Bölüm 12

435 60 79
                                    

"Günaydın Selami abi."

"Günaydın yeğenim."

"Bugün cast seçimi için ajansa gidiyorum, bana şans dile abi."

"İyi şanslar koçum, senden yakışıklısını mı bulacaklar. Bana göre de rol var mıdır?"

İhsan bir an bocaladı, "abi bu işleri bilirsin, hani biraz karizma, biraz da genç olmak filan gerekli."

"Tamam da yeğenim, o dizilerde, filmlerde oynayan ihtiyarlar nerden geliyor, huzur evinden mi?"

"Haklısın abi, onlar da bir cast firmasından geliyorlar ama tiyatro geçmişleri vardır onların."

"Anladım galiba senin bana castın var."

"Bir dakika sayın yazar biz bu sahneyi birinci bölümde oynamıştık. Kusura bakmayın ama karşımdaki dublör gerçekten Selami abiye benzemiyor. Böyle giderse okuyucuları kaybedeceksiniz."

"Tamam da İhsan ne yapayım, Selami gene arazi oldu. Onu bulana kadar okuyucuyu oyalamam lazım. İdare et işte."

"Anladım sayın yazar, elimden geleni yapacağım. En azından Selami abinin dublörü olarak bir erkek kullansaydınız. Bir kadına abi demek zoruma gidiyor."

İlhan haklıydı, fakat acil olarak birini bulmam gerektiği için kadın erkek demeden işe almıştım. Selami, ah Selami başıma ne işler açıyorsun?

Selami'nin tek başına kaçtığını sanmıyordum, birileri yardım etmiş olmalıydı. Yorumları gözden geçirirken elebaşı olmaya layık birisini keşfettim.

Olsa olsa Serap ve saz arkadaşları olabilirdi. Hemen her yorumda Selami'nin tarafında olduğunu ve onu çok sevdiğini söylüyordu. Acaba Selami kocaya kaçmış olabilir miydi? Olamazdı olsa olsa karıya kaçmış olabilirdi.

Serap'ın Selami'yi kaçırma ihtimaline karşılık tüm yorumları gözden geçirip ipucu aradım. Sonunda bulduğum ipucunu Sergei'ye verdim. Geçen seferki gibi hızla bulup getireceğine inanıyordum.

Bir Kiralık Diş tanıdığım olması güzeldi. Uçan kuşu havada kapar getirirdi. Olmadı yere inmesini beklerdi. Gene olmazsa petshoptan alır ben tuttum diye getirirdi. Yani kısaca getirirdi.

Bu sefer uzun sürünce meraklandım, Sergei son bölümde istemeden aşıyı içmişti. Acaba kafası güzelleştiğinden işini yapamaz hale mi gelmişti? Ondan hayır gelmeme ihtimaline karşı, Koza kitabımdaki Dev beyinle işbirliği yapmaya karar verdim.

"Alo alo dev beyin beni duyuyor musun?"

"Evet, kime bakmıştınız?"

"Klofck-182 adlı gezegen büyüklüğündeki beyine bakmıştım."

"Kendisi şu an sulanmış durumda, eksik tahtalarını tamamlamakla meşgul."

"Bırak şimdi saçma beyin esprilerini, bana hemen Selami'nin ve Serap'ın yerini bul."

"Oldu canım başka bir emrin var mı? Bakkaldan bir ekmekle, sütte alayım mı?"

Bu karakterlere ne oluyordu böyle, hepsi arıza çıkarmaya başlamıştı. Dev beyin bile benimle dalga geçiyordu. Suyuna gidersem belki istediğimi alırdım. Az gaza getirmekten zarar gelmezdi.

"Klofckcum işim acil olduğundan öyle konuştum, yoksa evrenin en gelişmiş beyni ile böyle konuşulur mu? Sendeki beyin bende olsa tüm kitaplarım bestseller olurdu."

"Klofckcum derken?"

"Samimi olayım istedim. Neyse bana yardım edecek misin?"

"Selami denilen adam, Serap adlı bayanla kaçmış. ona fan sitesi kurmuş, hayranları ile birlikte planlamışlar."

