O gece hayatın ne kadar güzel, ne kadar adaletsiz, bazen ne kadar garip olduğundan bahsettik.
Bana hayallerini anlattın ve ben anında gözlerindeki o ışıltıya aşık oldum.
Saatlerce konuştuk, şafağın geldiğinin farkına bile varmadık, o gece sen benim...
Güneş tepelerin ve ağaçların arasına saklanmaya başladığında yapraklar son ışıklarıyla oynamaya başladı. O tarlalarda kaybolmuş gibi görünen küçük bir kelebek, aşıkların tatlı görüntüsünün etrafındaki papatyalardan birinin üzerinde huzur bulana kadar bazı çiçeklerin üzerine konmaya karar verdi. O ağacın altında oturan ve duyduğum en saf, en tatlı aşkìk Beni unutma ah! saklı gülüm. Sen hem zor hem güzelsin şiirlerimin ılıklığında açılmalısın sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi. Sen memleketim kadar güzelsin ve güzel kal.
Hünkar gülümsedi ve onu karnının üzerinde tutan ellerine hafif okşamalar bıraktı.
H:Gözlerimi kapatsam yok olacaksın gibi geliyor, bunların hepsi bir rüya, -yüzüğüne baktı okşadı- çok güzel.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
AR:Annemindi, hayatımı paylaşacağım kadına vermemi söylemişti, -elini tuttum ve küçük bir öpücük bıraktım- o kadının sen olduğunu zaten biliyordu, her şeye rağmen sakladım Onu İstanbul'a getirdiğimde.
H:Anlamı çok olan bir yüzük, -yine aklı ona ihanet etmek istiyordu- Ali Rahmet, yüzüğü henüz takamam, Demir'le konuşmadım, sen de konuşmadın...
Ali Rahmet nazikçe çenesini tuttu ve dudaklarına yavaş ama küçük bir öpücük kondurdu.
AR:Sana her zaman her şeyi sakin bir şekilde yapacağımızı söylüyorum, en önemlisi asla baskı hissetmemen, -yanağına hafif bir okşadı- yüzüğü yanında tutacaksın, birlikte döndüğümde birlikte gideceğiz. İstanbul'a gidip ailelerimizle konuşalım.
H:Teşekkür ederim, benim için yaptığın her şey için, sabrın için ve bana bu kadar tatlı bir şekilde saygı duyduğun için teşekkür ederim.
AR:Kırk yıl yeterliydi diye düşünüyorum ama güzel zümrütlerini ve gülüşünü görmek için senden kırk dakika uzakta kalabileceğimi sanmıyorum -belini biraz daha sıkı tuttu, kendine yaklaştırdı- Her gün.
Ali Rahmet, tepki vermesine fırsat vermeden Hünkar'ı belinden tutup kucağına oturttu. Gülerek omuzlarına sarıldı ve başını omzuna yasladı.
AR:O halde seninle geçirdiğim her saniyeyi değerlendirmeliyim, -dudaklarına, yanaklarına ve alnına küçük öpücükler bırakıyorum- Sadece gülüşünü, güzel gözlerini hatırla.
Hünkar sakalıyla onu gıdıklamaya başlayınca gülüyordu.
H:Ali Rahmet, beni gıdıklamayı bırak, -yavaşça uzaklaştı ve yanaklarını okşadı - konağa dönmemiz lazım, geri dönemeyecek kadar karanlık olacak.