Dedim ağlamaklı bir sesle.

"Sevgilime karışma." Dedi Seungmin.

Chan Seungmin'in çenesini okşadı.

"Aşkiloloşkoperipellam benim. Beni de korurmuş."

"Bebiştoşkoperipellam."

İkisine gerçekten iğrenerek baktım. Sonra bizimkilerin de aynı şekilde baktığını gördüm. Taş duvar ve arkadaşlarının da öyle.

Felix'in kulağına eğilip sordum.

"Anlamadım hangisi seme?"

"Onu bilmem de Hyunjin şuan tam arkamda amına koyayım. Öküz gibi baktım bu gün çocuğa. Yüzümü görmemesi için çırpınıyorum."

"Bu gün niye herkes öküz oluyor ya! Hem madem utanıyordun neden kestin çocuğu? Sen mi semesin o mu seme? Naz yap biraz."

"Hee öyle mi diyorsun."

"Evet evet naz yap."

Hyunjin dediği çocuk çardağa girdi ve Felix'in yanına oturup bacaklarını iki yana açarak dirseklerini bacaklarına yasladı. Bu çocuk Felix'in iki katıydı.

Aklıma tren videosu gelmişti.

Hyunjin Felix'in yüzünü inceledi ve gözlerini kıstı.

"Sen bu gün bana öküz gibi bakan çocuk değil misin?"

"Yoo ne münasebo!" Diye atıldı hemen Felix.

"Sen kimsin ben sana bakıcam pezevenk." Felix Tanrı cezanı versin!

Gözlerim kocaman açıldı. Hyunjin de aynı durumdaydı. Felix'in kafasına sert bir tokat geçirdim.

"Ulan aptal. Naz yap dedik çocuğun ebesini sik demedik."

Hyunjin oradan atıldı.

"Ebelere laf yok! Benim doğumumu ablam yapmış."

"Niye herkes aile konusunda bu kadar hassas abi!"

Hepsi anlamayarak bana baktı. Bir tek Minho imalı imalı bakıyordu.

Jeongin'in seçtiği -daha doğrusu seçmeye mahkum kaldığı çocuk- çardağa girdi ve Jeongin'e en uzak köşeye oturdu. Jeongin kaçamak bir şekilde çocuğa bakıp duruyordu. Jeongin bundan uzundu lan. Ama kaslıydı şimdi yalan yok.

Tren videosu.

En son Minho da çardağa girdi ve yanıma oturup yayıldı. Ben Felix ve Minho arasında sıkışmıştım.

"Öküz müsün?"

"Bunu bana ilk söyleyişin değil."

Bizimkiler karşılaşmamızı bildiği için tepli vermedi ama Minho'nun grubu Minho'ya dikkat kesildi. Hatta Chan bile sevgilisinden odağını Minho'ya çevirmişti ve hepsi Minho'ya soru soran gözlerle bakıyordu.

Minho hepsine boş bir bakış ile karşılık verdi.

Kediye de çok benziyordu aslında ha.

Miyavlar mıydı ki acaba?

"Minho bir şey sorucam."

Minho bana dönmedi hatta tepki bile vermedi. Gözlerimi kırpıştırdım. Az kalsın çizgi filmlerdeki gibi bling bling diye ses çıkacaktı.

"Minho."

Cevap yok.

"Minho."

Cevap yok.

"Minho!"

En sonunda bıkkınlıkla kafasını yana çevirdi.

"Ne var Jisung?"

Çardaktaki herkesin pür dikkat bizi izlediğini biliyordum. Ve o utanmaz, arlanmaz Jisung'u serbest bıraktım.

"Miyavlar mısın?"

Yazım yanlışım varsa uyarin