MS-2/5

20.7K 1.1K 560
                                    

'Arkadaşım Olur Musun?' hikayem de en kısa sürede raflarda yerini alacak. Bölümler kaldırılmadan önce okuyup, oy verip, yorum yapmanızı rica ediyorum.

Kitap çekilişi için kazanan : Kubraa420 (Bana bilgilerini mesaj olarak at.)

Yeniden bir çekiliş daha yapalım. Diğer bölümde olduğu gibi yapılan yorumlardaki kullanıcı adları ile çekiliş olacak. Ne kadar oy o kadar kazanma desem de bir bakıma da şans.

Resimde de Çağrı'nın yeni saçı var.

----

İyi okumalar.

Elimde duran kolonya şişesini bir kez daha Emir'in el eklemlerine döküp üzerine pamuk bastırdım.

Emir'in acıdan gözleri dolsa bile dişlerini sıkarak bağırmadı. Müdürün hala ne halde olduğunu görememiştim ama odaya Demir'in de girdiğini ve girmeden önce ne kadar da sinirli olduğunu hesaba katarsak yeni bir müdüre ihtiyacımız olabilirdi.

Emir'in bağırması için daha fazla kolonya döküm ama yine dişlerini sıktı. Bu kez acı dolu ama çok az bir inleme döküldü dişlerinin arasından. Elini hızla geri çekip üflemeye başladı.

"Seni bu kadar kızdıracak ne yaptım yenge? Beni öldürmek istiyorsan bir şişe kolonya işe yaramaz yani en azından üzerime döküp beni yakmayı düşünmüyorsan."

"Yanında çakmak var mı?"

Okulun dışında olan kaldırımlarda gidebildiği kadar geri gidip elimdeki kolonyayı aldı. Hepsini yere döküp boş şişeyi elime verdi.

"Benden o kadar kolay kurtulamazsın yenge hem biricik Emir'ine böyle yapma, haram."

Okuldan çıkan öğrencilerden, Emir'in elini görenler birkaç kez daha dikkatle bakarak gidiyordu. Sansar'ın zaten ne zaman gittiğini ya da kaçtığını bilmiyordum. Demir'e hayatımdan gitmesini söyledikten sonra kafamı çevirdiğim anda ortalıkta yoktu.

Sansar, sadece işine geldiği zamanlarda yanımda oluyordu.

"İçeride neler oldu ve Demir ile müdür ne zaman odadan çıkacak."

"Yenge hadi gidip yemek yiyelim. Aç Emir oynamaz. Bak tam şurada hamburgerci var."

Cevap vermemi beklemeden kolumdan çekiştirerek beni, gösterdiği hamburgerciye doğru sürükledi. İçerisi okuldan öğrencilerle doluydu. Bunların anneleri yemek yapmıyor mu diye düşündüm.

Biz de buraya yiyecek olabilirdik ama ikimizin de yemek yapacak bir annesi yoktu.

"Yenge sen otur ben alıp geliyorum."

Boş gördüğüm masalardan birine oturup kafamı masaya dayayıp Emir'i beklemeye başladım.

"Sen bu sabah olan kız değil misin? Hocaya bağıran."

Narin ama bir o kadar da kalın çıkan ses kafamı kaldırıp kim olduğunu anlamaya çalıştım. Hiçbir çağrışım yapmıyor, bu kızı tanımıyordum. Elini uzatıp gülümsedi.

"Ben Nur. Aynı sınıftayız hatta birkaç sıra önünde oturuyorum. Bugün olanlar tüm okulda konuşuldu. Şu kasanın yanında duran çocuğun seni koruması ve senin hocaya bağırman işte bilirsin."

Elim ile karşımda boş olan sandalyeyi gösterdim. Çantasını masanın üzerine koyup karşıma oturdu.

"Sevgilin mi?" diye sordu direk. Yüzünü ne kadar sabit tutmaya çalışsa bile ya kıskançlığını gizliyordu ya da imrenmesini.

Mafya Sekreteri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin