Mesaj

81 4 1
                                    

"Bir Şey hissetmedin değil mi? " deyip kahkaha attı doktor.
"Hayır" diyerekten yalancı bir gülümseme saldım ortaya.

"Artık taburcu olabilir miyim? Yeteri kadar kaldım bence bu odada."

"15 dakika sonra serumlarını çıkaracağız. Kendini iyi hissediyor musun?"

"Evet evet"

Kafasını salladıktan sonra elindeki o karışık dosyaları düzelterek odadan çıktı. Elimi telefonuma doğru uzattığımda 1 tane mesaj olduğunu gördüm.

'Benim bir işim çıktı Selin. Gözlerinde hayat bulduğum. Birkaç hafta yokum. İdare edebilirsin herhalde bensiz? :) '

Yüzümün yarısında gülümseme yarısında da üzüntü olduğunu farkederekten cevap yazıyorum.

'Saçmalama. Sensiz de idare ederim hayatı. Ayrıca nereye gidiyorsun? '

Cevap gecikmemişti.

' Sana ne :) '

Yüzümün yarısındaki gülümseme de yok olmuştu. Hele o gülücüğü beni sinir ediyordu. Elimi klavyedeki 'O'Harfine sürükledim.

'Odun Kömürü -,-'

Cevaba şaşırmıştım. Açıkçası biri bana öyle sert bir mesaj yazsa hiç bukadar iyi davranamazdım.

'Nasıl oluyorda gökyüzünü 2 çift göze sığdırabiliyorsun? Nasıl oluyorda bu kadar güzel gülebiliyorsun?'

Cevabımı gülerek yazıyordum.

' Nasıl oluyorda bu kadar mükemmel olabiliyorsun? '

Cevabı beklerken içeri doktor girdi ve "Taburcu olabilirsiniz hanımefendi. Geçmiş olsun. " dedi ve odadan sertçe çıktı. Tabii o sırada da cevap gelmişti.

' Ben mükemmel değilim. Mükemmel, Gülüşüyle,Gözleriyle,Dudaklarıyla,..Herşeyiyle güzel olandır. Tıpkı senin gibi.'

'Taburcu oluyorum Demirkan. Bence o işini sonraya ertelemelisin. '

Hazırlanmaya başladığımda kapının altında gölge belirdi. Sonrasında içeri girdi. Bu Demirkandı. Gitmemişti.

"Sen istersen ertelerim " dedi ve dudağı yumuşak bir biçimde yana kıvrıldı.

Üstümü değiştiricem gider misin der gibi kaş göz işareti yapıyordum.
Her defasında da ben varken de giyinebilirsin diyordu.

"Saçmalıyorsun şu an! "
"Yoo "
"Demirkan çıkar mısın"
"yoo "
Sanki benle uğraşmaktan zevk alıyormuş gibi davranıyordu.

İkna edememiştim. Fakat arkasını dönmesini istemiştim ve sonunda kabul etmişti.

Bu çocuk azmış.

Üstümü çıkarırken Demirkan arkasını döndü ve nefesini hızlandırdı. Ardından beni duvarda sıkıştırarak dudaklarını benimkilere bastırdı. Acıtıyordu. Ağzımdan küçük inlemeler çıkarken elleri göğsüme kaydı. Ardından sırtıma dokunarak nazikçe kendine çekti beni. Üstü yoktu.
Baklavalarına dokunuyordum. Hepsi mükemmellerdi.
Dudaklarını dudaklarımdan çekerken "Beni hiç bırakma" diye fısıldıyordu.

Onu Gerçekten seviyordum...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 18, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KaranlıkWhere stories live. Discover now