53. BÖLÜM

65K 2.8K 477
                                    

ADELİNA'DAN


Orospu dedi. Sevdiğim adam, kocam bana orospu dedi.  Kredi kartlarını bırak dedi. Uraz bana arabamı bırak dedi.

Neden? Neden şüphelenmişti? Onu şüphelendirecek bir şey mi yapmıştım? Ya da bu hakaretleri hak edecek bir şey mi yapmıştım? Ya da hak edilebilecek laflar mıydı bunlar? Uraz beni on ay boyunca hiç mi tanıyamamıştı? Ben onun gözünde bu kadar basit miydim? Benim basitliğimi düşündüren kendimi sorgusuz sualsiz ona teslim edişim miydi?

Kanıt gerekirdi değil mi inanması için? Elinde nasıl bir kanıt vardı ki? Hem neden Ege demişti? Ege mi bir şeyler anlatmıştı acaba? Benim tanıdığım Ege böyle bir şey yapmazdı. Hoş benim tanıdığım Ege beni aldatmazdı da.

Ne yapacaktım şimdi? Evimin anahtarı yoktu yanımda. Ya da taksiye verecek param yoktu şuan. Kimden almalıydım sinirimi? Kime hesap sormalıydım? Ege'ye mi yoksa Uraz'a mı? Uraz'ı görmek istiyor muydum? Peki ya Ege? Ona ne diyecektim ki? Ne dedin de kocam sana inandı mı? Onu nasıl kandırdın mı? Hiç zor olmadı, zaten sana güvenmiyormuş dese ne yapardım? Kendimi savunacak dilim olur muydu? İnanmaz, Uraz beni tanır diyebilir miydim?

Düşünmekle olmayacaktı. Uraz'ın kapısında bekleyerek kendimi daha fazla küçük düşürmeyecektim. Bahçenin çıkışına yöneldiğimde korumalar halimi anlamış gibi baktılar sanki bana. Acır gibi...

"Taksi ister misiniz efendim?"

Sadece başımla onayladım. Konuşacak gücü bulamıyordum kendimde. Utanıyordum, yapmadığım şeyden ölesiye utanıyordum.

Taksi geldiğinde pelte gibi yığıldım koltuğa. Her zaman böyle miydim ben? Bu kadar güçsüz, bu kadar ezilmeye mahkum? Neden beni kıran kıranaydı? Bana sahip çıkacak bir babam olmadığı için mi? Ya da benim için dünyayı karşısına alacak bir annem olmadığından mı? Ben neden her zaman üzülen taraftım?

"Nereye gidiyoruz abla?"

Genç şoföre baktım. Onun gözlerinde gördüğüm şey de hüzün müydü? Ya da ben öyle mi görmek istiyordum?

"İyi misin abla?"

Değildim. İyi falan değildim. Nasıl iyi olabilirdim  ki?

"Sağda durur musunuz, lütfen?"

Genç çocuk arabayı sağa çekip, kapımı açtı. Nefes alamıyordum sanki.

"Su vereyim ben sana abla."

Yine kafamla onayladım. Lanet kelimeler bitmişti sanki.

Suyu yudumlamaya çalışırken titreyen ellerim bana engel oluyordu. Tamam güçlüydüm ama bu yük bana bile fazla değil miydi?

"Ah be ablam ne oldu sana?"

Şoför bile halime acımıştı. Bu kadar acınası olmayı hak etmiyordum.

"Vereceğim adrese bıraksanız beni? Yanımda para yok ama oraya gidince versem olur mu?"

"Vermesen de olur be abla, insanlık ölmedi ya."

İnsanlık ölmemiş miydi gerçekten? Uraz'ın, Ege'nin bana yaptıkları insanlığa sığar mıydı? Bir kadını dövmek, bir kadının namusuna laf etmek insanlığa sığar mıydı?

Sitenin önüne geldiğimizde yine titreyen ellerimle açtım arabanın kapısını. Akşamın bu saatinde güvenlik beni görmeyi beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla baktı. Sonra kendini toparlayıp istediğim anahtarı uzattı bana. Allah'tan yedek anahtar her zaman güvenlikte  oluyordu.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Where stories live. Discover now