"Tahmin etmiştim, şimdi neredeler?"

"Gerçek dünyadalar."

Doğru mu duymuştum? Selami'yi gerçek dünyaya mı kaçırmıştı? Bu mümkün olamazdı. Selamiiiiiiiiiiiii geri dööööön!

Sergei'nin onu neden bulamadığını anlamıştım. Gerçek dünyada onu bulmazdı, sadece ben bulabilirdim.

"Hanım bana yolluk hazırla!"

"Ne oldu bey, yolculuk mu var?"

"Selami kitaptan gerçek dünyaya kaçmış, onu bulmam lazım."

"Nasıl bulacaksın bir fikrin var mı?"

"Var, önce 'nın IP adresini bulacağım. Adresini bulduktan sonra kitap karakterlerini kışkırtmak ve kaçırmaktan dolayı savcılığa suç duyurusu yapacağım. Ardından o IP adresini savcılığa vereceğim ve adresi bulacağım."

"Bu kadar ileri gitmene gerek var mı? Biraz geri gitsen, Selami'nin mutlu mesut olduğu zamanlardaki gibi davransan olmaz mı?"

"Olmaz, Selami benim için virüs gibi. Yılanın başını küçük yaşta ezmeli."

Yolluğu aldıktan sonra savcılığın yolunu tuttum. Ara sıra cep telefonumdan Wattpad'i kontrol ediyordum. Gönderenin isminin geçersiz olduğu bir mesaj gelmişti. Mesajda şunlar yazıyordu.

"Biz var Selami'yi kaçırmak, gezdirmek getirmek geri."

Ben bu numarayı yemezdim. Sanki yabancı biri Selami'yi kaçırmış gibi göstermek istiyorlardı. Bu beni hafife almıştı ama ben aslında fazlasıyla ağırdım. Bunu yakında anlayacaktı.

Dev beynin söylediğine göre Selami gerçek dünyaya geçmişti. Burasının tadını alırsa bir daha geri dönmek istemezdi. Bu yüzden geri dönmesini sağlamak için Serapcadirci'yi ikna etmeye karar verdim.

Wattpad üzerinden özel mesaj yazarak Selami'nin kitaba geri dönmemesi durumunda bir daha Günaydın Selami abi adlı kitabın yeni bölümlerinin olamayacağını yazdım.

Cevap şöyleydi, "olsun bende gerçeği varken kurguyu ne yapayım."

"Benim kurgum olmasa, Selami başçavuşun eşeğinden farksız olurdu. Onu ben bu hale getirdim. Kitap dışındayken hiçbir albenisi yok."

Bir süre cevap gelmeyince ikna ettiğimi anladım. Mantıklı bir insansa Selami'yi geri dönmeye ikna ederdi.

Yarım saate kalmadan Selami kitapta göründü.

"Günaydın Selami abi."

"Günaydın yeğenim."

"Bugün cast seçimi için ajansa gidiyorum, bana şans dile abi."

"İyi şanslar koçum, senden yakışıklısını mı bulacaklar. Bana göre de rol var mıdır?"

"Kestik! Buraları geçtik Selami, sen hâlâ ilk bölümde mi kaldın? İlhan sen niye uyarmıyorsun bu gerzeği?"

"Pardon sayın yazar, uzun zamandır Selami abiyi görmeyince kaptırmışım kendimi."

"Neyse, herkes yerlerine başka bir şeyler deneyeceğiz. Action!"

"Günaydın Selami abi."

"Gü nay dın ye ğe nim."

"Kestik! Olmuyor Selami çok tutuk konuşuyorsun. Ben sana böyle mi öğrettim? Yoksa bana castın mı var?"

"Okuyucuya ayıp oluyor sayın yazar, böyle basit kelime oyunlarıyla uğraşmasanız."

"Beynim döndü, bu repliklere ben nasıl dâhil oldum? Bugünlük bu kadar herkes evine dağılsın."

-Devam Edecek-

Yayımlanma Tarihi: 11.08.2015

Kelime sayısı: 792

Günaydın Selami abi (SY)Where stories live. Discover now