Aşklarım selamm
Sınava hazırlandığım için her daim bölüm yazamıyorum bana oy vererek ve takip ederek destek olursanız çok sevinirimmm
"Defne." Arslan'ın sesi ile gülümseyerek gözlerimi yumdum. Yatakta sağa doğru döndüm. bir kaç hafta sonra düğün olacaktı, bizim düğünümüz. Arslan'ın dudaklarını yüzümün her yerinde hissediyordum.
"Güzelim uyan hadi."
"Onun yerine gel ve benimle uyu." Dedim. Bu dediğime güldü.
"Muhteşem bir fikir ama senin patron buna izin verir mi?" Bunu demesi ile gözlerimi açtım. İşe geç kalacaktım! Her ne kadar resmi avukat olsam da yeni olduğum için bana ekstra işler veriliyordu.
"Sakin ol daha var." Dedi beni rahatlatarak.
"Neden uyandırdın o zaman?" Dedim uykulu bir ses tonuyla. Tekrar güldü ve bu sefer beni kucağına alıp ayaklanınca şaşırdım.
"Karıma kahvaltı hazırladım da ondan." Başımı omzuna yaslarken o yatak odasından çıkmıştı.
"Henüz karın olmadım."
"Ne o düğünden mi kaçacaksın?" Bu sırada mutfağa girmiştik. Arslan beni sandalyeye oturttu. O da karşıma oturdu. Sanki yürüyemiyormuşum gibi beni taşımıştı.
"Bilemiyorum belki Ezra falan gelirse..." Dedim kaşlarımı çatarak. Uzaktan bakınca ergence bir söylemdi. Ama sevdiğinin yanında o anlama gelmiyordu. O bunu yine ciddiye almıştı ve bana çatık kaşlarla bakıyordu.
"Arslan o gerçek değil!" Dedim gülerek. O ise derin bir nefes verdi. Tabi Arslan da gelip bana 'x kişisi gelse kaçarım' dese kalpten giderdim.
"Gerçek olmayan her şeye aşıksın Defne."
"En büyük aşkım gerçek ama!" Dedim pişkin pişkin sırıtarak gülerek gözlerini devirdi ardından beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Dudakları boynuma inince huylandığım için gülmeye başladım.
sofradasınız kâfirler!
Haklısın.
Annemin ve çevremdekilerin dedikleri aksine evlenmek aşkı bozmuyordu. Arslan ile kaç yıldır evli gibiydik ve ilişkimiz günden güne güçlenmişti. Arslan tabağımı önüne alıp doldurmaya başladı.
"Ellerimin ve ayaklarımın olduğunu biliyorsun değil mi? Beni taşımaktan Bu yaşta fıtık olacaksın." Dedim. Konuşmadan önce karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Defne çok hafifsin tek elimle kaldırabilirim seni." Aslında haklıydı. Bazen evde onunla uğraşıyordum. Beni kucağında sanki oyuncak bebekmişim gibi kolayca, zorlanmadan hareket ettiriyordu.
İdeal ilişki
Yemeğimizi bir süre sessizce yerken Arslan'ın bana kaçamak bakışlar attığını fark ettim. Bir şey mi söylemek istiyordu?
"Arslan?" Dedim. Bana bakınca kaşlarımı 'artık söyleyeceksen söyle' der gibi, öyle dediğimi sanıyorum, kaldırdım. O da anlamış olacak ki arkasına yaslandı.
"Düğünümüze Atlas'ın gelmesinde bir sakınca var mı senin için? Rahatsız olacaksan yakınından bile geçirmem." Atlas artık büyümüştü. O şımarık çocuk tavırları gitmiş gerçekten şirkette işlerle ilgilenen gece hayatını kısan birine dönüşmüştü. Çok kez de benden özür dilemiş hatta yalvarmıştı. Bende onu affetmiştim işim gücüm yok kin mi besleyecektim? Tek kin duyduğum insan Belçim'di o da bir kaç ay önce ruh sağlığı merkezinden çıkmıştı. Atlas onu ziyaret edince hala aynı olduğunu söylemişti. Düzelmesini bile.

YOU ARE READING
MİHRİMAH/ Yarı Texting
Teen FictionDİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben neden hatırlamıyorum? Lavinia: Hatırlatayım istersen. Lavinia: Yanına gelirsem hallederiz. Lavinia: Ama inlemelerin ile tüm binayı ayağa ka...