Yakılmış Mektuplar

170 25 9
                                    

Anılarına ve anılarıma hoş geldin, küçük. Uzun süredir yazmıyorum. Ömer'i özlüyorum. Sevilmeyi özlüyorum. Artık beni Ömer bile sevmiyor. Gökay'ı da göremiyorum. Sen beni çok seviyorsun... Biliyorum ama olmuyor işte. Ben seni sevemiyorum. Ben seni sevmeye çalışsam da yapamıyorum, küçük. Bunu yapmayı denemedim mi sanıyorsun? Seni her defa sevmeye çalıştığımda babanın beni o kadın olarak görüp sevmesi aklıma geliyor. Saçlarını her defa okşamak istediğimde o gün saçlarımdan çekilmek yerine, babanın saçlarıma başka kadını düşünürek öpücük kondurması aklıma geliyor. Seni her öpmek istediğimde babanın o günkü iğrenç buselerini hatırlıyorum. Yapamıyorum, küçük. Anlamalısın. Seni sevemiyorum. Seni sevmek azap, zülm bana. Seni sevmek; ihanet. Seni sevmek; acı. Seni sevmek... Meryem. Ben seni sevmek istiyorum. Ben seni sevemiyorum. Yapamıyorum. Beni anla.

Yıldız.

Merhaba, güzel kızım. Çok fazla yazamıyorum. Sizin için saatlerce çalışıyorum. Ama benim sevgimden asla mahrum kalmanı istemediğim için önemli toplantımı yarıda bırakıp sana mektup yazmaya geldim. Onlar bekleyebilir. Seni seviyorum, bebeğim. Baban seni seviyor.

İlk göz ağrısını deliler gibi seven bir baba, Ömer Yıldırım.

Anılarına ve anılarıma hoş geldin, küçük. Artık dayanamıyorum. Ölmek istemiyorum. Bir umudum var, Ömer gelecek. Gelecek ve beni buradan kurtaracak. Mutlu aile olacağız. Ama Ömer seni bırakmaz. Seni kendi kızı seviyor. Belki onunla birlikte bende seni sevmeyi başarabilirim ama bilemiyorum, Meryem. Seni sevemiyorum. Yapamıyorum. Özür dilerim.

Umut ediyorum ki, hâlâ umutlu olan Yıldız Yıldırım.

Güzel kızım, seni çok özledim. Seni görmeyeli uzun süre oldu. Neredeyse iki yıl olacak. Daha görüşmemize uzun süre var ama büyüyorsun, bebeğim. Büyük kız olacaksın. Senin o hâllerini görmek için sabırsızlanıyorum. Keşke her anına şahit olabilseydim, güzel kızım. Keşke babanın şansı bende olsaydı. Sen benim biyolojik kızım olsaydın, senden bu kadar uzakta kalmak zorunda olmasaydım, senin her anına bir baba gibi şahit olup seni destekleyebilseydim. Annenin bunları yapamayacağını biliyorum. Ailen neden böyle, bebeğim? Neden senin kıymetini bilmiyorlar? Travma yüzünden mi? Yaşadıkları yüzünden mi? Sana bakınca insanın aklına nasıl travması gelir? Zarif kalpli kızım. Baba seni hep çok sevecek.

Seni çok fazla ama çok fazla özleyen, baban.

Anılarına ve anılarıma hoş geldin, küçük. Bu satırları kalbimin en çok ağrıdığı gün yazıyorum. Başımdan aşağı kaynar su döküldü sanki. Yüzüme defalarca tokat atıldı, tekme tokat dövüldüm sanki. Oysa bunların hiçbiri olmadı. Ben sadece umudumu kaybettim. Artık Ömer bile sevmiyor beni. Zaten bu hayatta beni kim sevdi ki, Meryem? Ömer sevdi, yarıda bıraktı beni. Yarı yolda bıraktı. Beni Ömer bile anlamadı. Sende beni anlamayacaksın değil mi, Meryem? İsteyerek yapıyorum sanıyorsunuz. İsteyerek seni sevmiyorum diye düşünüyorsun ama Meryem, ben seni sevmeyi denedim. Yapamıyorum. Bunu neden kimse anlamıyor? Ben denedim, çabaladım ama olmadı. Neden kimse anlamıyor bunu? Neden anlamıyorlar beni? Oysa beni istediğim şey tek kelime sevgi sözcüğü, sıcak bir sarılma ve sevildiğimi hissetmek. Beni ailem sevmedi, beni kocam da sevmedi, beni sevdiğim adam bile sevemedi, çocuklarım da sevmeyecek. Sen beni sevmiyorsun değil mi, Meryem? Belki de benim yazdıklarımı okumayı bırakmışsındır. Herkes benden vazgeçti. Kalbim ağrıyor. Canım yanıyor. Ben sadece susuyorum.

Yıldız.

Güzel kızım. Çok büyümüşsündür. Fotoğraflarını göremiyorum ama uzun süre geçti. Artık genç kız olmuşsundur belki de. Babacığım, seni çok özledim. Gökay da seni çok özlemiş. Gökay burada kimseyle konuşamıyor, arkadaş olamıyor. Ona seslendiğimde korkuyor. Yıllar geçti ama bu korkusu değişmedi. Hâlâ travmasını yaşıyor. Gece uyuduğun da bazen eve geliyorum ve kapıyı yavaşça açmama rağmen gözleri bir anda açılıyor, korkudan ağlamaya ve titremeye başlıyor. O adam size ne yaşattı, küçüğüm? Siz bu kadar küçük olduğunuz hâlde neden bu kadar korkuyorsunuz? Küçücük çocuksunuz... Bu kadar travmayı hak etmiyorsunuz. Siz daha küçüksünüz. Hayattan bu kadar korkmamalısınız. Vücudunuz korkudan titrememeli. Bebeğim, o adam size bunları yaşattığı hâlde onu hapise almadılar. Özür dilerim.

Hasbelkader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin