S2 Bölüm 4: Lütfen söyleme!

37 8 38
                                    

     Noluyor lan. Sway çalmaya başladı. Elini tuttum ve ayağa kalktım. Herkes bizi alkışladı. Dans pistine yöneldik.

F: "Sadece beni takip et."

Emir veriyor ya. Yavaş hareketlerle dansımıza başladık.

B: "Kocan var. Bunu yapmamam lazım."
F: "Şuan burada bir koca görmüyorum. Ayrıca o benim kocam değil nişanlım. Şimdi daha fazla soru sorme yoksa ikimizinde canı yanar. Bir oyun olarak düşün bunu. İyi anlamda. Oyunbozan olma."

     Moralim bozulsa da dans etmeye devam ettim. Birden dansın hareketleri hızlandı. Elini boynumdan çekti ve belime koydu. Belimden kendine doğru çekti. Döndürdü ve yatırdı. Yüzümüz çok yakın ve herkes tezahürat yapıyor. Gözlerimi kapattım. O da gözlerini kapattı. Nefeslerimiz birbirine çarpıp geri geldi. Tekrar kalktık ve dansa devam ettik.

F: "Özledim."
B: "Bende."

Göz kırptı. Güldüm. Kafamı boynuna yasladım. Nefesim boynuna denk geliyordu. Titredi.

B: "Tahrik mi ettim Bayan Chankimha?"
F: "Hiçte bile. Partiden sonra odana gelmemi ister misin Armstrong?"

Ney?
Cevap verecekken şarkı bitti. Herkes bizi alkışladı ve yerimize oturduk. Freen'in hesabına yazdım.

Ben: Odama cidden gelmeyi istiyor musun?
Freen: Kimsenin görmemesi lazım. Gelirim.

Ben: Oda numaram 267.
Freen: Biliyorum.

Ben: Biliyor musun? Dünkü olanlar gerçek miydi?
Freen: Dün olanları hatırlıyorsan eğer konuşmaman gerektiğini de söylemiştim.

     Telefonu kapattım. Neden böyle davranıyor. Parti bitmesine yakın odama gittim. Aslında Freen'in gelmesini istemiyordum. Gelirse güzel olur fakat geleceğim nasıl olacak bilmiyorum.

Aradan 2 saat geçti. Freen hala yok. Abime yazdım. Toplantıları hala devam ediyormuş ama Jack anı gelen bir telefonla 2 saat önce orayı terk etmiş.

Resepsiyona inip Freen'in oda numarasını sordum. Odasının önünde bir koruma vardı. Sadece dinledim. Kavga sesleri geliyordu.

Freen: "Sen demedin mi onlarla kaynaş diye? Ne olmuş Becky'le dans ettiysem?"

Jack:"Freen beni delirtme. O kız senin exin. Şimdi anlaşıldı senin neden bu anlaşmayı istediğin. Becky'le tekrar olmak için değil mi? Buraya kadar. Annene haber veriyorum."

Freen: "Jack nolur arama. Lütfen yalvarıyorum. İstediğini yaparım ama annem olmaz."

Ve bir tokat sesi. O an odaya girip Jack'i dövmek istedim ama korumaları vardı. Hızlıca kendi odama gittim.

Uyurken saat 3 gibi bir sürü bildirim geldi. Telefona baktım, mesaj Freen'dendi.

"Kapıyı açar mısın?"

Hemen bornozumu üstüme geçirdim ve kapıyı açtım. Freen, yüzünde morarıklarla karşımdaydı. Hemen içeri aldım.

"Noldu sana!? Neden böylesin!?"
"Sakin ol anlatacağım. Önce buz alabilir miyim?"

Hemen minibardan buz getirdim ve moraran yerine koydum. Birkaç dakika sonra anlatmaya başladı.

"Ben Jack ile zorla evlendirildim. Annem ve Jack işbirliği yaptı. Jack normalde bana yaklaşamaz ama ben kötü birşey yaparsam istediğini yapabilir. Annemi ararsa ben biterim. Bizim dans ettiğimiz videoyu Jack görmüş.
Üstümü değiştirmek için odaya girdiğimde Jack beni bekliyordu. Kavga ettik ve dövdü. Bu kadar. "

Duyduklarıma inanamıyorum. Hemen Freen'e sarıldım. Ağlamaya başladı.

