22-Gizli Ölüm Yiyen

361 79 107
                                    

Oy sınırı 50, yorum sınırı 100. Sınır hızlı dolarsa bugün bir bölüm daha gelebilir. İyi okumalar.

Harry hızla yere çarptığını hissetti; yüzü çimenlere gömülüydü; çimenlerin kokusu burun deliklerini dolduruyordu. Anahtar onu taşırken gözlerini yummuştu, şimdi de yumulu tuttu. Kıpırdamadı. Soluğu tamamen kesilmişti; başı öyle kötü dönüyordu ki ayaklarının altındaki toprağın bir gemi güvertesi gibi sallandığını hissediyordu. Sabit durabilmek için, hâlâ tutmakta olduğu iki şeye daha da sıkı yapıştı: Üçbüyücü Kupası'nın parlak, soğuk sapı ve Cedric'in cesedi. Eğer birinden birini bırakırsa beyninin kıyılarında toplanan karanlığa kayacakmış duygusuna kapılmıştı. Şok ve bitkinlik onu yerde tuttu, çimenlerin kokusunu soludu, bekledi.

Bir ses seli onu sağır edip kafasını karıştırdı; her yerde sesler vardı, ayak sesleri, çığlıklar... Olduğu yerde kaldı. Yüzünü buruşturmuştu, sanki gürültü, gelip geçecek bir kâbusmuş gibi.

Sonra bir çift el onu sertçe yakalayıp sırtüstü çevirdi. "Harry! Harry!"

Gözlerini açtı. Yıldızlı göğe bakıyordu ve Albus Dumbledore üzerine çömelmişti. Çevrelerinde karanlık gölgeler toplanıyordu, kalabalık gittikçe daha da sokuluyordu. Harry başının altındaki toprağın onların ayak sesleriyle titrediğini duydu.
Labirentin ucuna geri gelmişti. Tepesinde yükselen tribünleri görebiliyordu, orada hareket eden insanların siluetlerini ve gökteki yıldızları da.

Harry, Kupa'yı bıraktı ama Cedric'e daha da sıkı sarıldı. Boştaki elini uzatıp Dumbledore'un bileğini yakaladı. Dumbledore'un yüzü bir netleşiyor, bir bulanıklaşıyordu.

"Geri döndü." diye fısıldadı Harry. "Geri döndü. Voldemort."

"Ne var? Neler oluyor?"

Cornelius Fudge'ın yüzü Harry'nin yukarısında tepe üstü göründü. Bembeyaz ve korku dolu bir yüz.

"Tanrım - Diggory!" diye fısıldadı. "Dumbledore - ölmüş!"

Kelimeler tekrarlandı, onlara sokulan gölgeler bunu soluk soluğa çevrelerindekilere söylediler... sonra başkaları bunu haykırdı - gecenin içine çığlık attı.

"O ölmüş!"

"O ölmüş!"

"Cedric Diggory! Ölmüş!"

Harry, Fudge'ın sesinin, "Harry bırak onu." dediğini duydu ve parmakların onu Cedric'in cansız bedeninden koparmaya çalıştıklarını hissetti, ama onu bırakmadı.

Derken Dumbledore'un yüzü, hâlâ bulanık ve sisli bir hâlde, daha yakına geldi. "Harry artık ona yardım edemezsin. Bitti. Bırak."

Harry, "Onu geri getirmemi istedi." diye mırıldandı. Bunu açıklamak ona önemli görünmüştü. "Onu annesiyle babasına geri getirmemi istedi..."

"Tamam, Harry... bırak onu artık..."

Dumbledore eğildi, böylesine yaşlı ve zayıf bir adam için olağanüstü sayılacak bir kuvvetle Harry'yi yerden kaldırıp ayağa dikti. Harry sallandı. Başı güm güm atıyordu.

Çevresindeki kalabalık itişip kakışıyor, daha yakına gelmeye çalışıyor, karanlık gölgeler hâlinde onun üstüne geliyordu.

HALF BLOOD BLACK【Harry J. Potter】Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz