19. Bölüm

1K 50 8
                                    

♬ Bölüm Şarkıları ♬

Tuğçe Tayfur & Taner Şafak - Bu Nasıl Sevda

Perdenin Ardındakiler - Kendime

Mabel Matiz - Aferin

***

Aradan iki ay geçmiş ve ben teyzemle yaşamaya çoktan alışmıştım.

Geçirdiğim iki ay benim için oldukça zorluydu. Savaş olmadan yaşamak çok zordu artık. Olmuyordu, yapamıyordum ama oldurmaya çalışıyordum. Becerebiliyor muydum, tartışılırdı.

Yaşayan bir ölü gibiydim adeta. Bütün yaşam enerjim alınmış gibiydi benden. Ailemi, en sevdiklerimi elimden almakla tehdit etmişlerdi beni ve ben hiçbir şey yapamamıştım.

Kafamın içi çok doluydu. Günlerim bomboş geçiyordu. Yapacak hiçbir şeyim yoktu. Arada teyzemin zoruyla dışarıya çıkıyordum ama bu çıkışlar çok kısa sürüyor, hemen eve dönüyorduk. Eve dönünce büyük bir ağlama krizine giriyordum ve bu bir döngü gibi her hafta gerçekleşiyordu.

Buraya geldiğimden beri annemler beni her gün arıyordu ama ben onlarla konuşacak gücü bulamıyordum kendimde. Daha doğrusu hiçbir şeyi yapacak gücü bulamıyordum kendimde.

Bu olayın düğüm noktası bendim. Çözdüm sanmıştım giderek, uzaklaşarak. Ama aslında çözmüş müydüm bilmiyordum bile.

Teyzemle bunun üzerine detaylı bir şekilde sadece bir kere konuşmuştuk. Neler olduğunu anlatmış ve kimseye söylememesini söylemiştim. Kimsenin bilmemesi daha iyiydi.

Mahalleye eninde sonunda dönecektim bunu biliyordum. Yalnızca Savaş'ın bana karşı duygularının bitmiş olmasını diliyordum. Gerçi ona attığım mesajdan sonra bana karşı duygusunun bile kalmadığına emin olmuştum. Benim sevgim her ne kadar hâlâ dipdiri de olsa, attığım mesaj oldukça kırıcıydı. Bana karşı hissettiği tek duygu nefret bile olabilirdi. Oysa ben onun en çok sevgisini isterdim.

Biz olamamıştık. Keşke olabilseydik ama olamamıştık işte.

Ben bozmuştum her şeyi. Korkak diyeceklerse de korkaktım, evet. Ben fazlasıyla korkmuştum. Benim yüzümden sevdiklerime bir zarar gelmesinden ben ölesiye korkmuştum.

"Akasya?" diyen teyzeme çevirdim başımı dışarıya baktığım pencereden. "İyi misin, dalmışsın yine?"

Başımı aşağı yukarı salladım. "İyiyim teyze." dedim.

Hiç iyi değildim. Ama bunu ona söylersem hazırlandığı buluşmaya gitmezdi. Benim yüzümden hayatından geri kalmasını istemiyordum. Her ne kadar ben dipteysem de o hayatına devam etmeliydi.

Hayatında güzel şeyler oluyordu. Görüştüğü birisi vardı. Birbirlerini oldukça seviyor olmalılardı. Gözleri parlıyordu onu anlatırken.

"Akasya bak," dedi yanıma otururken. "İyi değilsen gerçekten gitmeyebilirim güzelim."

"Hayır teyze," dedim. "Git sen, ben iyiyim." Gözlerime hâlâ endişeyle bakarken gülümsemeye çalıştım. "Gerçekten. Hadi git sen."

Yanağımı okşayıp tereddütle tebessüm etti ve oturduğu yerden kalktı. "Çok geç kalmam zaten, bir iki saate dönerim." dedi. "Gelirken de sana mısır ekmeği alırım, olur mu?"

"Olur." dedim. "İyi eğlenceler, aklın bende kalmasın."

Bana son kez gülümseyip odadan ve ardından da evden çıktı.

SON YOL MAHALLESİ Where stories live. Discover now