Gerçek Dost

6.5K 284 30
                                    

Aslında içimi kemiren bir şeyler var.

Bu Kaağan denilen adam bunları kesin gözetlemek için birilerini göndermiştir. Sonuçta işini garantilemesi gerekiyor değilmi?

"Baba. Ya bunları takip etmeleri için bir adam taktılarsa peşlerine."

"Evet taktılar. Hatta o adamlarda arka bölmedeler." dediğinde ful beden babama dönüp ne ara hallettin bakışlarımı attım.

"Öyle bakma kızım. Onlarda iyi saklansalardı." diyerek alaycı bir tavırla gülmeye başladı.

Ben ani den konuyu saptırmak amaçlı o soruyu sordum.

"Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun baba?" diyerek karşıya odaklandım.

"Neyi!" dediğinde düşünmek istercesine durumu geciktirdiğini anladım.

"Bildiğini biliyorum. Düşünmek için bayabir yılın vardı sanırım. Şu bir kaç saniyeyemi sığdıracaksın bu kos koca düşünceyi?" diyerek yandan ona baktım.

"Tamam. Haklısın.."

"Kesinlikle." diyerek sözünü kestim ve devam etmesi için sustum. Gerçi devam etmesi içik bir iki dakka geçmesi gerekti ama neyse. Sonuçta devametti.

"Baştan başlıyım o zaman. Ben Duman Sapağı adında bir yerde mafya' yım." diyerek durdu. Sanırım benim ne tepki vereceğimi bekliyordu. Gerçi ben mafyayım demek babamın ağzından sanki herkes'in yaptığı doktor, polis, vb. İşler gibi normal bir işmiş gibi geldi.

"Devametmen bir önceki sever gibi iki dakkamızı almaz umarım!" dedim ineliyici bir tonda.

"Hayır. Almaz. Herneyse. Duman Sapağı'nın kurucuları beni çok severler(di). Ama artık işler değişti."
Babam di kelimesini bayabi vurgulamıştı.

"(Di derken? Ne yapmış olabilirsin ki?" dedim ama bu soruyla birlikte endişe dolu yüzümü babama çevirmiştim. Zaten gözlerimde yan bakmaktan ağrımışlardı.

"(Di) derken... Onların bana yaptığı kötülüğü ben onlara ikimisli olarak sundum diyelim." dedi ve sustu.

"Ne yaptılar ki?" babam bu sorumla birlikte bana bir bakış attı sonrada karşıya yani çıkışa odaklanarak konuştu.

"Beni annen ve seninle tehtit ettiler." diyerek alaycı bir hıh diyerek sözüne devam etti.

"Bende onlara aile ile tehtit nasıl olurmuş uygulamalı bir şekilde gösterdim." diyerek yarı alayla yarı ciddiyetle kıvrılan dudaklarını ve başını bana döndürdü.

Yoksa... Yok canım babam bunu yapmış olamaz. Değilmi?

"Peki sssen ne yaaaptın?" dedim kekeleyerek.

"Bende Kaağan beye aile ile tehtit olmaz, bir şey diyorsanda yapacaksın dedim. Sonrada ailesi'nin bu dünyadan kurtuluşunu izlettim ona. O günden beri bana bir kini var bende anlamadım." diyerek bir kahkaha attı. Benim babam bu kadar kötü olamaz ya... Değilmi... Yani o yangın, yani Kaağan'ın evinin yanması babamın suçumu?

"Sen bunu nasıl yaparsın baba." dedim gözlerim dolmaya başlarken.

"Biliyorum bunu peki iyi karşılayamadın. Ama annenin gözünün önünde ölmesini istermiydin. Ben sadece ailemi düşündüm." dedi ama sesinde hafif pişmanlık sezmiştim.

"Peki... Pişmanmısın baba?" dedim elimin tersi ile akan yaşlarımı silerken.

"Evet." dedi başka da açıklama beklememiştim zaten.

"Peki en başta Kaağan sana neden sinirli idi?"

"Kumarda kaybetti. Tamı tamına 1 milyon dolar."

EvrimWhere stories live. Discover now