"Bazı insanlar sihirli birer gözlük gibi, taktığında dünyayı güzel gösteren. "
Zar zor bulduğum yemekhane ile elime bir tepsi aldım ve sıraya girdim. Oldukça garip insanların olduğu devasa bir topluluk vardı. Yani ben az önce kuyruğu olan birini görmüştüm.
Sıra bana geldiğinde ablalar yemeklerden bir hayli azar koymuşlardı. Gözümden asla kaçmayan bu detay kaşlarımı çatmama sebep oldu. Üstün zekam ile ürettiğim teori şu şekildeydi.
Az önceki yansımanın da bahsettiği gibi atalarım bu gezegeni ele geçirmek istemiş. Bu yüzden büyük bir yıkım yaratmışlardı. Bu durumdan etkilenen halk ise atalarıma düşman kesilmişti. Yani bana da. Peki ben neden buradaydım? Benim de atalarımın yanında olmam gerekmez miydi?
Tepsim ile ortada kalınca şöyle bir etrafa bakındım. İri yarı erkeklerin olduğu taraf öğürme istediği uyandırdı çünkü çok iğrenç bir şekilde yemek yiyorlardı. O sırada gözlerime takılan su gibi kızlar ile yüzümde ufak bir gülüş oluştu. Sadece ben beyaz atlı prensim gelene kadar sessiz sessiz oturacağım.
"Merhaba kızlar! "
Tepsimi masaya bırakıp yanlarına oturduğumda hepsi kaşlarını çatarak bana bakmıştı. Yargılanmak. Ayak üstü.
"Ne yapıyorsun? " dedi masmavi gözlerim olan güzellik. Omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"Açlıktan sarsılıyorum. Sen ne yapıyorsun güzellik? " dediğimde diğerlerine dönüp baktı.
"Güzellik? "
Gülerek kafamı salladım ve diğerlerine de baktım. "Güzellik 1, güzellik 2 ve güzellik 3..." dedikten sonra sonuncunun turuncu gözleri gözlerimi aldı. "Kardeşim gözlerin başlı başına bir endam!" Kaşığımı yemeğe daldırıp koca bir lokmayı ağzıma attım. Kaşlarım hızla çatılırken dönüp tepsiye baktım. Bu et ne lan? Domuz falan yemeyelim.
"Teşekkürler... " diyerek gülüp utanan kız ile diğer ikisi azarlarcasına ona baktığı esnada hızla elimi kaldırıp araya girdim.
"Bu et domuz eti değil, değil mi? " Dedim dilimi dışarı çıkarıp üstündeki eti göstererek. "Ben müslümanım da." dediğimde güzellik 2 gözlerini kırpıştırdı.
"Domuz ne? " dediğinde 1. araya girmişti.
"O rıska eti. Domuz diye bir şey yok. " dediğinde kafamı sallayarak tabağıma baktım.
"Her ne cacıksa." dedikten sonra tek kaşım havaya kalktı. "Ama helâldir değil mi? Köprüden geçerken ayağımız kaymasın. " dediğimde 3. eğildi ve turuncu gözlerini gözlerime dikti.
"Müslüman ne? " dediğinde kaşığımı tepsiye koydum.
"Dinim." Dedim.
"Burada herkes Vdan'a inanır. " dediğinde kaşığımı tekrar elime aldım ve garip yemeklerden birine daldırdım. En azından tatları kötü değil.
"Hı hı anladım. " diyerek kaşığı bir şeylere daldırmıştım ki 2. araya girdi.
"Neden yanımıza oturdun? "
"Güzelsiniz."
"Periler tabii ki güzeldir. " dedi 3. kızımız.
"Siz peri misiniz?" dedim şaşkınca.
"Evet. Bilmiyormuş gibi davranman oldukça garip." diyerek 3. gözlerini kıstı.
"Arada bir kafam gidiyor." dedikten sonra derince bir nefes aldım. Ben neyim o zaman?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Kitap Evi
FantasyAt havaya; yazı gelirse sağa , tura gelirse sola... Her şey bir bozuk paranın, yağmurlu bir günde, düşüp kaybolmasıyla başlamıştı. Dünyaya ait olmayacak bir binaya giren Elisa, kitapların arasında, şaşkınca dolanırken bir kaza sonucunda kitabın...