"Böylesini bende istemezdim Becky. Affet beni nolur."
"Burada kaldığını öğrenirse nolur?"
"Kendisi gönderdi buraya. Yarın annemle konuşacakmışım. Yanında istemedi beni. Uyuyabilir miyim?"

Kollarımın arasından masumca baktı. Gülümsedim. O da gülümsedi. İkimizde yattık.

     Sabah kalktım. Freen kollarımın içinde uyuyordu. Saçlarıyla oynadım. Eski günler gibi. Onu uyandırmadan kalktım ve duşa girdim. Kıyafetlerimi orada unuttuğum için banyodan çıktım. Freen'in uyuduğunu düşünüp bornoz giymemiştim.

Kapıyı açar açmaz Freen'i yatağımda oturur olarak gördüm.

"Günayd-"

İkimizde kaldık. Dondum. Gerçekliğe dönünce hemen tekrar banyoya girdim.

B: "ÖZÜR DİLERİM. UYUDUĞUNU SANIYORDUM. KIYAFETLERİMİ ALACAKTIM."

F: "SORUN DEĞİL, SANKİ GÖRMEDİĞİM ŞEY."

B: "KES SESİNİ GERİZEKALI O KAÇ SENE ÖNCEYDİ. KIYAFET GETİRİR MİSİN?"
F: "GELİP KENDİN ALSANA."

B: "BORNOZUMDA ORADA SALAK."
F: "DUR GETİRİYORUM."

     Pat diye kapıyı açtı. Hemen kapının arkasına geçsemde görmüştü artık. Elimi uzattım ve bornozu giydim.

Tekrar kıyafetimi almak için girdim. Freen bana bakıyordu.

"Niye bakıyorsun?"
"Göğüslerin."
"Ne olmuş göğsüme?" Kontrol ettim.
"Göğüslerin gözüküyor. Çok güzeller."

Arkamı döndüm. Kıyafetlerimi aldım ve banyoya tekrar girdim. Utançtan ölüyorum amk.

     Becky:"Kahvaltı zamanı geldi. Hadi inelim."

Freen: "Az önce Jack ile konuştum. Annemin işleri olduğu için Tayland'a dönünce konuşacakmışım. Çok korkuyorum."

Yanına gittim ve sarıldım.
Becky: "Freen, Tayland'ta yaşadıklarımız tatsız şeylerdi. Beni aldattığın zamanlar. Her ne olursa olsun hep seni düşündüm. Seni bekledim. Hala kızgın mıyım, evet. Ama koşulsuz şartsız yanında olmaya devam edeceğim."

     Freen:"Hala beni seviyor musun?"

Becky: "Deliler gibi aşığım sana."

Freen: "Ama olamayız."

Biraz duraksadım. Haklıydı, olamayız. Bunun üstesinden gelmeliyiz.

Becky: "Daha fazla konuşmayalım, kahvaltıya inelim hadi."
Freen: "Önce odama uğrayacağım. Zaten beraber oturamayız."
Becky: "Tamam, görüşürüz."

     Kahvaltıya indim. Babamlarla beraber kahvaltımı yaptıktan sonra toplantıya geçtik. Bu toplantıda neler yapacağımız konuşulacaktı.

Freen'i gördüm ve selam verdim. Ama o geri tepki vermedi. Gözüyle Jack'i işaret etti. Ortağımız olmasa onu şuracıkta öldürürüm. Bu sefer benim bir konuşmam yoktu, yani rahattım. Tatilin bitmesine de 2 gün kaldı. 2 gün boyunca da kaynaşma etkinlikleri olacakmış. Dün ki etkinlik bana zaten yeter ve artardı ama neyse.

Freen konuşmaya çıktı. Can kulağıyla onu dinledim.

"Şirketimiz yalnız ticaret olarak kalmayacak. Hizmet sektörüne de başlamayı planlıyoruz. Örnek verecek olursam; sağlık yani hastaneler, güvenlik yani ajan ve ya dedektif, özel sektör ve benzeri. Olabildiğince ünümüzü yaymaya çalışacağız. Umarım başarırız."

Ajan. Eski günlerdeki gibi. Ama artık ajan olamayız, sonuçta şirketlerin CEO'suyuz.

OYUNBOZANKde žijí příběhy. Začni objevovat