BİR GARİP BERDEL HİKAYESİ__
JİAR KIRIMLI__DİLHUN KARAHAN
Kitap şiddet, küfür ve cinsel sözler içermektedir.
Herhangi bir benzerlik veya (ç)alınma durumunda gerekli işlemler yapılır.
Tanıtım kitabın içinde yer almaktadır....
GÜNAH SERİSİ 1.....
Tas...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Boran'ın silahından çıkan mermi yankılanan bir acıyla konağın taş zeminine düştü. Miran, annesinin önüne geçip hızla yere çömeldi ve etrafını kontrol etti. Dicle Hanım elini kalbine bastırarak zor nefes alıyordu. Gözleri Boran'ın o delici bakışlarına kilitlenmişti.
Miran " Lan! Elini tetikten çek, yoksa ben çekmesini bilirim!"diye bağırdı, yumruğunu sıkıp Boran'a doğru bir adım atarak.
Boran soğukkanlı bir gülüşle"Bak sen şu küçük Kırımlı'ya"
Dicle Hanım zar zor toparlanarak "Boran, ne yapıyorsun? Yeter artık! Olan olmuş, geçmiş gitmiş. Hangi yüzle buraya geldin? Hangi kan davası bu?"
Boran, sert bir şekilde yere bastı, elindeki silahı havaya kaldırıp bir kez daha ateş etti.
Boran bağırarak"KAN DAVASI mı? KAN DAVASI BİZİM DAMARIMIZA İŞLEMİŞ Dicle Hanım! Bu dava bitmedi. O günü unuttunuz, değil mi? İnsanın dost bildiklerinden kazık yemesi kolay unutuluyor herhalde!"
Miran öne atılmak istediğinde, Dicle Hanım elini kaldırıp oğlunu durdurdu. Bakışlarında bir annenin tüm korkusu ve oğlunu kaybetme ihtimalinin verdiği dehşet vardı. Boran'ın gözleri ise adeta alev saçıyordu.
Dicle Hanım"Boran, ben de ana yüreğiyim. Ama bunu yaparsan kan dökeceksin. Kan, başka kan getirir. Dilhun'un bebeği... onun geleceğini mahvedeceksin. Kendi aileni, kendi kanını nasıl harcarsın?"
Boran sert bir kahkaha atarak "Aile mi? Kan mı? Hangi aile, Dicle? Benim ailemi siz mahvettiniz! Benim ocağımı söndürdünüz! Şimdi bana aileden bahsetme.
Miran, Boran'a doğru ilerleyip elini havaya kaldıran silahı işaret etti.
Miran "O silahı indir. Eğer bir işin varsa, konuşarak halledeceğiz. Ama o tetiğe bir kez daha dokunursan, bu kan sadece burayı değil, bütün Diyarbakır'ı yakar."
Boran, Miran'a doğru bir adım attı, yüzünde donuk bir ifade vardı.
Boran "Sen çok konuşuyorsun çocuk! Ama ben ne demiştim yıllar önce, hatırlıyor musun? Bu konağın huzuru, benim öfkemle bozulacak. Şimdi Dilhun'u çağırın. Onu alıp gideceğim. Hüküm düştü!"
. . . .
O sırada Karahan konağında da işler iyi değildi. Dila ve Ağir. Ağir tüm gerçekleri öğrenmiş ve bu Dila için pekte iyi olmamıştı.
Genç adam, tüm öfkesi ile kapıları parçalayarak girdiği konaktan odasına doğru yol aldı. Ne annesi ne de kardeşlerini duyuyordu. Kan çanağı olmuş gözleri paramparça kan revan olan elleri ile girdiği odasında, seslerden dolayı ne olduğunu anlamayan Dila'yı kolundan tutuğu gibi hızla aşağıda çalışır vaziyete olan arabasına bindirmişti.
Oğlunun gerisinde kalan Mahne hanım yüreğini tutarak çömeldi yere. Tabi ne olduğunu hala bilmeyen Polat, Baran ve Mirza 'da takıldı peşlerine abilerinin.